Sadakat; Bağlılık, samimiyet, vefa anlamında kullanılan kelimedir.

Sadakat kişiye göre değişmekte olup nerde araştırdıysam, kime sorduysam farklı anlam taşıyordu, Bakınız kişiye göre sadakat nelermiş;

Sadakat hiçbir zorlama olmadan karşılıklı anlaşmalar ve gönüllülük esasına dayalı ise yüce bir değer olarak değerlendirile bilinir, aksi ise; İtaattir!

Bireysel seçim, ya da karaktersizlikle bağlantılı bir “bağlı olma” durumu olabilir. Eş-iş, askerlik, “vatan millet Sakarya” gibi konularda adı sık sık geçer.

Bireysel altyapısı sağlam, kişiliği oturmuş insan körü körüne sadık değil, aksine seçim yapan özgür kişilerdir.

Sadakat birinin (İş, Eş Askerlik, Meslek, Şehir, Ülke vs) yanında gönüllü ve isteyerek kalmaktır. Sadakatin böylesi özgürlüktür, aksi olanı ise esarettir! Zorla sadakat olmaz. Tasmayla kelepçeyle olmaz.

Kimine göre; Sadakat, isteyerek bağımlı olma durumudur, Zayıflıktır, zafiyettir. Kimine göre sadakat kişiliğin erozyona uğrama halidir! Sadakatsizlik ise teslim olmamaktır!

İnsana en sadık hayvan köpektir, Köpeğin sadakati sürekli olarak kutsanır. İşin garibi en ufak bir durumda ise; ‘Ne o lan, niye o adamın karşısında köpekleştin?’ Demeyi de ihmal etmeyiz!

Sadakat patronaysa, patron için iyi adamsın, sınıfın için ise işbirlikçi!

Sadakat eve yuvaya eşe, çocuklara ise, Güzel bir aile reisi, iyi bir eş iyi bir babasın!

Sadakat siyasi partiye ise; İyi bir partilisin, özverilisin, fedakârsın(!)

Sadakat (yerel veya genel) bir lidere ise, “Güç, para, makam mevki ve istikbal peşinde koşuyorsundur, çok sık rastlanılan davranış biçimi biat etmenin adını değiştirip sadakat yaparsın biz ekibiz ve birbirimize sadığız dersin, Özgürlüğünü verip koltuk alabilirsin”. Çevrenize bakınız(!)

Sadakat bazı siyasi partilerde ise, En üst makamdan en alt birime kadar “astın üste” muhakkak itaat etmesini gerektiren hatta farz haline gelmiş bir durumdur(!)

Genel merkezde; Genel başkan ilahtır. Yardımcıları has odabaşı olup ona tapar.

Genel Başkan ve yardımcılarına, İl başkanları el pençedir.

İl başkanı ve yardımcılarına, ilçe başkan ve yönetimleri sadakatini göstermek zorundadır.

Koltuğunuz yoksa ve bir ekipteyseniz, ekip ruhu ekip başına sadık olmayı emreder. Lakin ekip başı astlarına karşı sadık olma zorunluluğunda değildir. Onları alır satar. Satış işini ise genellikle de en ufak çıkar karşılığı yapar(!)

Sadakatsizlik ise her ne kadar sadakatin zıttı olsa da, aslen ‘daha büyük’ bir ruhsal zayıflığı göstermekmiş, lakin sadakatsizlik ile ihaneti karıştırmamak gerek!

Evet, aldatmak kandırmaktır. Ya çıkarı için oyalamayı düşünür ya da alışkanlık haline getirdiği ‘verdiği sözü’ tutmama halidir.

Aldatma işi siyasette çok yoğundur. Yapılamayacak her şeyi vadeden siyasetçi genellikle aldatarak kandırma eylemini yapar.

Aldatma kandırmanın ham halidir. Kandırmak ise ihanetin başlangıç halidir.

Malumunuz 7 Haziran evvelsi CHP’de bir önseçim yapıldı. Yıllardır olmayan önseçimin olması CHP’lilerde umudu yeşertmeye yetmişti. Numaralandırılmış, rakamsal sıralanmış adayların olduğu “Çarşaf” listeli seçimde üyelere ‘şunları seçeceksiniz’ diye anahtar listeler dağıtıldı. Simdi bu durum bizce bir aldatmacadır. Oy verecek seçmen üye anahtar listeler ile hemşeri ve etnik baskının altında kalarak oyunun içinde bir ‘rol’ almıştı. Bu oyunun adı ise ‘özgür üye ile yapılan önseçim’ olmuştu! Düşünebiliyor musunuz; yılların Ercan Karakaş’ı 16. sıraya yani çok gerilerde kalırken, kim olduğu dahi bilinmeyen etnik kimliğinden dolayı birileri oldukça fazla oy alarak listelere girebiliyordu. Her şeye rağmen en azından bu güne kadar yapılmayan önseçim bundan sonrası için umut olmuştur diyebiliriz.

Birde bu listelerin tamamına adını yazdırmak için kırk takla atanlar oldu. Bunlar “Hem ondan hem bundan” dediğimiz zübük tiplemelerdir.*

Yukarıdaki bahsettiğimiz bu iki durum aldatma mıdır yoksa ihanet midir?

Bizce ilk yapılan aldatmaca olup, ikincisi* ise aldatmanın pişmiş olgunlaşmış hali olan yüzde yüz ihanettir!

Evet, ihanet en kötü olanıdır. Partilisini, yoldaşını, dostunu, arkadaşını satma halidir. İhanet töresel olarak tüm toplumlarda lanetlenmiştir. Hatta bazı toplumlarda ihanetin bedeli çok ağır yaptırımlarla karşılık bulur.

Çıkar için dost görünen, menfaati için önünde kırk takla atan sonrada varlığını inkâr eden dost görünüşlü yılan süzülüşlü hainlerden tanrı hepimizi korusun(!)