Oy vermeye gideceğim!

Bu kadar seviyesiz, bu kadar birbirini kötüleyen, hakaretlerin havada uçuştuğu, kimsenin kimseye güvenmediği böyle bir seçim süreci daha yaşanmamıştır.

Cumhurbaşkanı anayasaya göre partili değildir, tarafsızdır ve partiler üstüdür. Buna rağmen Cumhurbaşkanı farklı isimlerle programlanmış seçim meydanlarına çıkıyor. Halka: “Devletin parasıyla meydanlara çıkıyorum. Bu benim hakkım” diyor.

Tarafsızlık yemini etmiş bir cumhurbaşkanı, milletin vergileriyle kendisine ayrılmış parayı bir partinin propagandasını yapmak ve diğerlerini kötülemek için seçim meydanlarına çıkmayı hak olarak görüyor. Devletin başı ve herkesin cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ın bir siyasi partinin propagandası için herkesin parasıyla meydanlara çıkması anayasaya aykırıdır.

Cumhurbaşkanı elinde “Kürtçe Kur’an Meali”, miting meydanındaki halka şunları söylüyor: “Sayın Kılıçdaroğlu, ben Kur’an ile büyüdüm, Kur’an ile yaşıyorum… Kendi şahsında Kur’an’ın yerinin ne olduğu malum” diyor.

Kutsalların siyasete alet edilmesi bir yana daha önce hiç yaşanmamış bir biçimde bizzat Cumhurbaşkanı, Anayasa ve kurumları yıpratıyor. İşin en kötüsü YSK, AYM, RTÜK, Cumhurbaşkanının uygulamalarını görmezlikten geliyor, yada korkudan ses çıkartamıyorlar.

Kişisel ikbal uğruna harcanan dostlukları, iki kardeşin çıkar için rakip partilerden aday olduğu, müteahhitlerin hemen hemen tüm partileri ele geçirdiği, aday adaylığı ve adaylık süreci de dâhil olmak üzere “bu seçimlerde yaşanılan kirliliğin” bir örneğini daha bunca yıllık yaşamımda görmedim…

Ancak ve de her şeye rağmen, gönül verip üyesi olduğum partime oy vermek için sandığa gideceğim.

Kendi bölgemden olmadığı halde seçilecek sıralara atanan adını anmayacağım emek suiistimalcisi ithal adaylara rağmen, eğilim yoklamasında seçilen, lakin kontenjanın atama adaylarının aralara monte edilmesiyle geri sıralara düşen 12. 13. 14 veya 15, sıradakilerin TBMM ne girmesi için sandığa gideceğim.

Gençlik ve kadın kotasına uyulmamasına rağmen eğilim yoklamasından çıkan kız kardeşime oy vermek için sandığa gideceğim.

Her dönem burada oturmadığı halde bir veya iki kişiyi bölgemden aday yapan MYK ya kızmama rağmen, üyesi olduğum partinin iktidar olması için sandığa gideceğim.

Artık kapılar sadaka poşetleri için çalınmasın istiyoruz. Bunun için sandığa gideceğim.

Okuma özgürlüğümüz kısıtlanıyor, basın özgürlüğümüzün kısıtlanmasını istemiyorum. Bunun için sandığa gideceğim.

İnsan hayatına değer verilmesini istiyorum. Bunun için sandığa gideceğim.

Çocuk istismarı yapan yobazların durdurulmasını istiyorum. Bunun için sandığa gideceğim.

Özel yaşamın gizliliği sağlanacak, telefon dinleyenlerden, korku imparatorluğu yaratanlardan hesap sorulacaktır. Bunun için sandığa gideceğim.

Faili meçhul cinayetler aydınlatılarak, devletin içindeki çeteler ortaya çıkarılacaktır. Bunun için sandığa gideceğim.

Kamuda taşeron işçilik kaldırılarak, taşeron işçiler ILO normlarına göre kadrolu çalıştırılacaktır. Bunun için sandığa gideceğim.

Herkesin sadece ve eşit şartlarda ”vatandaş” olarak görüldüğü bir Türkiye istiyorum. Bunun için sandığa gideceğim.

Seçim yasaları değiştirilerek, “liderlerin” değil, “milletin” kendi milletvekilini seçebilmesi sağlanacaktır. Bunun umuduyla sandığa gideceğim.

Milletvekili dokunulmazlıkları, kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılacaktır. Bunun için sandığa gideceğim.

Aile sigortası getirilerek sosyal devlet güçlendirilecek, yoksulluk tarihe gömülecektir. Bunun için sandığa gideceğim.

Emekliye 2 bayramda birer maaş ikramiye verilecek, mazot 1 buçuk lira yapılacak. Bunun için sandığa gideceğim.

Evet, tüm yazdıklarımın olabilmesi adına üyesi olduğum partime oy vermek için önümüzdeki Pazar günü erkenden kalkıp oy vermeye gideceğim.