Akşener’in Cumhurbaşkanı son sıra adayı Kılıçdaroğlu’dur…

Başlığa bakıp ta “bu da ne yahu” demeyin…

Gerçek bu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in adayı kesinlikle CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu değil.

Ayrıca “Ben Cumhurbaşkanı adayı değilim. Başbakanlığa adayım” demesi ise fedakârlık falan hiç değil.

Millet ittifakının istediği “Güçlendirilmiş parlamenter sistem” içinde zaten en güçlü olan makam Başbakanlık makamıdır. Akşener’de en güçlü makama adaylığını açıklıyor.

Bu arada “Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş partisi CHP tarafından aday gösterilirse destekleriz” açıklaması siyaseten erdem değil CHP’nin parti içine karışmaktır. Hatta başka bir hali ile kışkırtıcılıktır.

Türkiye’nin en büyük iki kentini kazanan iki belediye başkanını teşvik edilmesidir. Bir nevi o iki belediye başkanına gaz vermektir!

Buradan şunu söylemekte hiç sakınca görmüyorum; Meral Akşener partisine yönelik pozitif gelişmeyi ne yazık ki kalıcı sanarak büyük bir yanılgının içinde. Bu yanılgı belki kısa vadede Akşener’e bir şeyler kazandırır, lakin uzun vadede ona 15 milletvekili veren bir partiye olan vefasızlığını hiç akıldan çıkarmaz!

Meral Akşener’in İmamoğlu’nu sürekli ön plana çıkartarak CHP’nin iç işlerine karıştığının farkına varması gerekirken, bunu alışkanlık haline getirmesiyle aslında Millet İttifakına faydadan çok zarar vermeye başladığını birilerinin ona hatırlatması gerekiyor!

Meral Akşener “Ben Cumhurbaşkanı adayı değilim, Başbakan adayıyım” diyerek aslında bir taşla üç kuş vuruyor ve bunu CHP kurmayları görmüyor ya da görmemezlikten geliyor…

Sıralayalım efendim:

1.Cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçerek Kamuoyuna fedakâr siyasetçi profili çiziyor.

2.Cumhurbaşkan adayı olmayacağı için milletvekilliğini garantileyerek meclise giriyor.

3.Seçimi ittifak kazanırsa Devleti yönetecek makamı kimsenin itiraz edemeyeceği biçimde şimdiden garantiye alıyor. Yani görünürde özverili bir siyasetçi görüntüsü olsa da gerçek İyi Parti’nin önümüzdeki sürecin tamamına "firesiz el koyma projesidir."

EMANETE….

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’na İlk önce İstanbul’un en yeni ilçelerinden biri olan Beylikdüzü ’nün Anahtarını vererek onu kuyumcu kalfası yapmıştı. Daha sonra ise, Türkiye’nin göz bebeği İstanbul’un anahtarını vererek “sen bu kuyumcu dükkânının artık ustası oldun, gözün bu dükkânda olsun ve dükkâna sahip çık” dedi.

Lakin İmamoğlu, dükkâna sahip çıkmak yerine karşı bakkalın çırağıyla, manavla tavla oynamaktan dükkâna gelen müşterilerle ilgilenmez oldu. Kısaca İmamoğlu 18 yaşına giren gençler gibi “ben büyüdüm artık” diye bağımsızlığını ilan ederek Trabzon, Bayburt, Elâzığ, Gümüşhane, Diyarbakır şehir şehir dolaşmaya başladı. Bu hareket ile ne demek istediğini siyaseti bilenler çok iyi anladılar…

CHP ÖRGÜTÜ İMAMOĞLU’NDAN ŞİKAYETÇİ!

İBB iştiraklerinde ve yönetim kurullarında CHP’li birkaç renkli isim koyarak ‘CHP burada’ diyen İmamoğlu aslında CHP’lilere İSKİ’de; kanalizasyon, Temizlik işlerinde; Çöpçülük, İSPARK’ta; değnekçilik gibi işlerle geçiştirdi. CHP örgütü bilinçlidir. Müziğin sesini çok uzaktan anlamasa da yakınlaştıkça hangi makamda olduğunu çok iyi bilir.

