Tek taraflı çıkarın yok olmasıyla bozulan dostlukları, ilişkileri anlatmak için kullanılan bir atasözü “Öküz öldü ortaklık bitti!”.
Kitaplarını aldığınız, notlarını fotokopi çektirdiğiniz sınıfın çalışkanlarından olan arkadaşınızı okul bittikten sora aramamanız öğrencilik anılarınız içinde sanırım vardır.
Başka bir tarafta her şeyine gece demeden gündüz demeden, kar kış soğuk ayaz demeden, koştuğunuz komşunuzdur. Gün gelir o komşunuz taşınır, taşınır taşınmasına lakin dönüp arkasına bile bakmaz bir kez olsun aramaz sormaz! Çünkü öküz ölmüştür!
Şakalaşacak kadar samimi olduğunuz birisiyle gün gelir ve eskisi gibi olamazsınız, abuk sabuk bir şeyden araya soğukluk girip arkadaşlığınız bitmiş veya uzun süre küsmüş hale gelebilirsiniz. Düne kadar yanınızda sizinle olan, destek veren kişi ya da kişiler, bir bakmışsınız ki yok!
İşte o an, bazı arkadaş ilişkilerinizin de çıkar üzerine kurulduğunu anlarsınız. Çıkarı biten arkadaşınız sizden uzaklaşmıştır. Sizi üzen sizden yararlanmış olmasıdır. İnsan kendini mendil gibi kullanılmış hisseder.
İş hayatında da böyledir. İş yaptığın ve patronuna milyon liracıklar kazandırdığında senden iyisi yoktur, ama patronun beklentisini karşılayamama ya da daha az kazandırmaya başladığında, işinin bittiği son durakta olduğun izlenimini verirler sana.
Bu durum en çok boşanma ayrılık sonrasında yaşanır. Evliyken sizi kardeşinden ayırmayan Baldızınız kayınçonuz, kendi çocuklarından ayırmayan, her derdini sizinle paylaşan kayınvalideniz kayınpederiniz birden bire yok oluverir ortalıktan. İlk başlarda hiç anlam veremezsiniz. Yahu biz dost değil miydik ne oldu da böyle oldu diye kendi kendinizi sorgular durursunuz. Sonradan anlarsınız ki, onlarla hiçbir zaman dost olunmamıştır. Hatta öküz öldükten sonra bir numaralı düşmanınız olma ihtimalleri bile vardır. Buraya çok dikkat etmek lazım. İşte o zaman anlarsınız. Eeee öküz öldü ortaklık bozuldu tabii.
Karşısındakini salak sanan, bencil üstelik saygısız insanların yaptığı eylem biçimi olması kaçınılmaz olur, karşımıza her an her yerde çıkmasına şaşırmamak gerek.
Parasal güç ve mevki sahiplerinin çıkar bittiği zaman her halükarda ilişkiyi sonlandırma halidir. Onlar için bindikleri trenin tekeri her zaman dönmeye devam edecektir çünkü.
Taraflardan biri sosyal değişime uğrar uğramaz, kopuşların yaşanması kaçınılmaz olur. Adam bir bok olamaz ama makam mevki kariyer sahibi olunca öküz ölüverir birden bire, yada kendisi öküz olur!
Öyle paylaşımmış, ahde vefaymış, sevgi saygı hatıralarmış falan filan laftır, çıkar bitince hepsi laga luga olur.
“Seninle bu beraberliği sonuna kadar sürdürmek istiyorum” cümlesini duyduğunuz kişinin fikri de zikri de, emin olun “gün bitmeden” (24 saat) ters yönde değişmeye mahkûmdur. Çünkü beyninin en gizli yerlerinde sakladığı senden beklediği bir takım talepleri vardır!
Siz istediğiniz kadar birliktelik sürecinde vicdanınızın ya da ilkelerinizin değerleriyle hareket etmeye çalışın, karşılığı hüsran olacaktır!
O yüzden baştan ortaklıklar kurulmaması “öküzlerin ölümüne” de tanık olunmamasıdır.
Öküz öldü ortaklık bitti! Atasözü siyasette nasıl yer bulmuş dersiniz?
Efendim bunu bilahare yazalım, yazalım da üzerine alınması gerekenler alınsın alınacağı kadar, kızsın kızacağı kadar, hatta bazıları möööö bile desin diyebilirse!
Onların bazıları möööö bile diyemezler, çünkü trenlerin yaşayan öküzlere ihtiyacı olduğunu çok iyi bilirler. Kısacası öküz olmamak veya öküz yerine konmamak için ya kendini değiştireceksin ondan olacaksın ya da onu değiştirteceksin senden olacak. Bunu unutmayalım, unutanları uyaralım!
01012011
