Kılıçdaroğlu’nun adaylığı önünde en büyük engel Meral Akşener’dir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olarak neden bugüne kadar altılı masa tarafından açıklanmadı? sorusunun en kolay cevabı; Meral Akşener gösterilerek geçiştirile bilinir.

Lakin kazın ayağı o kadarla kalmıyor, daha büyük!

Evet, Meral Akşener kendisinin bugün torunlarının yanında olmamasının en büyük nedeni olarak görünen Kılıçdaroğlu’na aslında teşekkür etmek yerine, dünden bugüne sürekli sorunlar çıkartarak ya da partisine hakim olmayarak aslında en büyük zararı veren kişidir!

İddia ediyoruz, Kılıçdaroğlu, 15 Milletvekili vererek İYİ Partiye grup kurdurmasaydı bugün İyi Parti diye bir parti varlığını bu konumda sürdüremez sadece tabela partisi olabilrdi!

Tüm bunlara rağmen!

Akşener sürekli “kazanacak aday” diyerek Kılıçdaroğlu üzerinde “kazanamayacak kişi” olarak algı yaratmaktadır. 

Meral Akşener "Ben Cumhurbaşkanı adayı değil, Başbakan adayıyım" diyerek geçilmesi planlanan parlamenter sistemin zirve makamı olan bir yeri hedefleyerek zaten niyetini açıkça beyan etmiştir.

Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimlerinde ısrarcı olup Kılıçdaroğlu ismini yetkili kurullarına götürme söylemiyle kendi niyetini yetkili kurumlarına yükleyerek “ben tamam dedim kurumlarımız hayır dedi” demenin kılıfını hazırlamaktadır.

Altılı Masa’nın kurmaylarından aldığımız duyumlara göre CHP zaten kendi Genel Başkanını kayıtsız şartsız desteklerken Demokrat Parti Genel Başkanı baştan beri Kemal Kılıçdaroğlu’nda kararlı, Saadet partisi Genel Başkanı partisine hakim oldu ve Kılıçdaroğlu konusunda kafasında soru işaretleri kalmadı. Deva ve Gelecek Partisi bundan sonraki süreçte masanın adayına bağlı olarak siyaset sahnesinde yer alacaklarını çok iyi biliyor.

Elde var 5!

Peki 6. nerede?

Yani, İyi Parti neden bu kadar vefasız olabiliyor.

Minnet değil Millet diyerek ipe un seriyor?

Bunun birçok nedeninden sadece bir tanesi İYİ partinin genetiğinde olan pragmatizm!

Evet, İyi Parti pragmatik akımın devamı bir konsensüs partisi!

MHP kuruluşundan bugüne kadar iktidar partilerine yaptığı payandalık ile ayakta kalan sözde milliyetçi aslında Makyavelist bir partidir.

Bugüne kadar yaptığı tüm ortaklıklar ideolojik ilkelerden uzak pazarlıklar içinde geçmesine rağmen ideolojiyi de çok iyi kullanmaktadır(!)

İyi Partide aynı genlerden geldiği için bu durum tamda fıtratına uygundur.

Şimdiden size şunu yazmamın hiçte sakıncası yok.

Diyelim ki Millet ittifakı seçimi kazandı. İnanın ondan sonrası daha zor geçecektir.

Tüm sorunların altından sürekli İyi parti çıkacaktır. 

Daha sonrada Gelecek Partisi bu duruma katılabilir. (Kahin değilim lakin öngörüleri güçlü biri olarak 10 yıl önce yazdığım yazıları okuyanlar bugünler için yazdığım yazılardan beni bilirler)

CHP, DP, SP ve Deva Partisi oldukça uyumlu olurken İyi Parti sorunları ile kurulacak hükümette sürekli çıban başı olacaktır.

Davutoğlu, aklı selim olurda bu konulardan uzak durursa kesinlikle siyaseten varlığını sürdürür aksi durumda İyi partinin peşine takılacak olursa Davutoğlu da evinde köşe yastığı olarak emekliliğin tadına varır!

TABELA PARTİLERİ, KONSENSÜS PARTİLERİ VE İDEOLOJİK PARTİLER

Ne yazık ki demokrasi o kadar geniş ki; Tabela partileri, Konsensüs partileri ve ideolojik partiler siyaset yelpazesinde kendilerine yer bulabiliyor.

CHP, MHP ve HDP dışında biraz da Saadet Partisini katarsak yarı ideolojik parti pekte yok gibi. Sol ideolojik partiler ise bir türlü kendi iç çekişmeleri nedeniyle siyaset dünyasında en azından şimdilik tabela partisi olmaktan kurtulamadıkları için onlardan pek bahsetmeyeceğim.

ANAHTAR PARTİ SAVAŞI

Son 10 yıldır 2015 seçimleri hariç HDP sürekli anahtar parti olmuştur.

Bu durum hem MHP’yi hem de İyi Partiyi çok rahatsız etmiştir. Çünkü yıllarca anahtar parti rolü MHP’deydi.

Bu rolü kaçırmak istemeyen Bahçeli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı gezilerinde bile yalnız bırakmayarak yerini sağlama almanın peşinde.

Erdoğan ne zaman HDP’ye mesaj vermek için Kürt jargonuna sarılsa Bahçeli tam ters beyanatlarla Recep Tayyip Erdoğan’ı gündemden uzaklaştırarak “Anahtarın bendedir başka yerde arama” diye hatırlatmalar yapıyor.

Tek başına iktidarını muhafaza edemeyeceğini kesin olarak bilen Recep Tayyip Erdoğan ise bu duruma ya sessiz kalarak ya da onaylayarak katılmakta.

Kısaca önümüzdeki durum; Cumhurbaşkanlığını kimin kazanacağından çok 2. Parti kimin olacağı çekişmesinin yaşanacağı bir sürece girdi!

Buradan bu dönem kim ne derse desin Millet ittifakının kazanması halinde HDP, Cumhur İttifakının kazanması halinde MHP anahtarlığı beline takacaktır.

Hangi ittifak kazanırsa kazansın, kazananlar yoluna devem ederken kazanamasa dahi 3 parti siyasi hayatına devem edecek diğerleri tarihe karışacaktır!

İdeolojik yarı katılımcı kitle partileri olarak CHP, MHP ve HDP kaybetseler dahi varlığını korurken kaybeden ittifakta olan diğer partiler AKP’de dahil yok oluşa doğru gidecektir!

Biz buradan Kemal Kılıçdaroğlu’nu dikkatli olmaya, İyi Parti kurmaylarını ve Meral Akşener’i aklı selime davet ederken pekte haksız sayılmayız(!)

Şunu da dipnot olarak ekleyelim; Partisi CHP'nin ve HDP seçmeninin tam desteğini alan Kemal Kılıçdaroğlu 6'lı masanın diğer partilerinin toplamından 2 kattan daha fazla oy oranına sahip(!)