Ötekileştiren listelerin yarışı

Parti içi seçimlerde “kazanan, kaybedeni de kazanırsa o zaman gerçekten kazanır”.

Bugün bir yarış vardı Bostancı gösteri merkezinde.

Gerçekte de ‘gösteri’ gibi oldu bu parti içi seçim.

Birkaç özverili eski yönetici haricinde, iki gündür eski yönetim salonda yok. CHP’nin hiç mi seçim şarkısı, türküsü yok? Açılış için bir sanatçı getirmek bu kadar mı zordu? Bu sorularımız kaçarcasına bırakıp giden eski yönetime.

Evet, CHP İstanbul il kongresi yapıldı. Yaklaşık iki haftadır hazırlanılan, son birkaç günde adayları netleşen bir yarış.

Bu yarışa birçok tavşan aday da katıldı. Acaba güçlü olan bir diğer adayın lehine çekilirsem bir koltuk kapabilir miyim diye.

Bu yarışa ömrünü CHP’ye vermiş ancak yeter sayı da önerilen imzası toplayamadığı için geri çekilmiş Kadir Gökmen Öğüt gibi güzel yürekli insanlarda katıldı.

Bu yarışa solculuğun direnmek olduğunu unutup geri çekilen Necdet Saraç gibi sol kanatçılarda katıldı.

Bu yarışa Belediye Başkanlarının müteahhitlerin ve de genel merkezin adayı diye adı çıkan Gökan Zeybek’te katıldı.

Evet, bu yarış da bir isim daha vardı; kimine göre Aleviliği ile ön plana çıkan, kimine göre daha farklı anılan Cemal Canpolat’ta katıldı.

Bu yarışta çekilenler çekildi ve iki aday kaldı.

Cemal Canpolat ve Gökan Zeybek!

İki ayrı isim, iki ayrı liste yaptılar.

Bu satırları yazdığım sırada listeler elime geçmiş lakin daha oy kullanma işi devam ediyordu.

Şunu herkes bilsin!

Her iki listede önceliği Aleviliğe ya da Karadeniz göçmen ittifakına vermiş etnitise ağırlıklı olup formaliteden çeşit olsun diye ötekinden birkaç isim serpiştirerek ‘buyurun bakın ortak liste’ demek istemiş.

Her iki listede ‘siyasetten ele etek çektirilecek’ o kadar çok isim var ki, inanın ben bir hayli zorlandım.

Kendileri yerine karılarına siyaset yaptıran işadamları mı dersiniz, ya da iki akraba iki ayrı listeye kapak mı atmış dersiniz, veya her daim her devrin insanı mı dersiniz, delege olmadığı halde şeytana papucunu ters giydirenler mi dersiniz. Ne derseniz deyin iyisinden kötüsüne her tip insan bulmak mümkündü.

Bana da ne derseniz deyin, hangi liste kazanırsa kazansın CHP kazanmayacaktır.

Kazanan yönetim CHP’ye belki iki yıl bu kentte parti içi iktidar olabilecektir, lakin çokkk uzun yıllar kaybettirecek bir İstanbul il yönetimi olacaktır.

Peki, bunun sebebi İl Başkan adayları mı, yoksa başkaları mı?

Bizce bunun tek sebebi ‘blok’ listede dayatan siyasi istikbal peşinde koşan ‘bazı ilçe başkanları’dır.

Çünkü; çarşaf liste ile seçime girilseydi kendi önerdikleri bir çok kişi seçilemeyecek, liste dışı kalacaktı.

Ya başkan adayı anahtar listesine yazmayacak, ancak ‘ben anahtar listeme aldım, ne yapayım sevmeyeni çokmuş ki seçilmemiş’ diyecek, yada anahtar listeye yazsa bile seçilemeyecek kaygısıyla blok listeyi istemişti ‘DELEGE’sine sahip çıkmak isteyen önümüzdeki dönemlerde akla gelen her yere aday olması muhtemel o muhterem bazı ilçe başkanları(!)

Evet, blok listenin tek sorumlusu siyasi ikbal ve istikbal peşinde koşan bazı İLÇE BAŞKANLARI ve koltuk hayaliyle yanıp tutuşan İL DELEGELERİDİR(!)

Şunu herkes bilsin!

Şayet mantıklı bir önlem alınmazsa;

Kim kazanırsa kazansın CHP kazanmayacak.

Kazanan kazanacak, kaybeden ötekileşecektir.

Böyle bir yarışı kim neden istedi? Yakında yenisoluk.com da yazı ve haberlerimizde okuyacaksınız(!)