CHP’nin Kollarına ve Parti Okuluna ne olacak?

Parti okulu ne olacak?
Kadın Kolları ne olacak?
Gençlik Kolları kapatılacak mı?
Üç başlıklı bir köşe yazısıyla bugün karşınızdayız.İlk olarak ‘Parti Okulu ne olacak?’ Sorusunun karşılığını bulmaya çalışalım.
Aslında yok oluşun başlangıcıydı şubat ayında yapılan sertifika töreni. Parti o ana kadar bu kadar organize, her şeyin tıkır tıkır yürüdüğü başka hiç bir toplantıyı böyle organize edememişti.
Tüm kurultaylarda sorun, kongreler kavgalı, önseçim veya eğilim yoklaması bir şekilde hile itirazlı olmuştu. Lakin ne olmuştu da aynı hamurdan insanlar ATO da ki toplantıya asgari müştereklerden çok daha fazla müşterek alan bularak gönüllü olarak ve suratlarından tebessüm eksilmeden gelmiş ve gidiyorlardı.
Ne olmuştu da bu insanların çok büyük bir bölümü kendi cebinden paralar harcayarak sertifika törenine gelmişlerdi?Ön sırada oturan protokolden genel başkan bir kaç kişi hariç tamamının suratı asıktı. Böyle bir organizasyon partiye hâkim olursa bunlara partide yer kalmayacağını çok iyi fark etmişlerdi ve gereği yapılmalıydı lakin hemen nasıl yapabilirlerdi ki.
Genel Başkanın memnuniyeti yüzünden okunuyordu. Böyle bir duruma teşebbüs etmek kendilerinin sonu olabilirdi. Onun için beklemeleri gerekiyordu. Ve sabır ağacına sırtlarını dayayıp seçimleri beklemeye başladılar. Onlar beklerken Parti Okulu olanca hızıyla çalışıyor ancak içindeki kurtlarda sinsice gövdeyi kemirmeye başlamıştı.
Ankaralı doktor siyasi hayatını il başkanlığında denemek için parti okulunun referansını almaya kalkınca, okul sessizce; ‘olmaz’ dedi. Doktor sinyali alıp adabıyla referanstan geri çekilmişti.
İstanbul troykası ise bu işi bir şekilde kendi menfaatine çevirmeliydi. Evet, İstanbul’ troykası Parti Okulundan Sorumlu Genel Başkan yardımcısı Perihan Sarı’nın etrafına (başta maaşlı birisi olmak üzere) etten duvar örmeye başladılar. Perihan Hanımın sendikacılıktan gelen örgütçülüğü bu durumu her ne kadar en aza indirse de yok etmeye gücü yetmemişti, aksine birçok yerde onu da ikna etmişlerdi.İstanbul troykası, yanlarına aldıkları “gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım” düşüncesiyle onların her dediğini yapan birkaç yandaş bularak bu işi götürmeye çalıştılar. Bu ara karşılarına İstanbul İl Eğitim Sekreteri Füsun Sökmez çıktı. Füsun Hanım partinin hiyerarşik durumunu görev addederek bunlara karşı durmaya çalıştıysa da seçimde aday olması sonucunda eğitim sekreterliği başka bir üyeye kaldı kaldı. Yeni eğitim sekreterinin ilk işi troykayla çalışmaya başlamak oldu. Troyka Ankara’dan da bazı isimleri de arkalarına alıp Eğitimden Sorumlu Genel Başkan yardımcısı Seyhan Erdoğdu’nun yardımcısı olarak içlerinden 2 kişiyi oraya monte etti.Bu arada Genel Merkezde neler olmuştu?
30 Martta yapılan seçimlerde Parti istenilen sonucu alamamıştı. İlahlar kurban istiyordu. Başarısızlık birilerinin üzerine yıkılmalıydı. 5 kişilik seçici kurul ki bu kurulun adı seçici kurul olmasına rağmen asla seçici olamadığı gibi, yöntem belirlemesi yönünde varılan anlaşmaya göre, yöntem belirlediği durumlarda dahi son karar Genel Başkana kaldığı için, bu kurul aslında 5 vokalist 1 solistten ibaretti. Solist ne yazık ki Genel Başkandı. Çünkü son söz 5 li komisyondan değil Genel Başkandan çıkıyordu. Kısacası seçimler kötü gitmiş ilahlar kurban istiyordu. Kurban belliydi 5 li komisyon.

Peki, bundan parti okuluna ne?
Partideki baronlar 2013 yılının şubat ayında ATO’daki örgütlü duruma her ne kadar birileri aracılığıyla çomak soksalar da, tamamen bitiremediklerini biliyorlardı. Şimdi sıra son darbedeydi.
Bu ülkeye CHP’nin kurulması ne kadar faydalıysa ‘Parti Okulunun da kurulması en az o kadar faydalı bir durumdu.’ Nasıl ki doğuda toprak ağaları; köylünün okuma yazma öğrenmesinin, onları ayaklandıracağı korkusuna kapıldıysa, partideki delege ağalarını da bilinçli üye o kadar korkutmuştu.

