Bunlar Tarihi Süleymaniye Camii’ne kaçak kahve açtılar
CHP İstanbul milletvekili Gürsel Tekin, Yeni Soluk Yayın Kurulu Başkanı Hasan Hınıslı’ya konuştu.
YENİ SOLUK ÖZEL
CHP İstanbul milletvekili ve önceki Genel Sekreterlerinden Gürsel Tekin ile İstanbul’u konuştuk. Tekin gündemi ve İstanbul’un sorunlarını değerlendirdi. Yenisoluk.com yayın kurulu başkanı Hasan Hınıslı’ya dobra dobra konuşan Gürsel Tekin ile CHP içinde toplanan imzadan Muharrem İnce’ye, İnce’den İstanbul’un sorunlarına her şeyi konuştuk.
İşte o röportaj:
Olağanüstü kurultay için imza verdiniz mi, vermediyseniz neden vermediniz, CHP’de değişim gerekmiyor mu?
CHP’nin değişimi CHP’liler tarafından kendi içlerinde tartışılır bir karara da bağlanır. Türkiye’nin bugün karşı karşıya olduğu çok büyük sorunlar var. Bu sorunları konuşmamız gerekiyor.
Bugün Türkiye buğday ithal eden bir ülke. Fırıncılar un fiyatlarındaki artışa dayanamıyor. Ekmek fiyatlarının 2 liraya çıkması konuşuluyor. Millet sofrasına koyacak ekmek bulamıyor.
İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 10 OLMUŞ. HER 5 GENÇTEN BİRİ İŞSİZ.
Sadece İstanbul’da 2 milyon 200 bin yoksul kardeşimiz var. 3,5 milyon Suriyeli bugün Türkiye’de yaşıyor. İstanbul’da 563 bin Suriyeli mülteci var. Bu insanların entegrasyonu önemli bir sorun.
Her 3 kişiden 2’si yargıya güvenmiyor. Buna AKP’lisi de güvenmiyor, HDP’lisi de güvenmiyor, MHP’lisi de güvenmiyor.
Bu kadar büyük sorunları halkın yüzde 50’sini dışlayarak, her iki kişiden bir tanesine öteki muamelesi yaparak çözemeyiz. Bu sorunları çözmek için yüzde yüzün enerjisine, aklına, bilgisine ihtiyacımız var.
Ben İstanbul’a bu yüzden aday oldum. İstanbul’un sorunlarını İstanbullularla çözeceğiz.
Sizce Muharrem İnce ve muhalifler, seçimin hemen ardından olağanüstü kurultay çağrısı yaparak yanlış mı yaptı? Yerel seçimlerin geçmesini bekleyemezler miydi?
Türkiye’de demokrasi yok ama CHP’de demokrasi var. İsteyen istediği zaman CHP’lilerin önüne çıkar “Kurultay toplanması gerekir, size anlatacaklarım var” der. Yeteri sayıda insan buna tamam gel seni dinleyelim derse Kurultay toplanır.
Kurultay çağrısı doğru muydu yanlış mıydı başka soru, ben şu sorunun cevabını arıyorum İstanbul’da 2 milyon 200 bin yoksulun olması doğru mu yanlış mı?
Hepimiz İstanbul’da yaşıyoruz. Bir deprem olursa bedelini hepimiz ödeyeceğiz. Bugün 496 toplanma alanından geriye sadece 77 toplanma alanı kaldı. Geri kalanı AVM veya rezidans oldu.
Yani İstanbulluların geleceğini beton ve rant lobisine teslim ettiler. Deprem olursa toplanacak alan yok. Bu doğru mu yanlış mı? İstanbullular yanlış diyor. O zaman bütün hepimiz bir araya gelip bu sorunları konuşmak ve çözüm bulmak zorundayız. Sabah akşam CHP dedikodusu yapıp bu sorunların hiçbirisine cevap bulamayız.
Genel Başkanınız göreve geldiğinden beri 9 seçim kaybetti, siz kendisini başarılı buluyor musunuz?
Kimse arzu ettiğimiz başarıya ulaştık diyemez. Başarı iktidar olmaktır. CHP Türkiye’yi yönetmeye talip bir parti. İktidar olamadıktan sonra kimse mutlu olmaz. Türkiye’nin bu halinden de kimse mutlu değil.
Basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 157’inci sıradayız. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde daha özgür bir basın var.
Hukuk devleti sıralamasında dünyada 113 ülke arasında Türkiye 101’inci sırada. Liberya 94’üncü, Kenya 95’inci, Madagaskar 98’inci.
AB 27 ülkede faiz ortalaması 0. Sırbıstan’da faiz yüzde 3, Makedonya’da yüzde 3,25, Moldova’da 6,5, Rusya’da 7,25 bizde yüzde 24. Avrupa’da en çok faiz veren ülke biziz.
Yaşanabilir şehirler sıralamasında İstanbul ilk 100’de yok. 108’inci sırada.
Ben bunu değiştirmeye talibim. Tartışmamız gereken konu bu.
Nasıl daha güvenli, daha yaşanabilir bir İstanbul kurarız. Kısır tartışmalara girmeye hiç gerek yok. Bu sadece CHP’linin meselesi değil. AKP’li, MHP’li, HDP’li hepimizin meselesi. Bunu konuşalım, bunu çözelim.
Ben 4 yıl doktora yapar gibi buna çalıştım. Planım projem her şeyim hazır. İstanbul’u yeniden haşmetli günlerine döndüreceğiz.
Türkiye’ye ekonomik bir operasyon çekildiğini düşünüyor musunuz?
Bakın sene 1940. İkinci Dünya Savaşı var. Dünya’da 60 milyon insan öldü. Türkiye’den bir kişinin burnu kanamadı.
İsviçre’de insanlar karneyle ekmek yiyordu. Çünkü dünyada kimse bir şey üretmiyor. Herkes silah üretiyor. Birbirinin boğazına sarılmış. Dünyada savaş var. Yokluk var.
Bu şartlarda İsviçre gibi Türkiye’de ekmek karneyle verildi. Bugün birileri karneyle ekmek verildi diye Sayın İnönü’yü suçluyor. Kimse dış düşman demiyor. Dünyada yangın vardı, gene de insafsızca suçluyorlar.
1974’te Kıbrıs’ta çok büyük bir insanlık dramı vardı. Kıbrıs’taki kardeşlerimiz toplu katliama uğruyordu. Onların canını kurtarmak için Sayın Ecevit Kıbrıs Barış Harekatı kararını verdi. Amerika da bu yüzden Türkiye’ye ambargo koydu. O tüp kuyrukları Kıbrıs’ta kurtardığımız canlar yüzünden bizim karşımıza çıkartılan faturadır. Her tüp kuyruğu fotoğrafı toplu katliamdan insanları kurtardığımız için dikilmesi gereken bir abidedir. Sayın Erdoğan helal olsun demedi, tüp kuyruğu var dedi.
Şimdi ortada fol yok yumurta yok. Dünya Savaşı da yok biz de kimseyle savaşa filan girmedik.
Güçlü bünye hastalığa yakalanmaz. Türkiye israf ve yolsuzluk batağına battığı için bu ekonomik kriz var.
Ejder meyveli smoothie içenler şimdi topu dünyaya atıyor. Sorun dünyada değil. Sorun yönetimde.
Sizce rahip Brunson serbest bırakılmalı mı?
Ben Enis Berberoğlu’nu serbest bıraksınlar diyorum. Ben Eren Erdem serbest kalsın diyorum. Ben inşaat işçileri maaşlarının ödenmesini istediği için gözaltına alınmasınlar diyorum. Ben yargı kimsenin intikam aracı olmasın diyorum. Ben diyorum ki yargı siyasal amaçların maşası olamaz. Bugün yargı bağımsız mı yoksa değil mi? Halkın 3’te 2’si bağımsız değil diyor.
Kimse yargıya güvenmiyor. Yargıtay başkanı bunu açıkladı. Dedi ki her 3 kişiden 2’si yargıya güvenmiyor. Hukuk devleti sıralamasında 113 ülke arasında 101’inci sıradayız. Bağımsız mahkeme filan yok. Enis Berberoğlu davası apaçık ortada. Deniz Yücel’e terörist dediler. Almanya ile el sıkıştılar üç saatte Deniz Yücel’i tahliye ettiler. Bu ülkede bağımsız yargı var diyene kargalar güler.
