Aslında virane edilmiş ümmetin, millet oluşunun, ikinci yüzyılına geçiş yaparken en somut örneği, “Muhtaç Olduğun Kudret, Damarlarındaki Asil Kanda Mevcuttur!” sözünü sade bir söz olmaktan çıkartıp gerçekleştirerek vatan savunmasının yıl dönümü.
Kanımızda dolaşan hücreler var. Kimi oksijen taşır organlara, onlara nefes aldırır. Nefes; yaşamın kaynağı. Kimi yediğimiz, içtiğimizin hayatta olmanın besin maddesi olarak taşır. Bir de tamirciler var kanda. Yıkılanı, bozulanı onarırlar. O yüzden hiçbir yara sonsuza dek kanamaz ve sonsuza dek açık kalmaz.
Varoluşun şahlanması için gerekli yapılar bir araya gelir.
Cumhuriyet Türk ulusunun medeniyet, çağdaş Dünya’da hak ettiği yeri alma azmi, karanlığa karşı aydınlığa tüm kapıların açılmasının başkaldırısıdır.
Cumhuriyet birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimizde, imkansızı başardığımızın kanıtıdır.
Kuvayı Milliye’nin ve Cumhuriyeti kuran kadroların bugünkü mirasçıları olarak Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına adım atıyor ve tarih yeniden bizleri göreve davet ediyor.
Tıpkı cahiliye döneminden, aydınlanmaya Cumhuriyetin 10. yıl kutlamalarında Mustafa Kemal Atatürk’ün konuşmasında söylediği gibi Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, birinci yüzyılda olduğu gibi “Az zamanda çok ve büyük işler yapmak” durumundayız.
O halde açtığı yolda gösterdiği “hedefe’’ yürümek için;
Bir asır önce zaferle taçlanan istiklal mücadelesiyle Dünya’nın mazlum ülkelerine nasıl ilham kaynağı olduysak yine onlara önder olmak zorundayız.
O, ben, değil bizdir.
Ülkenin her köşesinde yeni düşünce, yeni yaşam ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluğuz. Biz onların hayallerini temsil ediyoruz.
Bizim girişimlerimiz, onların özlemini çektikleri şeyleri sağlamak içindir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılın da o Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz, Cumhuriyetten herkes mesul.
Türkiye Cumhuriyet’i düşmanlara karşı, bir İstiklal Savaşı ile kuruldu. Bütün tarikatlar, tekke, zaviye ve türbe örgütlenmelerine emperyalizmin temsilcisi olan ülkelere karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu olan Lozan Antlaşması’nda ümmet değil millettir tapusu ile şahlandırdı.
Bu emperyalistler; Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması sonunda, emperyalistlerin lideri olan Birleşik Krallık’a sığınarak bir İngiliz savaş gemisi ile ülkeden kaçanlardır.
Cumhuriyet, halkın eşitlik, özgürlük ve adalet gibi temel haklara sahip olduğu bir yönetim biçimi. Cumhuriyet, ümmetten millete geçişi, Türkiye’nin siyasi, sosyal ve kültürel gelişiminde çok büyük roller oynamıştır. Türkiye’nin modern bir devlet olma yolunda attığı önemli bir adımın öncüsüdür.
Cumhuriyeti kuran da Cumhuriyet Halk Partisi, bu mirası korumak herkesin asli görevdir.
Cumhuriyet Halk Partisinin büyülüğü devlet kurmasından geliyor. Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıllık çok bir kurum, o yüzdendir Cumhuriyet Halk Partisi yıkılırsa ülke yıkılır denir. Bu kurumun büyüklüğüne yakışır çalışmak ve korumak hepimizin asli görevidir.
29 Ekim 1923 tarihi gün, başta büyük devlet adamı ve eşsiz komutan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Anadolu topraklarını bizlere vatan yapan şehit ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, Cumhuriyetimizin 100. yılını tüm benliğimle yürekten kutluyorum...
Cumhuriyete saygıyla kalın.