‘Siyaset’ toplum yararına yapılan fedakârlık isteyen bir iştir. Toplumun birlikte yaşaması için aslolan ortak işlerini kamu adına yapmak için gönüllü olarak sorumluluk üstlenmektir. Bu nedenle siyasete girenler kendini aşan, toplumsal bilinci ve kamusal sorumluluğu gelişmiş kişiler olmalıdır. Bireysel çıkarlarını bir kenara bırakarak, bilgisini, zamanını ve tecrübesini kamu yararı için harcamaya adamış kişiler olmalıdır. En azından ideal siyasetçi böyle olmalıdır.
Erdemli siyasetçinin ilkesel karar verebilecek bilgi becerisi olmalı, Öncelikle bu işin eğitimini mutlaka almış olmalıdır.
Dürüstlüğü ve güvenirliğinden şüphe duyulmamalı. Karşısındakinde ‘acaba’lar uyandırmamalı ‘çelişki’ler yaşatmamalıdır.
Belli bir görüşü temsil edebilecek nitelikte olmalı. Bu görüşü temsil ederken öteki yaratmayacak kadarda faziletli olmalı.
Makama geldiğinde halkın sesine en güzel akordu yapma, en güzel rengi hazırlayabilmelidir.
Siyasetçi bilge olmalıdır. Çünkü siyaset Erdem ve fedakârlık ister, sabır ve metanet ister, kadro ilke ve akıl ister, inanç ve dik duruş ister. Kendi doğruları içinde başkalarının eğrilerini eritebilme erki ister.
Yapamayacağı sözler söylememeli, abartmamalı, yapabileceğinin dışına taşmamalı.
Makamının menfaatlerini değil ülkenin menfaatlerini düşünmeli.
Anlık çıkarlarını değil temsil ettiği halkın görüşlerini düşünmeli.
Daha çok sayılacak şey var aslında ama bunlar mutlaka olmalı.
Sağcı, Solcu, Milliyetçi, Cemaatçi, Sosyalist, Komünist her ne olursa olsun o siyasal ideolojiler sadece etrafına adam toplayıp destek almasına katkı olur! Aslolan kendi duruşudur.
Erdemli siyasetçi ‘önyargısız’ olur. ‘Emanet’ onun en kutsal şeylerinden biridir, hele ki emanet edilen ‘makam’ ise o makama zarar vermemek için kendi geleceğini tehlikeye atmaktan gözü bile kırpmaz.
Arkadaşlığa dostluğa çok önem verir, arkadan hançerlemez, yüzü kızaracak kadarda utanma duygusu vardır.
Siyasette etik değerleri sürekli vurgulamak, hakkı, adaleti ve meşruiyeti savunan, siyaseti menfaat için, daha fazla mal mülk biriktirmek, çıkar peşinde koşmak için değil hakça ve eşitçe bir düzene kavuşmak için çaba gösterenlere gerçekten saygı duyulmalıdır.
Adam gibi siyasetçi Toplumun çıkarlarını her zaman gözetir. Devletin, kamunun ve toplumun malına zarar gelmesin diye kendi siyasi geleceklerini hatta hayatlarını ortaya koyarlar. Yani yarın kaybedeceği çok şeyi varsayarak hareket ederler.
Bir siyaset adamı; işçisiyle, köylüsüyle, memuruyla beraber, hastasıyla beraber, sarhoşuyla beraber, meyhaneciyle beraber, namazcısıyla beraber, sazcısıyla, cazcısıyla kısacası halkıyla beraber olabiliyorsa siyasetçidir. Onların derdine merhem oluyorsa siyasetçidir.
Örnek vermek gerekirse Erdal İnönü ve Aydın güven Gürkan’ı gösterebiliriz; Başbakan Yardımcılığı da yapan Erdal İnönü de bu tutumu ile örnek bir siyasetçiydi. Çanta taşıtmayan, omuzlara alınmasından asla hoşlanmayan, kendi şemsiyesini kendisi tutan ağır ağır konuşan uzlaşmacı. O kadar uzlaşmacı kendisine teklif edilen Cumhurbaşkanlığını bile elinin tersiyle iterek Süleyman Demirel‘e ikram edip o‘nu destekleyen bir siyasetçi. Öyle bir siyasetçi ki makam mevki sahibiyken onuruyla nokta koymasını bilen bir siyasetçi.