Ben hep karşıyım!

 

Ben hep karşıyım, Solcu, Sosyal demokrat, aydın olduğunu iddia eden buna karşın sivri sağ katı ve aşırı milliyetçilik çıkışlarını yapanlara karşıyım.

Yardım dernekleri kurup yardıma muhtaç zavallıların hakkıyla lüks içinde yaşayan, topladıkları paralarla siyaset yapan fırsatçılara karşıyım.

Diplomasız doktorlara nasıl karşıysam liyakatsiz siyaset yapıp koltuk kapan o koltuğun görevini de eline yüzüne bulaştıranlara karşıyım.

İki satır yazı yazmaktan, bir kitap okumaktan bihaber olupta gazetecilere yazarlara laf edip arkalarından atıp tutan yüzlerine gelince yalakalık yapıp kırk takla atanlara karşıyım! Bu arada bu durum karşısında sus pus olup alacağı ilan bedelini düşünerek sesini dahi çıkartmayan kendine gazeteciyim diyenlere de hepten karşıyım!

Bir ilçede belediye başkan adayı olupta, aynı partinin il genel meclisinin 3/2 si kadar dahi oy alamayarak seçim kaybedenlere ve onu aday yapanlara karşıyım. Orada burada illaki de siyasi partide üst düzey yerlere getirilirken o partinin gerçek gönüldaşlarının partiden izole edilmesine hatta bazılarının dışlanmasına karşıyım.

Ankara’dan, yüksek rakımlı yerden İstanbul Avcılara, Pendik’e, İzmir Karşıyaka’ya, Tunceli’ne Tokat’a, Sivas’a Malatya’ya ve oraların iç meselesine, yerel adaylarına, meclis üyelerine karışan milletvekillerine, bakanlara karşıyım!

Parti içi barış adı altında muhalefeti sindirip ötekini kabul etmeyen zihniyete karşıyım.

İmkânları yokken solcu kesilen imkân yakalayınca ise Faşist dedikleri partilerde koltuk peşinde koşan, insanları mitinglere davet edipte zor kokusunu alınca en önde kaçan, beyni yerine midesine itaat eden, sol gösterip sağ vuran ikiyüzlü hatta bin bir surat hokkabaz gizli faşistlere karşıyım.

Başkalarının üzerine kurdukları şirketlerle çeşitli devlet kurumlarından ihaleler alıp, eksik malzemeli işler yapan bunuda kılıfını uyduran her şeye rağmen temiz siyaset yaptığını iddia eden kirli siyaset adamlarına karşıyım.

Belediye meclis üyeliklerine ağabeyini, kızını, yeğenini ve akrabalarını yazan fırsat düşkünleri fırsatçılara ve onları o makama getirenlere karşıyım.

Önce insan olmayı değilde, Belediye meclis üyeliğindeki kırık bacaklı koltuğu bir halt sanıp sıralamaya girmek için birbirini yiyip birbirini kırıp dökenlere karşıyım.

12 Eylül zihniyetine ve onun anayasasını değiştirmek istemeyenlere karşıyım.

301ci, kuran kurs’çu, çarşafçı, türbancı yapılmak istenen ülkemizi daha çağdaş sosyal demokrat bir ülke yerine totaliter oryantalist Ortadoğu ülkesi haline getirilmeye çalışılmasına karşıyım.

Halkı bir türlü anlamayan, anlayamadığı veya anlamak istemediği için alternatif üretemeyen ve halen halkın iktidara bağlılığını sadaka politikası yada din konusuyla “kandırılmış” saf vatandaşlar olduğunu sanan, Sosyal, Siyasal ve ekonomik gerçekleri görmeyip diğer partiler gibi yapıyor ise sol partilere de karşıyım.

Narodnik saplantısından kurtulamayan bu yüzden halka güvenmeyip halka yönetimde yer vermekten uzak günümüz partilerindeki bu günkü köylü yönetim zihniyetine de karşıyım.

Halkın daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla zenginlik ve daha fazla refah istediğini anlamadıkları için “anlamayanlara anlayamayanlara” karşıyım.

Malum zevatın savcısı olmak yerine Emperyalizme ve her türlü gericiliğe karşı Türkiye’nin avukatlığına soyunmayanlara karşıyım.

Kim ne derse desin oy almak için yanlış tahlil yapıp yanlış teşhis konuluyor. O yüzdende halka sadaka politikasının yanlış olduğunu anlatmak yerine “bizde size poşet poşet olmasa da nakit olarak sadaka dağıtacağız” politikalarıyla ulaşmaya çalışıyor, İşte ben buna karşıyım.

Tabi her seçim maalesef sonu hüsran oluyor! Hüsrana karşıyım!

Ya bu elitistler halkı anlamak istemiyor yada iktidara gelmek istemiyor.

Unutulmaması ki bazen karşı olanlar takdir edilmez, Lakin gizli gözden uzak zula köşelerde taklit edilirler.

Her ne olursa olsun tüketim toplumunda üretmek zorundasın, Bu üretim bazen doyurucuda olmayabilir lakin üretmek üretmeye çalışmak halkın önüne yeni bir şeyler koymak alternatifim demenin olmazsa olmaz koşuludur.

Üzümcüyü döverek üzüm yenilmeyeceğini bu halk asırlar önce öğrenmiş, dayatma politikalara hazır cevap atasözleri üretir olmuş.

Aç insanlar diyor ki; Yolsuzluk söylemleri ile karın doymuyor açım diyor.

Göz göre göre bu gerçekleri kabul etmeyenlere karşıyım…

İşte ben bunlara karşıyım, bu durum böyle sürdükçe karşı olmayada devam edeceğim…

Günün sözü; Bu gün karşı olmadığın şey yarın senin karşına çıkacak demektir! (bizden)

29.03.2011 Tarihli eskimeyen bir yazım…