Bu ülkede bağımsız yargı olsa kimse böyle bir talepte bulunma cüretine kavuşamazdı. Yok. Yargıyı 2010 yılında FETÖcülere teslim ettiler, o günden beri yargıda dikiş tutmadı.
Rahip Brunson hakkında kararı bağımsız yargı vermeli. Ben bağımsız yargı arıyorum. Bizim hukuk devletine ihtiyacımız var.
Türkiye İdlib’de rejimin operasyon yapması durumunda nasıl bir hamle yapmalı?
Suriye’de iç savaş 2011 yılında çıktı. Birileri 48 saatte Emevi Camii’nde namaz kılarız diye yola çıktı bugün geldiğimiz nokta ortada. Her kanalda, her televizyonda çıktılar ne kadar haklı bir politika, ne kadar ahlaklı bir politika sergiliyoruz diye anlattılar. 7 senedir hep haklılar ama neticede kaybediyoruz.
Sayın Putin’e Erdoğan dostum dedi. Esad’ı destekleyen bir numaralı isim Putin’dir.
İran’a sayın Erdoğan “ikinci evim” dedi. Esad rejiminin arkasında İran var.
Gerçekçi olalım. İdlib meselesi Türkiye’nin meselesidir. İdlib’e bir operasyon yapılırsa 1 milyondan fazla Suriyeli daha Türkiye’ye gelebilir.
Yapılması gereken 6 tane şey var. Sayın Ünal Çeviköz açıkladı.
1. Bölge halkının ve terörle bağlantısı olmayan grupların Suriye sınırları içinde kalacak şekilde İdlib’ten tahliyesi için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm ilgili kuruluşlara ve ülkelere çağrıda bulunulmalı ve bu sonuca ulaşmak için yoğun bir şekilde çalışılmalıdır.
2. Türkiye İdlib’de bulunan bütün muhalif gruplardan silahlarını bırakmalarını istemeli ve bunun sağlanması için yoğun çaba göstermelidir.
3. İdlib konusu Türkiye için bir ulusal güvenlik sorunudur. Moskova ve Tahran ile yapılan görüşmelerde bu anlayışımızın kuvvetle vurgulanmasının yanı sıra, Suriye Yönetimi ile de temasa geçilmesinin ve 1998 Adana Mutabakatı ruhunun iki komşu ülke arasında yeniden canlandırılması için çalışılmasının zamanı gelmiştir.
4. Suriye konusunda ABD ile yapılan görüşmeler sadece Membiç ve PYD/YPG bağlantılı sorunlarla sınırlanmamalı, ABD ile Astana ve Soçi süreçleriyle ve son Tahran toplantısıyla ilgili de bilgi paylaşımında bulunularak görüşmeler daha geniş bir çerçeveye oturtulmalıdır.
5. AB ile yapılan görüşmelerde konunun insani boyutu öne çıkmakta ve amacın yeni bir mülteci sorununu engellemek olduğu görülmektedir. Türkiye İdlib sorununun esas itibariyle kendi ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğunu AB’ye özenle ve sabırla anlatarak Suriye’de barış ve istikrarın kurulması çalışmalarında AB ile de işbirliğini yoğunlaştırmalıdır.
6. İdlib’de konuşlanmış bulunan ve gözlem misyonu görevini sürdüren Mehmetçik’in herhangi bir saldırıya maruz kalmaması için Suriye yönetimini böyle bir saldırıya tahrik edebilecek eylemlerde bulunan gruplar üzerinde Türkiye güçlü bir şekilde denetim ve kontrol sağlamalı, askerimizin güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almalıdır.”
7. 4 yıldır İstanbul için çalışıyorsunuz, belediye başkanlığı için de aday olduğunuzu biliyoruz. O halde neden milletvekili olarak aday oldunuz?
İstanbul’un sorunlarını TBMM kürsüsünde dile getirebilmek için aday oldum. Yasama denetimi çok önemlidir. Bunu da aktif bir şekilde yapmak gerekir. Bugün bütün İstanbul’un sorunlarını Meclis gündemine taşıyoruz.
Daha önce İstanbul için Kılıçdaroğlu da İBB başkan da aday oldu, siz de kampanyasında kendisine yardımcı oldunuz. Sizce neden o dönem sayın genel başkan başarılı olamadı? O kampanyada neler eksikti?
