(5Y 1K) Yokluk, Yoksulluk,Yoksunluk, Yolsuzluk, Yok edilme ve Kadınlar

Dünyanın her tarafında ayrımcılık ve her türlü eşitsizlik önlenemez bir şekilde artmış durumda.  Ayrıcalıklı azınlıkların, çoğunluğun üzerindeki hakimiyeti ve etkisi 21. yüzyılın gelişen olanakları sayesinde her geçen gün büyüyor. 

Bu ayrımcılık ve eşitsizlikten en çok etkilenenler ise tartışmasız bir şekilde kadınlar. Çünkü mevcut sistem kadınlar lehine işlemiyor. Böylece nüfusun yarısını oluşturan kadınların niye hak ettikleri değeri alamadıkları, neredeyse hayatın her alanında verdikleri emeğin görünmez hale gelmesi ve değersizleştirilmesi, sistemin çarpık ve kusurlu yanıyla doğru orantılı.

Var olan yapı erkek dünyası üzerine kurulu ve bu iktidarın olduğu yerde “yok”lar var. Yoksulluğu, yokluğu ve yoksunluğu besleyen zihniyet var. Erkeklerin gücüne, erkeklerin zenginliğine, erkeklerin başarısına odaklanmış bir sistem.  Peki hangi erkeklerin? Gücü elinde tutan bir azınlık var. Bu azınlığın dışında kalan erkekler ne yapıyor?  Çoğunluğu oluşturan bu erkekler kendi alanlarında kadınlar ve çocuklar üzerinden oluşan küçük iktidar alanlarının başı olarak kendine yer açmakla meşgul. Sömürülenin sömürüsü yeniden kendini tekrarlıyor.

Bunun dışında sorgulayan, bu sistemin çarpıklığına itirazı olanlar ise başka bir yaşamın izlerini sürüyor. İnsanlığın bu sorgulamaya ve değişimi yaratmaya ihtiyacı var. Varlık ile yokluk arasındaki denge insana ait bütün değerlerin dikkate alındığı ve her türlü ayrımcılığa karşı durulabilen bir yerde kendini yeniden var edebilme olasılığını bulabilir. Aslında hayat bize bunu her an sunuyor.

Şimdi size dünya genelinde yapılan 3 farklı çalışma ve sonuçlarından bahsetmek istiyorum.

Birincisi Dünya Ekonomik Forumu’nun düzenlediği, 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu. Bu rapor her sene yayınlanıyor. Dünya genelinde yapılan değerlendirmeyle kadınların siyaset ve ekonomiye katılımı, eğitim ve sağlık alanlarındaki durumu, belirlenen kriterler doğrultusunda sıralamaya tabi tutuluyor. 153 ülkenin bulunduğu bu yılki sıralamada Türkiye 130. sırada yer aldı. Bu sene sıralamanın ilk onunda İzlanda, Norveç, Finlandiya, İsveç, Nikaragua, Yeni Zelanda, İrlanda, İspanya ve Ruanda var.

Diğeri, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) hazırladığı, Yolsuzluk Algı Endeksi. Bu kurumun ayrıca “Rüşvet Verenler Endeksi”, “Küresel Yolsuzluk Barometresi” gibi çalışmaları var. Yolsuzluk Algı Endeksi, bir ülkede, kamu yöneticilerine ilişkin yolsuzluk algı düzeylerinin ölçerek değerlendiren bir rapor. 25 yıldır yapılıyor ve 180 ülkeyi kapsıyor. Kamu sektörünü, hükümetleri, devletleri mercek altına alıyor.Rapora göre Türkiye bu yıl 180 ülke arasında 91. sırada. Listenin başında Danimarka, Yeni Zelanda, Finlandiya, Singapur, İsviçre, Norveç, Hollanda, Almanya, Lüksemburg, İzlanda yer alıyor.

İki çalışmanın sonuçlarına baktığımızda kadın erkek eşitliğinin uygulanabilir ve kadınların siyasete katılımının ve temsilinin daha yüksek olduğu ülkelerde yolsuzluk algısının daha az olduğunu tespit edebiliriz. Sadece yukarıdaki sıralamalarda yer alan ülkeleri göz önüne aldığımızda bu bağlantıyı açıkça görebiliyoruz.  Bu bağlantı bile tek başına üzerinde çalışılmayı hak ediyor.

