Ülkemizin kurucusu ve Dünya’ya örnek olmuş olan, çocukluk dönemi hariç son nefesine kadar hayatı savaşlarla geçen Gazi Mustafa Kemal durup dururken, “Savaş gerekmedikçe ve ulusun hayatı tehlikeye girmeyince bir cinayettir” lafını boşuna söylememiş.

Büyük önder bununla da kalmamış, savaşın acımasızlığını ve yıkımın bilen önderimiz, “Barış ulusları refah ve saadete eriştiren en iyi yoldur” erken bakın ulusları neye benzeterek kendisinden sonraki ve günümüzdeki diktatörlere ders niteliğinde laf söylemiş ama maalesef anlamamışlar.

“Dünyada milletler bir apartmanın sakinleri gibi kabul edilir. Eğer bir apartman, sakinlerinden bazıları tarafından ateşe verilirse, diğerlerinin yangının etkisinden kurtulmasına imkan yoktur.”

İşte bu lafı geçmişte ne Napolyon. ne Hitler, ne Mussolini, ne Roosevelt, ne Çorçil ne Çavuşesku, ve diğer benzerleri ile yakın zamanda Saddam, Kaddafi günümüzde ise Esat, ABD’nin başındaki ve kendini dünyanın kabadayısı sanan Biden, şimdilerde kendini imparator olma yönünde hareket etmesi gerektiğini sanan Putin bu lafı bilmiş olsalardı, dünyamız barış ve huzur içinde olur yaşadığımız evrende ni birileri ölür ne de bir yerlerde çocuklar yetim kadınlar dul kalmazdı.

Yurtta barış dünyada barış

Bu örneklerden sonra yine ATATÜRK’ümüzün söylemleri ile devam edelim. “En uzakta sandığımız bir olayın bize bir gün dokunmayacağını bilemeyiz. Bunun için insanoğlunun hepsini bir gövde ve bir ulusu bunun organı saymak gerekir. Bir gövdenin parmağının ucundaki acıdan öteki bütün organlar etkilenir. Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız.” Diyor ve devam ediyor atamız

“İnsanları mutlu edecek tek vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan hareket ve enerjidir. Bunun için Yurtta barış, dünyada barış” derken, refah ve saadetin yolunu da, “Barış, ulusları refah ve saadete eriştiren en iyi yoldur” diyerek göstermiş.

En önemlisi dönemin de MONTRÖ Antlaşmasını yaparak ülkemizi bu gün dahi kuruyacak tedbiri almış.

Buyrun bakalım bugün kendini dünyanın ve ülkelerinin kabadayısı sanan liderler, bu laflara bilseler ve anlamlarına uysalar dünyamız güllük gülistanlık olmaz mıydı?

Bay Biden ve Putin !..

Dünyamızın kaderini etkileyen iki süper gücün başında olanlar bu zamana kadar kabadayılığınızla ne yaptınız ve şimdi neredesiniz?

Rusya’nın kabadayısı Putin’in Ukrayna’yı işgal etmeye başlamasından sonra ABD’nin kabadayısı Biden, “Bu insan haklarına aykırı bir durumdur. İşgal ve müdahale derhal durdurulmalıdır. Bunu yapmaz ise Rusya’ya karşı ağır yaptırımlar uygulayacağız. Kınıyorum” dedi.

* Peki, Bay Biden, madem insan haklarına aykırı olduğunu biliyorsun da o zaman devletin Vietnam’da ne arıyordu? Sonrasında kıçınıza bakarak döndünüz. Daha dün lerde Irakta Libya’da şimdilerde Suriye’de ne arıyorsunuz?

 * Ülkemizin başına bela olan PKK ve PYD’ye son model silahlarla yardım edip, onları korumanız insan haklarına uygun mudur?

* Büyük Ortadoğu Projesinin amacı nedir? Emperyalist bir devlet olarak zayıf ama yer altı kaynaklarını kullanamayan devletlerde ne arıyorsunuz?