Perihan Sarı’nın kellesi alınıp yerine her denileni yaparak PO’nun içini boşaltacak biri getirilmeli ve bir süre sonra ise içi boş işe yaramayan okul lağvedilmeliydi(!)

Evet, son bir yıldır PO, Eğitimcinin Eğitimi ve ÜTSE eğitiminden vaz geçmiş, sadece ‘Sandık Eğitimi’ vererek sıradanlaştırıldı. Yani şimdiki döneme hazır hale getirildi. Seyhan Erdoğdu ne yazık ki Kontenjandaki 9. Sırasını önseçimden çıkmış başka bir adaya kaptırdığında üzerinin çizildiğini anlamalıydı. Evet, artık Seyhan Erdoğdu da yoktu.

Gaye Usluer, Gaye Hoca herkes tarafından sürekli gözetilen saygın biri olarak ne yazık ki son kurultayda Genel Başkanın anahtar listelerinde olmayarak ötelendi. Ancak Gaye Hoca kendi bileğinin hakkıyla listeyi delerek yeniden PM’ye girdi, lakin Rektörlük önerilmiş Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından birinci sırada çıktığı halde rektörlüğü engellen, tüm bunlara rağmen Eskişehirlilerin gönlünü kazanan Gaye Usluer MYK’da kendine yer bulamamıştı.

Bunların tamamının sebebi kaptandır.

Not: PO’yu içeren çok daha kapsamlı yazımızı ileride yayınlayacağız. Konuyla bağlantısı olmayan kısımları atlıyoruz.

Kadın Kolları ne olacak?

Daha önceleri Adnan Keskin ve Bihlun Tamaylıgil imzasıyla yayınlanan bir genelge(Yazımımz sonunda eklidir) Kadın ve Gençlik Kollarına kendi kurultaylarını yapma hakkını vermişti. Lakin gelinen son durumda önümüzdeki günlerde yapılacak olan Kadın ve Gençlik kurultayı sonrasında muhtemelen bu hak kadın ve gençlerin ellerinden alınacak.

Hatırlarsanız geçmişte ‘Kadından Sorumlu’, ‘Gençlikten Sorumlu’ Genel Başkan yardımcılıkları vardı. Bu durum il ve ilçelere de aynı şekilde uygulanıyordu. Yukarıda bahsettiğimiz genelgeden sonra ise MYK toplantılarına direk katılmaya başlayan bu kollar ne yazık ki oylamada bulunamıyorlardı. Aynı durum PM içinde geçerliydi. Bu durumu tersine çevirmek isteyen Hilal Dokuzcan PM için aday oldu lakin Genel Başkanın listesinde yer alamadı. Kadın kollarının güçlenmesi için tüzük ve siyasi partiler kanununda değişiklik önerilerini sunan Dokuzcan bu bu haklar alınmadığı takdirde kol yapılanmasının parti içinde kadınları ikincilleştirdiğini ve kadın kollarının kapatılması gerektiğini ifade ediyordu. Bu konuda oluşan fikir ayrılıkları sonucunda istifa dilekçesini bizzat kendi eliyle Kılıçdaroğlu’na verip görevini sonlandırdı. Bundan sonraki süreç, temennimiz değil ancak öngörümüz şu: Kadın Kolları o genelgeden evvelki gibi ilçe ve il başkanlarının ‘ben şu isimle verimli çalışabilirim’ dayatmasıyla eskisi gibi ahbap çavuş havasında ‘senin karın öbürünün kızı’ örneğinde olduğu gibi olacaktır. Kadınlar kazanımlarınızı ve hakkınızı vermeyin.

Bundan sonraki süreç, temennimiz değil ancak öngörümüz şu:

Kadın Kolları o genelgeden evvelki gibi ilçe ve il başkanlarının ‘ben şu isimle verimli çalışabilirim’ dayatmasıyla eskisi gibi ahbap çavuş havasında ‘senin karın öbürünün kızı’ örneğinde olduğu gibi olacaktır. Kadınlar kazanımlarınızı ve hakkınızı vermeyin.

Gençlik Kolları kapatılacak mı?

Kadın Kolları ile ilgili yazdığımız birçok şey ‘Gençlik Kolları’ içinde geçerlidir. Bununla ilgili öngörümüz kadın kollarından tek farkı: “GENÇLİK KOLLARI KAPATILABİLİR” evet, gençlik kolları kapatılabilir. Son 2 yıldır üzerinde durulan Halk-Lis muhtemelen çok kısa bir zaman içerisinde (birkaç yılı bulmaz) Halk-Genç olarak CHP dışında yani TGB gibi bir duruma getirilerek zorunlu sorumluluklardan kaçınılacaktır.

kadın-kolları-genelge