2 gündür CHP genel merkezindeyim. Şunu gördüm ki “1 günün beyliği beyliktir” atasözü haklı çıkmış. Kurultay delegelerinin çok büyük bir bölümü bunundan kıl aldırmıyor.

İlk başta şunu bildirmekte fayda var; CHP kurultayında kişiler değişecek olağan gidişte pek fazla bir değişim olmayacak. İsimler belki değişebilir ancak stratejik bir değişikliğin olmayacağı son 10 yıllık parti genel istikrar ya da istikrasızlığından belli. CHP bugüne kadar yaptıkları içinde en başarılı olanı millet ittifakı hariç parti içinde sürekli birbirini yemekten öteye gidemedi. Şimdi CHP’nin yapması gereken parti içi kavgaya son verecek bir konsensüs kurmaktır. Bunun içinde yapılması gereken PM’nin yüzde seksenini değiştirmeli daha hoş görülü ilkeli üyelerle iktidar olmanın yolunu aramalı….

Bugün konuşulan CHP’nin 25-26 Temmuz’da yapılacak kurultayında yeniden belirlenecek Parti Meclisi’nde (PM) Anadolu temsiliyetinin artacağı; görev alacak yeni isimlerin farklı kesimlerle teması olanlar ve sahada çalışanlardan oluşacağı belirtiliyor. Buna tamam diyelim. Peki Belediye Başkanı ya da Milletvekili olmayan delegesi bol olanların bu partiyi yönetme hakkı var mıdır? Bu soruya bugün cevap vermek benim açımdan çok kolay ancak Partiyi yönetmeye aday PM üyelerince çok zor.

Siyasi Partiler Kanunu ne der bilmem lakin CHP muhakkak başarıya prim usulüne dönmeli ve başarılı yerlere daha çok temsil hakkı tanımalı. “X kentinden belediye başkanın yok, milletvekilin yok 22 tane delegesi var ve o 22 delege 7 tane delegesi olan milletvekilliği çıkartmış belediye başkanı CHP’li olan (Y) kentinden daha çok itibar görüyor” delegeler arasında bu duruma “vekili yok delegesi çok” diye isim bile takmışlar. İşte bu yanlış uygulamadan bir tüzük değişikliği ile kurtulmak gerek.

Dün ve bugün iki gündür kurultay alanını dolaştım. Önemli eksiklikleri yerinde tespit ettim. İlk eksiklik Kurultay organlarından kopuk yapılacak.  Kurultay organları; ‘seçilmiş kurultay delegeleri’, ‘doğal kurultay delegeleri’ yani ‘Milletvekilleri’ ve ‘onur üyeleri’. Bu bahsettiğimiz statüye girenlerin tamamının kürsü hakkı vardır. Yani, divana konuşma talebinde bulunur ve o hakkı kullanabilirler. Onur üyelerinin ise diğer gruptakilerden tek eksiği; sadece oy kullanma hakkı yoktur. Keza onların içinde de delege olarak seçilen varsa oy kullanma hakkına da sahiptirler.

Yukarıda bahsettiğimiz guruplardan onur üyeleri salon dışında bir yere konulduğu için ne yazık ki bu haklarını nasıl kullanacaklarını kara kara düşünüyorlar. Şimdi buradan bu kurultayı organize edenlere bir soru; “Sabri Ergül’ü nasıl durdurabilirsiniz?” Bunu hiç düşündünüz mü?

KILIÇDAROĞLU’NUN LİSTESİ İÇİN ADI GEÇENLER

Kılıçdaroğlu’nun 52 PM üyesi için yaklaşık 74 kişilik bir anahtar liste, 8 üyeden oluşan Bilim Kültür ve Yönetim Platformu için de 12 kişiden oluşan bir anahtar liste hazırlayabileceği konuşuluyor. 74 kişilik listenin haricinde ne 52 kişilik ayrı bir liste olabilirliğini de unutmamak gerek.

Kılıçdaroğlu, bu listeleri yaparak “ben herkesle çalışabilirim” mesajı verecek.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesi de kulislerin gündeminde. Tekin Bingöl, Bülent Tezcan, Çetin Osman Budak gibi isimlerle MYK’da yollarını ayıran, geri kalanlarla ancak bu MYK’yı oluşturabilen ve bu MYK’dan istediği verimi alamayan, sayının azlığı nedeniyle de yeni bir MYK kuramayan, geri kalan süreci kör topal sonuna kadar götüren Kılıçdaroğlu’nun bu kapsamda mevcut MYK üyelerini büyük oranını tasfiye edeceği kesin.

PM üyelikleri devam edecek isimler arasında Kılıçdaroğlu’nun Avukatı Celal Çelik, Erdoğan Toprak, Oğuz Kaan Salıcı, Gökhan Zeybek ve Yıldırım Kaya var.

PM üyesi olmayan ancak anahtar listeye girme ihtimali yüksek olan isimler ise; Gürsel Tekin, Cemal Canpolat, Murat Emir, Ali Mahir Başarır ve Özgür Karabat’ın isimleri yüksek sesle konuşuluyor. Zeynel Emre’nin Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde olabileceği varsayımlar arasında.