Eczanelerde yeni dönem! Artık E-Nabız sistemine kaydedilecek.
Kılıçdaroğlu'nun Seval Türkeş'i ziyaretinde 'kuş taşa çarptı!'
Hani bir laf vardır ya; “Taş mı kuşa çarptı, kuş mu taşa çarptı?”
Bu defa kuş taşa çarptı!
Malumunuz gündem, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Seval Türkeş’i ziyaretinden mütevellit Alevilerin bazı kesiminin “neden Türkeş’in ayağına gitti”.
Bir kısmının ise “neden Maraş katliamının yıldönümünde gitti.”
Farklı bir kesim ise “aradan 40 yıl geçmiş biz kinci değiliz unutalım” dediği gündem…
Bu yazıyı yazıp yazmamak arasında birkaç gündür bocalıyordum.
Onun için Kılıçdaroğlu'nun Salı konuşmasını bekledim.
Bu yazı ile “ne İsa’ya ne Musa’ya yaranamadık” atasözü bizi bulacaktı.
Bunu da bile bile başladık bu satırlara.
Konumuz:
Adalet Yürüyüşü'nde Kılıçdaroğlu’nu desteklemiş,
İttifaklar içinde millet ittifakına sıcak bakmış,
Çakıcı’nın Kılıçdaroğlu’na söylediği laflardan sonra Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yapmış bir insana yapılan ziyaret.
Evrensel hukukta ve hakkaniyetli düşünen insanların vicdanında bir ortak nokta vardır.
Oda; "suç ve ceza müstakildir! Kim suçluysa o ceza görür. Kim başarılıysa o ödül alır. Kimse bir yakınından dolayı ceza alamaz ya da ödüllendirilmez!"
Kılıçdaroğlu Seval Türkeş’e söz vermiş “İstanbul’a ilk gelişimde sizi ziyaret edeceğim” demiş.
Ve İstanbul’a gelmiş.
Geldiği gün "Maraş katliamının yıldönümü!"
Daha evvel verdiği sözü tutarak Seval Türkeş’i ziyaret etmiş.
*(Keşke 10 gün evvel yada 10 gün sonra olsaymış)
İşte kıyamet ondan sonra koptu!
Aslında eleştirenler, bulundukları konumdan baktığı için haklı gibi durmalarına rağmen 21.yüzılın kitle partisi CHP'nin çatısından baksalar olayın farkına varacaklar.
Lakin, onlar kendi konuşlandığı yerden bakıyorlar ve CHP'yi Alevi partisi sanıyorlar.
Evet hanımlar beyler, CHP ne Alevi partisidir nede başka bir etnik yapının partisi.
CHP 21. yüzyılın "sistem" partisidir.
Onunda kendine özgü 'taktik ve stratejileri' vardır.
Onunda 'uluslararası temasları' vardır.
Kendi pencerenizi bir süreliğine bırakıp CHP Genel Merkezinin 12. katından olaylara bakın.
Bakarken, katliam tarihinde CHP'nin Hükümet olduğunu, İçişleri Bakanının İrfan Özaydınlı olduğunu ve İrfan Özaydınlı'nın olayların başlama sebebi olarak sol örgütleri suçladığını unutmadan bakın ki daha net anlaşılabilesiniz!
Ayrıca, Kılıçdaroğlu'nun defaten, ülkücülere bozkurt selamı verdiğini, çok kez, "benim ülkücü kardeşlerim" dediği günlerde sesiz kalmanızdan dolayı bu tepkinizin benim gibi "zamanlamaya" olduğunu düşünüyorum!
Olaylara CHP Genel Merkezinden baktığınız zaman, zaman zaman ülkücülere mesaj gönderen Kılıçdaroğlu tarafından Seval hanımın ziyaret edilmesinde 'zamanlama' hariç hiçbir sakınca yok!
Ancak bazı Alevi STK’ları kıyamet koparttılar.
Durdukları yer açısından bence bunlarda haklıydı!
Bir kısım sade Alevi yurttaş da eleştirdiler. Bu yurttaşlar, “ziyaret olabilir, zamanlama yanlış” dediler.
İşte bunlar en samimi olanlardı.
Bu yurttaşlar Anadolu’nun kadim topraklarının mazlum ve mağrur Alevileridir. Bunlar bu toprağın mayalarından biridir.
Bunları asla kırmamak gerek.
Ancak ve özellikle yurtdışını kendine mesken tutan, bu coğrafyanın acılarından 40 yıldır uzak kalan bir takım STK önderleri kıyamet koparttılar.
Kendi beslenme kaynaklarına baktığınızda bunlar da haklılar.
Çünkü bunların birçoğu Alevi kültüründen besleniyorlar.
Ellerinden Aleviliği alın cıscıbıldak ortada kalıverirler!
Bir de, gerçekten inandığı için tepki gösteren Cemevi dedeleri, Alevi kanaat önderleri var.
Bu insanların verdiği tepki siyasal olmaktan uzak sadece inançsal boyuttaydı.
Bu insanlar Siyasetten bir şey beklemedikleri için kırk yıl da bir olabilecek bir şeyin olduğunu belki de fark edememişti.
Evet kuş taşa çarpmıştı!
Bir Alevi'nin ortaya çıkıp “Aleviler kin gütmez, Alevilerin tek derdinin toplumun her kesiminin insanca yaşaması dışında siyasetten bir şey beklemediği”ni topluma bundan daha kolay anlatacak bir rastlantı olamazdı! Kılıçdaroğlu bunu başardı.
Lakin CHP grup toplantısındakonuya ilişkin açıklama yapan Kılıçdaroğlu'nu dinlediğimizde onun bile kuşun taşa çarptığının farkında olmadığını gördük.
Kılıçdaroğlu halen yaptığının doğru olup olmadığını eleştirenlere cevap vermenin telaşındaydı.
Dedik ya; Kuş Taşa Çarptı!
Belki de zamanlama bu tarih dışında olsaydı, sıradan bir ziyaret olarak kalacak gündeme bile gelmeyecekti.
Gündeme oturması CHP açısından çokta faydalı olmuştur.
En azından oy alamadığı karşı mahallenin bir kesiminin önyargısında bir yumuşamaya neden olabilir!
Ne yazık ki 21. yüzyılın kitle siyaseti bildiğimiz o klasik siyaset formatının çok dışında yapılıyor.
‘İdeolojik’ restleşmenin yerini ‘uzlaşı’ aldı.
Devrimciyseniz 'devrim' yapmanın peşinde koşarsınız.
Kitle siyaseti yapıyorsanız 'pragmatist' davranırsınız.
Kitle partileri 'kazanmak' için yola çıkar.
Kazanmak ise 'güven' vermeden geçiyor.
Şimdi sıra “100 de 51’i nasıl alırım?” durumunda kilitleniyorsa; 'karşı mahalleye güven vermek' zorundasınız!
Kırk yılda bir de olsa,
CHP Genel Markezine talih kuşu kondu;
“Kuş Taşa Çarptı!”
_____
* (10 gün evvel yada 10 gün sonra olsaymış) O zamanda kuş taşa çarpmaz, bu kadar kamuoyu oluşmaz, karşı mahalleye mesaj gitmezdi!