AKŞENER, SOLCULARDAN ALEVİLERDEN VE KÜRTLERDEN OY ALAMAYACAĞINI BİLİYOR

Solculardan Alevilerden ve Kürtlerden oy alamayacağını bilen Akşener direk “ben adayım” diyemediği için kaçak güreşerek çeşitli isimler telaffuz ederek aslında kendi geleneğinin dünden bugüne karakteristik tüm özelliğini taşıyor.

"Akşener’in Cumhurbaşkanı son sıra adayı Kılıçdaroğlu’dur" başlığını neden attık?

Sık sık Hz. Ömer'in adaletinden bahseden Akşener’in bu oyunu en rahat oynayacağı kişi Ekrem İmamoğlu’dur. Çünkü İmamoğlu her ne kadar CHP üyesi olsa da siyaseten merkeze daha yakındır. Muhafazakâr bir aileden gelmesi zaten İmamoğlu’nu merkeze daha da yakınlaştırmaktadır. Ağzından bir kez dahi ‘sol’ cümlesini duymadığımız ilçe başkanlığı ilçe belediye başkanlığı dönemi geçiren İmamoğlu’na Sosyal Demokrat ya da solcu demek abesle iştigaldir.

Peki bunlar siyaseten eksiklik midir?

Aksine, bazı yerlerde fazlalıktır.

Lakin CHP kendisine “Sosyal Demokrat, solcu partiyim” dediğine göre temsilcileri de buna uygun olmalıdır(!)

Öyleyse burada bir uyuşmazlık vardır!

İYİ Parti ile ise uyumu vardır…

Çünkü İYİ Parti, “Merkez Sağ demokrat” bir parti olduğunu vatandaşa deklere etmiş bir partidir.

AKŞENER’İN CUMHURBAŞKANI ADAYLARI

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in birinci sıradaki adayı kendisidir. Kendisi olur ise son seneye kadar Cumhurbaşkanlığını yapıp son senede parlamenter sisteme geçmeyi isteyebilir diye düşünüyoruz.

Akşener’in Cumhurbaşkanlığındaki ikinci sıra adayı Kesinlikle Ekrem İmamoğlu’dur. İmamoğlu ile bu yolu çok rahat yürüyeceğini sanan Akşener seçenek olarak kendinden sonra en kolay anlaşabileceği isim olarak İmamoğlu’nu görüyor!

Akşener’in üçüncü sıra adayı Temel Karamollaoğlu’dur. Karamollaoğlu Cumhurbaşkanı olursa en kısa zamanda parlamenter sisteme geçilerek yeniden eski koalisyon hükümetlerine benzer hükümetler kurulur, sağın merkezine yerleşen İyi Parti'nin en büyük parti olacağını düşünen Meral Akşener buradan sıyrılarak “Başbakan olurum” sanıyor…

Akşener’in Cumhurbaşkanlığındaki dördüncü aday Mansur Yavaş’tır. “Neden kendisine ideolojik olarak en yakın kişiyi dördüncü sıraya attı?” derseniz; Mansur Yavaş devlet adamlığı ile ön plana çıkan biri. Hırsları ile ön plana çıkan birisi değil. Devlet adamı olma özelliğinden dolayı “birtakım işlere çomak sokabilir” kaygısı olacağı için Akşener, Mansur Yavaşı ilk tercihleri içine almaz.

Akşener’in beşinci sıra adayı, ismi duyulmamış bilinmeyen hatta kendisinin bile bilmediği “herhangi birisi” onun için CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha önde gelir. Evet, ismi bilinmeyen sıradan herhangi birisi bile Asena hanım için Kılıçdaroğlu'ndan daha öndedir. Çünkü Kılıçdaroğlu ‘CHP’nin Genel Başkanı’dır(!)

Meral Akşener’in altıncı ve son sıradaki Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Çünkü artık seçenek kalmamış evdeki bulgurdan olmayalım mantığı ağır basacaktır….

Dost acı söyler(!)

VATANDAŞ MERAK EDİYOR

CHP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Ekrem İmamoğlu Elazığ gezisine çıkmadan evvel, “Genel Başkanımız bu ziyaretleri yapmanızı istemiyor” diye İmamoğlu’yla konuştu mu konuşmadı mı?

Ekrem İmamoğlu, Seyit Torun’a; “ben yola çıktım dönmem” dedi mi demedi mi?

Vatandaş bunları merak ediyor…