* Ya sen Bay Putin, dünyanın en geniş topraklarına sahip olan bir ülkenin başındasın ve 2036 yılına kadar o makamda kalmayı da garanti etmiş biri olarak, derdin ne?

* Afganistan da ne arıyordun, neden terk ettin ve onları ne yapacakları belli olmayan insanlıktan nasibini almamış olanlara neden bıraktın?

* Gürcistan’a ne diye saldırdın. Kafkasya da ki amacın ne?

* Kırım’ı ilhak ettiğin yetmiyor mu? Şimdi Ukrayna ya ne diye saydırıyorsun? O iki ayrılıkçı güçlerin olduğu özerk bölgeyi kabul ediyorsun da, Çeçenistan’ı Abhazya'yı neden kabul etmiyorsun?

* Hiçbir etkinliği olmadığı görülen NATO’dan ne diye bu kadar korkuyorsun?

Bunlar aklı başında olan birileri düşündüğünde meselenin gayet basit olduğu ve hiçbir sebep olmadan insanların öldüğü bir ortam yaratmanın bir anlamı yok ama kim anlayacak ki. Ben yinede bizim bir televizyonda yayınlanan Kuruluş Osman dizisinde geçen bir diyalogdan da geçen şu laflara dikkat etmelerini diliyorum.

O dizide Osman şöyle diyor, “Zalim zulmünde ısrar ederse sonu yakındır. Hak yolunda olan cenkte ısrar ederse zafer yakındır.”

Mesele silah satışı mı?

Savaştan bahseder, günümüzde yaşar ve barış isterken aklıma söylenen bir tekerleme geldi. “Dünyamızda silah satanlar barı, ilaç satanlar sağlık, din satanlar ilim, hırsız olanlar hukuk istemiz” denilmiş ne kadar anlamlı değil mi?

NATO, Varşova paktına karşı kuruldu. Pakt dağıldı ama Putin bunu toplamak böylece kendine bir imparatorluk yaratmak istiyor ki onlara silah satsın ve gelirlerini artırsın.

NATO gücünü artırıp onlara silah satmak isitiyor. Yani her iki gurubun amacı barış filan değil amaç ticaret yapmak. İlginçtir, Dünyamızda önemli oranda silah üreten ve satan 20 büyük firma var. Bunlardan 12 firma ABD’de diğerleri ise Rusya ve bazı Avrupa ülkelerinde. Bu durumda silah üretip satan emperyalist güçler sizce barış isterler mi?

NATO mu?

Putin kabadayısı dünyaya meydan okurcasına Ukrayna’nın bu kuruluşa alınmaması için orayı işgale başladı. NOTA, ABD, Avrupa Birliği toplandı kınama kararından başka alınan bir tedbir yok. Ağır yaptırımlar uygulanacaklarmış. Putin bunları tınmıyor ve işgalini yavaş, yavaş sürdürüyor. NATO ve müttefikleri çaresiz kalmıştır.

Putin’e bende diğerleri gibi kızıyorum. “Eeey Putin, Ukraynayı yöneten birilerinin kuklası olan Zelenski’ye karşı olabilirsin. Savaşın kuralları vardır. Sivillere neden saldırıyorsun? Askerlerin nereye ateş açacağını bilmiyor mu? Mesela bir tank sürücün ne diye bir aracı ezdi. Sığınak ve metro da doğan çocuklar ve oradaki çaresizler senin vicdanını sızlatmıyor mu?

Halkın direnişi karşısında zırhlı araçların Ukrayna sokaklarında cayır cayır yanıyor bu durum senin prestijini sarsmıyor mu?

Şarlatan, komedyen diye aşağılanmaya çalışılan Zelenski , askeri üniforma giyerek silahlanıp askerlerinin yanında senin ordunla çarpışıyor. Bu durum sana bir şey anlatmıyor mu?

Diyor ve seni durdurmak için bir şey yapamayıp laf eden NATO, ve müttefiki devlet liderleri diğer güçler gibi, bende kınıyorum.