Antalya Büyükşehir'e yeni operasyon. 20 kişi hakkında gözaltı kararı
Olay Malatya da geçer, 2010 yılının ilk çeyreğidir, CHP’nin Türkiye çapında kongreleri yapılmaktadır bazı illerde kıran kırana çekişmeli geçmektedir. Bunlardan biride Malatya’dadır. Malatya il başkanı Celal Bektaş dır, Celal Bektaş’a destek olmak için Türkiye’nin çeşitli yerlerinden başta Mehmet Sevigen Mevlüt Aslanoğu gibi birçok CHP’li o günkü genel başkan Deniz Baykal’ında desteğini arkalarına alıp yola düşerler.
Onca desteğe rağmen Celal Bektaş seçimleri kaybeder. Veli Ağbaba rakibine verilen tüm desteklere, kendisine olan tüm engellemelere rağmen kongreyi alır. Bir süre sonra Mevlüt Aslanoğlu, “Malatya’dan kesinlikle, milletvekili aday adayı olmayacağım. 2 dönemdir Malatya için, Malatya’nın ilçeleri için onurumla, şerefimle var gücümle çalıştım. Yeter artık. Ama Malatya’dan aday adayı olmayı düşünmüyorum. Malatya’ya kırgınım.” Der.
Aslanoğlu, ‘İstanbul’dan aday adayı olacağınız şeklinde haberler var.’ Şeklindeki soruya ise; “Şu an kesin bir şey yok, olabilir de olmayabilir de” diye basına açıklamasını yapar.
Buraya kadar gayet normal bir durum olarak gördüğümüz bu durum bundan sonra farklılaşacaktır. Aradan bir süre geçer ve 12 Haziranda yapılacak seçimler için start verilir, il başkanlığını kazanan Veli Ağbaba milletvekili olmak için il başkanlığından istifa eder. Diyeceksiniz ki bundan normal ne var, adamın en doğal hakkıdır milletvekili olma isteği. Bizde bu durum bir şey demedik ki, biz bundan sonrasına çok şey diyeceğiz.
Malumunuz İstanbul 3. Seçim bölgesinde nedense bölge insanından çok dışarıdan adaylar gelir milletvekilliğine kapağı atan Ankara’ya gider. Gidiş o gidiştir, işin garibi 3. Bölgenin kaç ilçesi, kaç mahallesi var, nüfusu kaçtır? bunu bile bileni pek az olur, çünkü onların çoğunun niyeti Ankara’nın itibarını kapmaktır.
Kocaman İstanbul. Nüfusu birçok ülkeden kalabalık. İstanbul demek ülkenin kalbi demek. Amma velâkin Ankara İstanbul’u kendi haline bırakmaz. Şu vekil bu sıradan, bu vekil şu sıradan aday olacak der. Olanda unutur buraları. Bazen buralarda seçilme tehlikesi olur o zamanda düşüverirler Anadolu’da en kolay seçilebilecekleri yerlerden birine.
İstanbul 3. Seçim bölgesinde ilk 15 sırada olanlar AKP için olsun CHP için olsun bulunmaz nimettir. Son bir iki sıra tehlikeli olmasına rağmen seçilmek çantada keklik diyebiliriz. Bu bakımdan burada sıralamaya girmek için parti genel merkezleri sanırım önümüzdeki günlerde cansiperane savaşsal kapışmalara şahit olacaktır.
Diyeceksiniz ki sadede gel, Malatya nire İstanbul 3. Bölge nire(!)
Evet, efendim gelelim sadede; Baştan dedik ya Mehmet Sevigen Mevlüt Aslanoğlu ve onca desteğe rağmen Celal Bektaş Veli Ağbaba karşısında kongreyi kaybetti. Veli Ağbaba Malatya’dan milletvekili olmak için başkanlıktan istifa edip aday adayı oldu. İstanbul, Ankara ve İzmir haricinde ise CHP ön seçim istiyor. Malatya il başkanlığını onca karizmayı çizerek alan birinin karşısında Mevlüt Aslanoğlu önseçimden çıkabilir mi? Vazgeçtik önseçimden, daha önce parti içi seçime Aslanoğlu’nun desteklediği aday karşısında kazanan aynı kişinin önüne konulursa karizması çizilmez mi?
Tabi bu durumu gören Mevlüt Bey, gözü semti mekân eylediği Avcılar ilçesinin mensubu olduğu 3.bölgeye dikti. Bu durumda 3. Bölgedeki başta Malatyalı adaylar olmak üzere tüm CHP’lilerde; “şefaatinden vazgeçtik mezar taşımıza yaklaşma” diye ileride haykırışa döneceği şimdiden anlaşılan sessiz çığlık başlattı.
Bu durum gösteriyor ki; Herkes kendi kapısının önünü temiz tutacak. Herkes kendi bölgesinden hatta mümkünse kendi ilçesinden aday olmalı.
Evet, biz buradan diyoruz ki İstanbul Ankara ve İzmir’de ön seçim olmayabilir, ama herkes kendi bölgesine sahip çıksın. “Beni beğenmeyebilirsin, benim yerime yine benim bölgemden bir başkasını aday yap onun için çalışalım, aksini yapıp başka yerlerden vekil yapmak için birini getirme veya başka yerde yaşayan birini benim yerime atama,” demesini bilmeli. Şayet ki korkuyorsanız bir gün sıra size de gelebilir.
16 Mart 2011 Haberdar gazetesi arşiv