Eczanelerde yeni dönem! Artık E-Nabız sistemine kaydedilecek.
Bugün CHP’de düşük ölçekli 2 mini deprem yaşandı.
Bu mini depremler gelecek olan büyük “İstanbul depremini” hatırlatmaya da neden oldu.
“Yel kayadan toz koparır” atasözünü asla unutmamak gerek. Hatta kulağa küpe yapıp 7/24 yanında taşımalı!
Bugün ‘eski siyasetçi’ olup ta bir türlü ‘duayen siyasetçi’ olamayan Şahin Mengü ve Yılmaz Ateş çok sert bir açıklama ile Kemal Kılıçdaroğlu önderliğindeki CHP’ye ültimatom sertliğinde bir deklarasyon yayınladılar. Çok ilginç ki, bu deklarasyonun küçük bir yel kadar bile esintisi hissedilmedi!
Böyle bir ültimatom başkaları tarafından verilseydi belki de yer yerinden oynardı’
CHP’nin kurucu değerlerinden kopması CHP’nin faydasına asla olmaz.
Lakin CHP; kendini güncellemeyip çağa ayak uyduramayıp ilk günkü gibi durursa; paslanır, korozyona uğrar.
Muhakkak ama muhakkak güncellemek ara sıra kurultaylar aracılığıyla eskiyen yanlarını yenilemek gerek. Dünyadaki gelişmeler üzerine bazen rektifiye bile etmek gerekebilir.
MAĞDURİYET REFERANSI
Dün bu partiye gelen Mehmet Ali Çelebi; ki ömrü hayatında belki de CHP Genel Merkez binasına bile giremeyecek birini CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Milletvekili yaparak PM’ye seçtirerek siyasi hayatının en büyük hatalarından birini yapmıştır.
Cezaevi koşullarını bilen birisi olarak mağduriyetleri bilirim. Siz belki mağdurdunuz ama biz mağdur değil 12 Eylül faşist generallerinin karşı tarafındaydık. Yani mağdur değildik, taraftık. Biz bunları kendimize bonservis yapmadık. Ancak siz mağdurdunuz. Kılıçdaroğlu’da, mağdurluğunuzu mükafatlandırarak sizi milletvekili adayı yazdı. Yani siz mağdur olmayı kendinize referans yaptınız. Kısacası sokaktan, emekten gelen biri değil mağduriyet referansıyla genç yaşta milletvekili olan birisiniz!
KILIÇDAROĞLU’NUN YANILGISI
insan tanıma mevzuunda hepimiz zaman zaman hata yapmıyor muyuz? Ki birde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olup yüz senelik bir tarihin olunca bu hataların çoğalmasını “suç, kabahat” olarak görmek yerine “yanılgı” olarak görmek gerekir.
Bugün istifa eden 3 milletvekilini izlerken kendi kendime hicap duydum!
Bir Perihan Sarı, bir Kadir Gökmen Öğüt, bir Işık Öğütçü siyaset sahnesinin kenarında dururken bu adamları buraya taşıyanlar biraz düşünmeli(!)
İstifacıların ileri sürdüğü ulusalcılık içeriği ise asla onları CHP’nin Ulusalcılığı ile örtüşen bir ulusalcılık değil. Nasıl bir ulusalcılık derseniz; söylemlerinden anladığım kadarıyla bu arkadaşların ulusalcılığı “MHP milliyetçiliği” ile aynı! E kardeşim siz yanlış yerde durmuşsunuz!
CHP’nin ulusalcılığı farklıdır, şöyle ki; Mustafa Kemalin ulusalcılık anlayışı kan ve soy itibarıyla etnik milliyetçiliği kabullenmeyip ‘Teritoryal’ milliyetçilik olduğu bilinir. Yani vatandaşlık bağıyla kurulan vatan milliyetçiliği olup bunu “Vatanseverlik yurtseverlik” olarak açıklamak daha doğru olur.
Şimdi gelelim yazının başlığına;
CHP PM üyesi Eren Erdem, istifaların ardından yaptığı açıklamada; “Davası için ağır bedeller ödemiş, haksızlıklar yaşamış biri olarak, Pir Sultan’ın şu sözüyle yaşıyorum... ‘Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan..’” dedi.
Buradan da anlaşılacağı üzere, CHP’den an itibarıyla istifacılara “yoldan dönenler” olarak bakılması olası…
Mehmet Ali Çelebi’nin popüleritesini saymazsak -ki oda tutukluluk sürecinde CHP’nin kendisine sahip çıkmasıyla oluşturduğu algıdır, bu üç milletvekili de kesinlikle CHP kamuoyunda etkili olamayacaktır.
Lakin yel kayadan toz kopartmasa bile CHP Genel Başkanının MYK dahil partinin tüm kademelerinde bir güncelleme yapmadığı taktirde işi çok zor olacaktır.
Şunu inkâr etmek eşyanın tabiatına aykırı olur; Kılıçdaroğlu en soldan en sağa kadar Millet İttifakının 1. dereceden kahramanıdır! Bu İttifaka, önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun müthiş taktiklerini daha sonra Meral Akşener’in sözünün eri olmasını baş satıra yazar, sonrada diğerleri deriz…
Millet ittifakı konusunda başarılı bulduğumuz Kılıçdaroğlu ne yazık ki kendi partisinde özellikle güvendiği bazı kurmayları tarafından hasar görmüştür. Bu kurmaylar bizce; değil kurmay er bile olamazlar! Örgütün bu halinden ve Menemen’deki son durum her şeyi gözler önüne sermiyor mu?
Kılıçdaroğlu, muhakkak ama muhakkak ciddiyeti tartışılmayacak konuşurken karşısındakine güven veren isimlerle MYK üstünde oluşturacağı (geçici ve çok kısa süreli) bir üst akıl komitesi ile sıkıyönetim ilan ederek parti içinde bir revizyon yapmalı. Bu revizyon işinde üst akıl olarak başka bir teknik yol buluna bilinir. Yol tekniği nasıl olursa olsun muhakkak bu revizyon işi yapılmalıdır.
Aksi durumda ne olur?
İnanın bana CHP’yi yıllardır çok yakından takip eden, şuan Söğütözü’ndeki binada oturanlardan daha iyi tanıyan biri olarak diyorum ki; Hezimet olur(!)