Tam bu noktada yolsuzluğu, yazının başında ifade edilen sistemin kendini üretme araçlarından biri olarak değerlendirilebiliriz. Çünkü sistem erkeklere sunduğu olanaklarla en büyük yolsuzluğu kadınlara karşı yapıyor.

Üçüncü bahsedeceğim rapor ise Oxfam International’ın raporu, bu rapora göre dünyanın en zengin 22 erkeği Afrika'daki tüm kadınlardan daha fazla servete sahip. 2.153 milyarder, dünya nüfusunun yüzde 60'ını oluşturan 4.6 milyar insandan daha zengin. Varsıllık ve yoksulluk arasındaki uçurum büyüyor.  Kadınlar ve kız çocukları her yıl 12,5 milyar saat ücretsiz bakım hizmeti veriyorlar ve bu ücretsiz bakım işlerinin parasal değeri 10,8 trilyon dolar. Bu, küresel teknoloji endüstrisinin üç katından daha büyük bir değer ve 2030 yılında daha da büyüyecek.  

Yaptıkları bu kadar işe karşılık dünyanın pek çok yerinde kadınlar eğitim, sağlık, barınma gibi temel hizmetlerden yoksun bırakılıyorlar. En yaşamsal ihtiyaçları karşılanamaz hale geliyor ve her türlü şiddete maruz kalıyorlar.

Yoksulluk, yolsuzluk, yoksunluk kavramlarının kadınların durum ve konumları ile direk bağlantısı var. Mevcut sistemlerin ise bunu aşmaya niyeti olmadığını biliyoruz. Karar vericilerin siyaset yapma biçimlerinin ve mekanizmalarının kadınların yolunu kapadığı başka bir gerçek. Açılan yerlerde ise kesinlikle bir zihniyet değişikliği olduğunu görüyoruz. Siyasetin finansmanındaki şeffaflık, adalet, demokrasi, paylaşım, halkın denetimi gibi kavramlar, adil ve eşitlikten yana olan yapılarda yer bulabiliyor.

Diğer yandan kadın temsili ve katılımının artmasının, yaşanan sorunların giderilmesinde bir alternatif olduğu gerçeğini önümüze koyuyor.

Burada yer alan raporları okurken dikkatimi çeken önemli bir noktada bu kurumların yönetim kademelerinde çok fazla kadının görev aldığı oldu. Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin başkanı da bir kadın; E. Oya Özarslan. Kadınların farkındalığı ve çalışmaları ilham verici olmaya devam ediyor.

Dünyanın kadınların enerjisine ve gücüne ihtiyacı varken kadınlar hayatın her alanında, karar mekanizmalarında ve siyasette niye “yok”lar? Ya da neden “yok” sayılmak isteniyorlar. Çok açık. Aslında kadınlar varlar, var olanı yok saydıkça her türlü “yok”luktan kurtulmak mümkün gözükmüyor. Yazının başlığında yer alan yokluk, yoksulluk, yoksunluk, yolsuzluk ve yok edilme bir zincir şeklinde sadece kadınların değil insanlığın yok olma hallerini ifade ediyor. Yokluk, yoksulluk ve yoksunluk yaratıyor sonra yolsuzluklar ve yok edilme durumları ortaya çıkıyor. Yok oldukça yokluk artıyor ve bu dengesizliğin bedelini kadınlar ödüyor. Kadınlar yok sayılmanın farklı biçimlerini her gün bir şekilde yaşarken, bu öyle bir noktaya geliyor ki yaşam hakkı ellerinden alınıyor ve yok ediliyorlar. Yaşayalım, yaşatalım ve hayatı yeniden yeşertelim diye diye varlığımızın yolunda yürümeye ve büyümeye devam.

 

NOT: Merak edenler ya da konuyla daha yakından ilgilenmek isteyenler için rapor hazırlayan kuruluşların web adreslerini aşağıya ekliyorum.

World Economic Forum https://www.weforum.org/reports/gender-gap-2020-report-100-years-pay-equality

Oxfam International, https://www.oxfam.org/en

Transparency, https://www.transparency.org/

Uluslararası Şeffaflık Derneği  https://www.seffaflik.org/