Cumhuriyetin aynı zamanda bir kadın devrimi olduğu gerçeğinden hareketle, cumhuriyet kazanımları içinde kalan kadınların seçme ve seçilme hakkını, muhtarlık kurumu üzerinden dile getirmek ayrı bir öneme sahip. Yerel seçimler yaklaşırken muhtarlıklardan başlayarak kadınların temsil ve katılımını öne çıkarmak cumhuriyetin 100. Yılında daha da bir kıymet kazanıyor.
Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte kadınların seçme ve seçilme hakları ile ilgili olarak 3 önemli tarih ile karşı karşıya kalıyoruz. Bunlar;
1933 yılında 442 sayılı köy kanununda, “Her köyde bir köy derneği, bir köy muhtarı, bir de ihtiyar meclisi bulunur. Köyde 24. maddeye göre köy muhtarını ve ihtiyar meclisi azalarını seçmeye hakkı olan kadın ve erkek köylülerin toplanmasına köy derneği derler. Köy muhtarı ve ihtiyar meclisi azaları doğrudan doğruya köy derneği tarafından ve köylü kadın ve erkekler arasından seçilir. Köy muhtarı ihtiyar meclisinin başıdır”.(20. Madde)
“ Ana, kız, oğul, gelin, güvey ve kardeşlerin ihtiyar meclisinde aza olarak bir arada bulunmaları yasaktır. Bunların seçilmiş olduğu görülür ise içlerinden en çok sayı kazanmış olan kadın ve erkek azalıkta bırakılır. Sayıları beraber olur ise evli olan, ikisi de evli ise yaşı büyük olan, yaşları da beraber ise çocuğu çok olan tercih olunur. Çocuk adedi de beraber ise kur’a çekilerek kur’a da adı öne çıkan azalığa alınır”.(30.madde) şeklinde yapılan değişiklik ile muhtar ve ihtiyar heyetlerine seçilme hakkı elde edilmiştir. Kadın ve erkek vurgusu ne kadar önemli değil mi?
Muhtarlıklar 194 yıldır hayatımızın içinde yer alıyor. Çok özgün ve bizim coğrafyamıza dair özel bir model. İlk Muhtarlık 1829 yılında İstanbul’da kuruluyor. Mahalle ve köy yönetimlerinde; merkezi ve yerel yönetimler ile mahalle ve köy sakinleri arasında bir köprü olma görevini sürdürmeye devam ediyor. Muhtarlar ve ihtiyar heyetleri yerel dinamikler ve yerel demokrasi açısından çok önemli. Halkın içinde, ulaşılabilir, yerel sorunları bilen ve çözüm önerilerine hakim olan, katılım ve temsil açısından seçmenle doğrudan bağlantı kuran kişiler. Seçme ve seçilme süreçleri de eklenince demokratik bir model olma potansiyelini taşıyor. Hatta en demokratik mekanizma ve dinamiklere sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Yerel yönetimler demokrasinin beşiği olarak bilinir. Yerelin de yereli olan muhtarlıklar tam da burada daha farklı bir değer kazanıyor. Muhtarlıklar, demokrasi beşiğinin yapım yeri aslında, bu yüzden muhtarlık kurumu daha da öne çıkarılmalı. Yasal düzenlemeleri, hakları, mahalle ve köy muhtarlıkları arasındaki farkları, tartışma konusu olsa da var olan ve var olmaya da devam etmesi gereken bu kurum mahalleden başlayarak genele yayılacak dalganın da gerçek gücü.
Peki bu kadar demokratik bir mekanizmanın, gerçekten demokrasinin beşiği olduğunu söylemek mümkün mü? Toplumun yarısını oluşturan kadınların temsili açısından bunu söylemek mümkün değil. Son iki seçimi göz önüne aldığımızda, kadınlar 2014 seçimlerinde %1,3, 2019’da %2,1 oranında temsil edilmişlerdir. 6 Haziran 2021’de yapılan ara seçimlerde kadın muhtar sayısı 1119 olmuştur. 2023 itibarıyla, toplam muhtar sayısı 50 binin üzerindedir. Bu kadar muhtarın içinde 1010 mahalle ve 124 köy olmak üzere toplam sadece 1134 kadın muhtar görev yapıyor. Kadın muhtar oranı sadece %2,24’tür.
26 Ekim 1933’de yapılan değişikliğin ardından, 2 Kasım 1933'de Aydın Güre İlçesinin Demirci Dereköyü’nde yapılan seçimlerde Gül Esin Aydın Türkiye'nin seçilmiş ilk kadın muhtarı olmuştur. O günden bugüne, mahalle ve köylerinde daha iyi yaşam ve eşitlik mücadelesinin doğal ve yerel lideri olan kadınlar muhtar olma yolunda yürümeye devam ediyorlar.
Daha önce Yeni Soluk’ta yazdığım yazılardan birini şu sözler ile bitirmiştim. Aynen tekrarlıyorum. “Kadınların yaşadığı yerlerde kararlara katılması ve etkin olması, sorunlar karşısında farklı bakış açıları ve yeni çözüm yolları oluşturacaktır. Yerelden başlayan eşitlik mücadelesi, bu yolda adaylaşmış, seçilmiş kadınların sırtlarında yükselmektedir. Onların bu mücadelesi gelecek nesillere yeni ufuklar ve imkanlar sağlamaktadır. Seçim süreçlerinde her türlü zorluğa göğüs geren, sadece kadın olmaktan kaynaklanan ayrımcılıklara direnen, rol model olan, seçildikten sonra çok çalışan, “ kadından muhtar olmaz” algısını kıran ve hiç vazgeçmeyen tüm kadın muhtarların günü kutlu olsun.”
Cumhuriyetin onuncu yılında elde edilen bu hakkın cumhuriyetin 100. Yılı itibariyle bambaşka bir noktaya gelmesi için, sürdürülebilir, yaşanabilir, dirençli ve daha insanca yaşam olanaklarının oluşturulduğu mahalleler için eşitlikçi ve kapsayıcı bir bakış açısıyla harmanlanmış kadın gücüne ve enerjisine ihtiyaç olduğu açıktır. Cumhuriyet ideali ve kimsesizlerin kimsesi olmak için temsil ve katılımda, hayatın her alanında, mahallede, ilçede ve illerde kadın ve erkek birlikte yol almalıdır. Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde kurulan cumhuriyetin hakkını gerçek anlamda verebilmek, bu yolu açan kadın ve erkeklerin sunduğu katkıları her gün bir adım ileriye taşıyabilmek ayrı bir sorumluluk, özgüven ve ideal gerektiriyor.
Türkiye Cumhuriyetinin 100. Yılı kutlu olsun
Kadınlar yaşasın diye yaşasın kadınlar yaşasın cumhuriyet.