Bir önceki yazımızda “26 Ekim Kadın Muhtarlar Günü” nedeniyle kadınların muhtarlıklarda çok az temsil edildiğinden ve demokrasi açısından muhtarlıkların ne kadar önemli olduğundan bahsetmiştik. Şimdi de sırada yerel yönetimler var. Yerel seçimler, belediye başkanlıkları ve meclis üyelikleri demokrasinin katılım ve temsil özelliklerini açısından çok önemli olanaklara sahip. Yerel seçimin yaklaşması ile birlikte adaylaşma sürecinin başlaması kulisleri de hareketlendiriyor. Bu hareketlilik aynı zamanda yani Cumhuriyetin 100. Yılında kadın temsil ve katılımının yüksek olması için gereken bir zemini de mutlaka oluşturmak zorunda. Dolayısıyla belediye meclis üyelikleri, belediye başkanlıkları, il genel meclisi üyelikleri ve muhtarlıklar dahil olmak üzere kadınların taleplerinin daha da artması ve kamuoyu desteğinin oluşması gerekiyor.
UN Womenın verilerine göre kadınların yerel yönetimlerde çeşitli pozisyonlardaki temsili %1 ile %67 arasında değişmekte olup, dünya ortalaması %35,5'tir.141 ülkede yerel organlara seçilmiş yaklaşık 3 milyondan fazla kadın vardır. 88 ülke yerel yönetim seçimleri için yasal olarak kota kullanmaktadır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2020 Yılı Mahalli İdareler Genel Faaliyet Raporu’na göre;
Sayılardan görüldüğü üzere temsil oranı çok düşük. Yerel yönetimler kadın erkek eşitliğini sağlama potansiyeline sahip en önemli kurumlar olmasına rağmen temsil, katılım ve hizmetlerde kadınların yeteneklerinden ve becerilerinden yoksun kalmaktadır. Yerel yönetimler ulaşımdan, barınmaya, güvenlikten sağlıklı bir çevreye kadar hayatımızın içinde yer alan kurumlar. İhtiyaçların belirlenmesinden çözüm önerilerine kadar mevcut yerel yönetimlerin toplumun kadın enerjisini ve gücünün yeteri kadar kullanamadığını söyleyebiliriz Özellikle son dönemde yaşadığımız dayanışma ve dirençlilik gerektiren koşullarda, pandemi, afetler, kaotik durumlar ve zorlu olaylarda yerelin derdine derman olma çabasında küreselden yerele kadın yöneticilerin ne kadar başarılı olduğunu gördük. Mevcut siyasi yapıların ve aday belirleme yöntemlerinin siyasi iradenin isteği dışında kadınlara kapalı olduğu açık. Bu durum parti başkanlarının, yerel liderlerin ve aday belirleme komisyonlarının çoktan belli olmuş adayları karşısında sadece kadınlar için değil demokratik yollar ile adaylık sürecine girmek isteyen ve toplumun farklı kesimlerinden gelen birçok kişi içinde aynı. Demokratik, liyakatı öne çıkaran, temsil ve katılımı önemseyen bir bakış açısı ve yaklaşım ile oluşturulan adaylaşma süreçleri ve aday belirleme yöntemleri ilerleme ve değişimin gerçek müjdecisi olabilir.
Şu gösteriyor ki hem demokrasinin güçlenmesi hem de daha sağlıklı şehirler ve mahalleler için kadınların eşit temsil ve eşit katılımının bir alternatif olabileceğini düşünmek ve buradan yola çıkarak liyakat, beceri ve iletişim yeteneklerine göre adayları belirlemek, kriterleri yerel dinamikler üzerinden kurmak çok daha önemli hale geliyor. Şu bir gerçek ki 1930 yılında belediyelerde seçme ve seçilme hakkına sahip olmuş kadınların, siyasal haklarından kentli haklarına uzanan silsile içerisinde ve Cumhuriyetin 100. yılında 100 kadın belediye başkanının bile olmayışı yeteri kadar temsil edilmediğini, hizmetlerden yeteri kadar faydalanmadığını gösteriyor. O yüzden tekrarlamakta ve hatırlamakta fayda var, bir çok şeyin daha iyi olması için yerelde seçim kadınlar çözüm!