Bugün sizlere biraz kurulan sistemin düzenini anlatacağım. Çoğunuz da farkındasınız. Aslında toplumun nasıl fakirleştiğini de kıt kanaat geçinmek zorunda kalmanın bir anlamda detayları.
İçinde yaşadığımız çağda bir paradoksla karşı karşıyayız. Bardaktan boşalırcasına yağan bilginin hiç bu kadarını görmemiş, kendi varlığına dair hiç bu kadar büyük bir içsel belirsizlik yaşamamıştır. Açgözlülük arttıkça, içsel netlik de o kadar azalmakta. Toplumda huzur kalmadığının anekdotları.
Tek tek etrafınızda olanları yorumlamakta kafalar karma karışık, bilinçli kurulan sistem sonucu; anlatayım.
Barikat örülmeye başlandı!
Kıpırdamayın! para devletin, hayatınız da sizindir.
Yani herkes sessizce uzansın... Konuşmak yasak, düşünmek mi? güldürme beni! Mümkünse okur yazar olmayın. Sana ne deniyorsa onu yap, yap ki beyhude halin nasıl onurlanacak görebilesin, derken sen değersiz bir varlığa dönüşüyorsun. Aslında sen boş beleşsin de ben kibir abidesiyim demiyor!
O yüzden eyvallahım yok diyen edalar sergilenecek sen sadece izle!
Önce etrafındakileri böl parçala ayrı ayrı yönet, itibarsızlaştır. Patrona; o kötü bu kötü sadece ben iyiyim havası yarat. Oysa ki; patron da inanıyor numarası yapmakta. Yani danışıklı dövüş var ortada.
Bu barikatı korumak için kerpiç duvarları örmek gerekli. Malzeme özelikle bozuk olmalı ki zemin rahat olsun.
Gerekli malzeme; ihaleye fesattan yargılananlar, ailesinin sırlarını açığa çıkaranlar, üç kelimeyle konuşanlar ’aynen, tamam, elbette’’, rica aracılığıyla da anahtar kelimeyi kullanarak kibar görünenler ‘’lütfen’’ diyerek konuşması, barikatı örmek sistem hazır.
"Buna anlık akılla ikna denir "
Görev zamanı;
Hırsızlar çalmayı bitirince üniversite mezunu olan en genç hırsız, ilkokul mezunu en yaşlı olan hırsıza dedi ki: kaç para aldık sayalım.
Liderleri olan yaşlı hırsız bozuldu ve ona dedi ki: aptal mısın? Bu çok para ve saymamız uzun sürer, bu gece ne kadar para çaldığımızı haberlerden öğreneceğiz!
"Bunun adı tecrübe"
Banka müdürü şube müdürüne: polisi çabuk ara. Ama şube müdürü ona dedi ki: bekle 10 milyon dolar alıp kendimize saklayalım daha önce zimmetimize geçirdiğimiz 70 milyon doları da ekleyelim. 80 milyon dolar oldu.
"Buna akışına yüzmek ve durumu lehine çevirmek denir"
Banka müdürü dedi ki: yani her ay soygun olsa çok iyi olur... Evdeki hesap çarşıya uyması lazım. Onlar soruşturma yaparken biz işimize bakalım. Hedef belli yolun da a.ş.
" Buna çok ileri gitmek denir"
Ertesi gün haber ajansları bankadan 100 milyon dolar çalındığını bildirdi!
Hırsızlar parayı tekrar tekrar saydılar. Her seferinde miktar 20 milyon dolardı. Hırsızlar çok sinirlendi. 20 milyon dolar için hayatlarını riske attılar.
Banka müdürü suya sabuna dokunmadan 80 milyon dolar aldı.
Maskeli hırsız ile kravatlı hırsız arasındaki farklı bilgiydi.
"Bunun da adı bilgi altına eşittir."
Banka müdürü milyoner olduğu için gülümsüyordu. Borsadaki tüm kayıplarını bu soygunla telafi etmişti.
"Bunun adı da risk almaktır’’.
Gerçek hırsızlar çoğunlukla yüksek rütbeli olanlardır.
Ama "hırsız" olarak tanınanlar hep ev ve cüzdan hırsızları olacak!
Oysa ki,
Amaç barikatlarla rakibin yolunu kapatarak, kendine avantaj sağlamak ve rakibin yolunu uzatmaktır. Peki rakip olarak gördüğün; şiddette sınır tanımaz hallerden keyif alman aslın da patronun narsis olduğunu gösteriyor. Acıdan mutlu oluyor.
Utanç tablosunu elinle eden boynuyla çeker. Fazlasıyla adil görünsen de özün bozuk olduğundan anlaşılır durumdasın.
Kendisini mükemmel gören; patronun uzantısı veya uzantıları barikatın içinde kaldı.
Kıssadan hisse insan, hayvanlardan çok örnek almak gerekli.
Kalın sağlıcakla.