Yapılacak bir işin hedefine ulaşması, ilk adımın sağlam atılmasına, geçmiş ve gelecek arasında köprünün kurulmasına ve güven oluşturmasına bağlıdır.
Kişiler üzerinden değil ilkeler üzerinden hareket etmek, her türlü bilginin dolaştığı sosyal medyada sağlıklı bilgiye ulaşmanızı sağlamak, doğruları paylaşmak, paylaşırken tüketmeyen, kutuplaştırmayan bir dil kullanmak yazılarımızın temelini oluşturacak.
İşte bu yüzden “Yeni Soluk” okuyucuları ile birlikte olmak, bazen nefeslenmek bazen de yeni bir soluk olarak bu sayfalarda yer almak benim açımdan oldukça önemli.
Baharın başlangıcında, doğanın yeniden hayat bulduğu ve yaratıcılığını tüm görkemiyle ortaya koyduğu bu dönemde, “9CAN’lı Yazılar” a başlamak değerli.
Ve bunun kadınların yüz yıllardır yaşadığı acıların ve verdiği mücadelenin sembolü haline gelmiş 8 Mart’ın hemen ardından yazıya dökülmesi ise daha da değerli.
Kadınlar dünyanın her yerinde, başta yaşam hakkı olmak üzere aynı haklar için benzer mücadeleler den geçiyorlar, her geçen gün daha da güçleniyorlar, örgütleniyorlar. Dünya’nın her yerinde yaşam, eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesinde hayatını kaybeden bütün kadınları buradan bir kez daha anarken, yaşanılan acıların tekrarlanmaması için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmak, örgütlülüğü yükseltmek, dayanışma ruhunu büyütmek her geçen gün daha çok önem kazanıyor.
Geleceğimizi kimsenin eline bırakmaya niyetimiz yok.
Kadınların yaşadığı acılar, travmalar ve bunun sonucunda oluşan ortak kadın bilinci dünyanın geleceğini belirleyecek. 20. Yüzyılın başında “Ekmek de istiyoruz, Gül de” diyen kadınlar, 21. Yüzyılı kadın yüzyılı yapacaklar.
Kadınların yetenekleri, deneyimleri ve kadının gücünün uyanışı aynı zamanda insanlığın kaderini değiştirecek potansiyele sahip. Bunu görmekte zorlanan varsa etrafına biraz daha dikkatli bakmak durumunda.
Emek, adalet ve vicdan üzerinden hayatı her gün yeniden yaratmak mümkün. Bunun izini sürmek mümkün. Kadın ve erkek beraber yeni bir hayat mümkün.
Bu nedenle bu satırları okuyan herkese koskocaman bir “MERHABA” demek istiyorum.
Bir merhaba yeter mi? Yetmez! Öyleyse Yaşar Kemal’in yazdığı, Zülfü Livaneli’nin söylediği gibi merhabalar çoğalsın. “Dünyanın ucunda bir gül açılmış Efil efil esen yele merhaba Karanlığın sonu bir ulu şafak Sarp kayadan geçen yola merhaba Acıda kahırda çekmiş geliyor, Güneşten boşanmış kopmuş geliyor, Bir ışık selidir sökmüş geliyor, Işıldayıp gelen sele merhaba”
Kelimelerin gücü sayesinde, samimi içten ve candan cana bir paylaşımı yakalayabileceğimizi, bu platform üzerinden yapacağımız buluşmalar ile hayatın anlamını yeniden üretebileceğimizi düşünüyorum, bazen düşünmek yetmiyor aynı zamanda hissediyorum.
Süreç içinde ne olacağını birlikte yaşayacağız, birlikte yazacağız, birlikte okuyacağız hatta bu sayfada hangi konuyu yazacağımıza, neyi tartışacağımıza birlikte karar vereceğiz. Röportajlar yapacağız. Görülmeyenleri görünür kılmaya çalışacağız. Hayattan, sanattan siyasetten ve spordan payımızı artık ne düşüyorsa yazacağız.
Zaman zamanda sizden gelen mesajları ve yazıları burada paylaşacağız. Bunun için yapacağınız tek şey [email protected] adresine mesaj atmanız ve iletişimimizi güçlü kılmak. Hayatınızdan huzur ve barış eksik olmasın. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle sevgiyle kalın ve bir kez daha MERHABA.