Antalya Büyükşehir'e yeni operasyon. 20 kişi hakkında gözaltı kararı
Bu aralar milletvekili pazarına nur yağıyor. İçlerinde gerçekten bu işi yapabilecek olanda olmayanda malumunuz oldukça fazla.
Kimisi seçilemeyeceğini bildiği halde parti içi iktidara yamanmak adına yukarılara sinyal yollamanın peşinde. Kimi köşeyi dönmenin. Kimi ise gerçekten idealleri olupta vatan millet Sakarya diyenler.
Bizde bu durumdan kendimize pay çıkartıp milletin vekili olmak isteyenlere, milletten nasıl destek alacağını, nasıl seçileceğinin yol haritasında kendimizce bir şeyler karalayalım dedik. Bakalım neler çıktı heybemizden.
Öncelikli olarak kendinizi bir liyakat kantarında tartın ve “Benim milletvekili olacak liyakatim var mı, böyle vasıflara sahipmiyim?” diye sorun. Buna “evet” derseniz aşağıdaki önerilerimizi yapın şayet ki “hayır” derseniz yine yapın ama tam tersini yapın ki yarın karşınıza çıkınca şaşırmayın…
Evet, başlayalım efendim. Öncelikli olarak bir ekip kurun. Bu ekip öyle bir ekip olmalı ki aklıselim ileri görüşlü en önemlisi öngörüleri keskin ve sosyal olmalı. Çünkü bu ekip size yol haritası çizecektir.
Şu komşum bu akrabam tribinden çıkmalısınız. Yakınınız da tanıdığınız bu vasıflarda birileri yoksa uzaklardan bakın uzakta da bulamazsanız rakiplerinizden transfer edin, ama transfer ettiğinizde fazla güvenmeyin size nasıl geldiyse başkasına da öyle gitmesi mümkündür.
Ucuza mal etmek istiyorsanız mahalledeki komşunuzu veya akrabanızı seçin. Niye mi? O her ne kadar size yol haritası çizemese de profesyonel olan ekip arkadaşlarınızdan daha fazla mesai yapar, hatta bonus olarak geceleri sizin için dua bile eder. Çünkü onun hayallerini sizin milletvekili olmanızla gerçekleştireceğinizi sanır. Hoş siz milletvekili olunca ilk unutacağınızın o olacağını profesyonel danışmanlarınız gibi önceden bilmez, sadece yaşayarak öğrenir…
Devam edelim; Birlikte yürüdüğünüz kişiler hakkında olumsuz ifadeler kullanmayın. Daima olumlu mesajlar verin. Samimiyeti lakaytlıkla karıştırıp laubali olmayın. Ne istediğinizi, neden istediğinizi net ifadelerle anlatın.
Başkalarından farklılığınızı ortaya koyun: Diğer adayları kötülemeden farkınızı kısa ve net ifadelerle tanımlayın.
Kendiniz olun, farklı olmak adına aykırı olup gülünç duruma düşmeyin.
Kararlı olun ama fazla uzatarak bıktırmayın, zorlamayın.
Yöresel özellikleri dikkate alın ama asla memleketçi olamayın.
Söz verirken dikkat edin, seçilme şansınız az bile olsa verdiğiniz sözlerin bir gün karşınıza çıkabileceğini unutmayarak, asla “yaparım” demeyin, onun yerine “bakarız” deyin.
Mutlaka bir ana konunuz olsun ve bu konu birkaç mesaj versin, farklı yerlerde aynı konuya sadık kalmaya çalışın.
Ansızın hiç beklemediğiniz sert üsluplu sorulabilecek sorulara hazırlıklı olun.
Durup söyleyecek sözü olmayan biri gibi davranmayın vakit kazanmak su için, nefes alın. Bilmediğiniz veya bilme imkânınız olmayan sorulara bilmiyorum demekten çekinmeyin.
“Bende sizdenim içinizden biriyim” gibi duyanın içinden “yalannnnnn” dediği demode olmuş ifadelerden kaçının. Şayet onlardansanız bunu hal ve hareketlerinizle giyim kuşamınız ve davranışlarınızla gösterin. (En doğru örnek; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nda olduğu gibi).
Rüküş ve pahalı kıyafetlerden kaçının. Seçmen kendine yakın giyineni sever.
TV, Radyo gibi görsel ve sözlü yayınlara sürekli çıkın. İnternet artık; evinizde, elinizde işinizde her yerde. Paranız varsa İnternet haber portallarına reklam vermekten kaçınmayın. Bol bol e-posta, SMS yollayın. Twitter, Facebook gibi sosyal araçları kullanın, hatta çokta iyi kullanın lakin unutmayın yüz yüze iletişimin tokalaşmanın yerini hiçbir şey tutmaz.
Dilimiz döndüğünce yazdık. Okuyup bir şeyler alana küpe yapmak değilse de amacımız hatırlatmakta yarar var diye düşündük. Haddimizi aşıp kızdırdıysak bazılarınızı arkamızdan hatırımızı sormak yerine mail atın, inanın iki kat fazlasıyla iade edeceğim…
Temmuz 2007, Haziran 2011 ve şimdi