Her kampanyanın kendine ait bir dinamiği var. Bugün İstanbul’un sorunları 10 kat artmış durumda. İstanbullular da değişim istiyor.
Bugün İstanbul’u kimin yönettiği belli değil. Belediye Başkanı’nın adını kimse bilmiyor. Hadımköy’de alt geçidi su basıyor Belediye Başkanı yok, Havalimanında işçiler tahtakurularıyla yatmak istemiyoruz, maaşlarımızı ödeyin diyor “ne oluyor” diye bile bakmaya gitmiyor.
Bugün İstanbul’u beton ve rant lobisi yönetiyor. İstanbul’un göbeğinde Zeytinburnu’da 16:9 kuleleri de Beton ve Rant Lobisi’nin gücünü gösteren anıttır. Tarihi silüetin ortasına bunu diktiler, kimse bu kulelere dokunamadı. Bu belediye başkanının gündemin zaten bu hiç yok. Atanmış Belediye Başkanı Beton ve rant lobisiyle mücadele edemez.
Ben yola İstanbullular için çıktım. İstanbul’u beton ve rant lobisinin elinden kurtaracağım. İstanbul’un kaynakları halka akacak. İstanbul kazanacak.
CHP seçmeni partinin içine girdiği kriz ile de beraber partisine karşı bir küskünlük yaşıyor. Boykot konuşuluyor. Sizin boykot düşünen seçmenlerinize mesajınız nedir?
58 yıldır iktidar olmamasına rağmen bu partiye destek veren, bu partiyi karşılıksız seven seçmenlerimiz ne derse haklıdır. Bizim onların kalplerini tekrar kazanmamız gerekiyor. Seçmene kızılmaz, seçmenin sesi dinlenir ve gereği yerine getirilir. Seçmenimiz daha güçlü, daha etkin, daha dinamik bir CHP istiyor. Ben de öyle bir CHP istiyorum. Hepimiz bunu istiyorsak bunu artık ortaya koymamız lazım.
Muharrem İnce İBB aday adayı olduğunu açıklarsa, kendisiyle yarışır mısınız? İnce’nin karşısında adaylığı kazanabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Sayın Muharrem İnce Cumhurbaşkanı adayımız oldu. Kendisi de bir televizyon kanalına çıktı tekrar Cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini açıkladı. Sayın Nagehan Alçı “Muharrem İnce yeşil ışık yaktı” diyor.
Bunlar tevzirat. Daha çok zaman var. Her şey görülür. Benim gündemimde İstanbul var. İstanbul halkı beni biliyor ben İstanbulluları biliyorum. Yaptırdığımız anketlerde de halkın her kesiminden teveccüh görüyoruz.
Ben kimseyle yarışmaya değil İstanbul’u kazanmaya adayım.
Bugün İstanbul başsız kalmış durumda. İstanbul’u yöneten biri yok. Sayın Erdoğan zaten Cumhurbaşkanı işi başından aşkın. İstanbul Belediye Başkanı’nın adını kimse bilmiyor. İstanbul’un yaşadığı devasa sorunlar öyle bekliyor. Ben bu sorunları çözmeye talibim.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na göre bir şehirde kişi başına düşmesi gereken yeşil alan miktarı en az 15 metrekare. Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiye ettiği “aktif yeşil alan” oranı kişi başına en az 9 metrekare. İstanbul’da kişi başına 7,57 metrekare yeşil alan var.
İstanbul kişi başına düşen yeşil alan miktarı açısından Ankara ve İzmir’in gerisinde. Dünya üzerinde popüler 50 şehir arasında yapılan bir araştırmada İstanbul sondan ikinci sırada. Yağmaya dönüşen rant iştahı İstanbul’da ekolojik limitleri zorluyor. İstanbul’da yeni bir sayfa açacağız. Dünyanın en güzel şehri İstanbul’u betonun pençesinden kurtaracağız.
İstanbul’da HDP seçmeninin önemli olduğu biliniyor. Siz HDP seçmeninden oy alabileceğinizi düşünüyor musunuz? Nedeni nedir?
HDP’liden de alacağım, MHP’liden de alacağım, Saadet Partililerden de AK Partlilerden de alacağım. Çünkü benim derdim partilerle değil İstanbul’un geleceğiyle.
Bugün bütün İstanbul’un zenginliğini bir avuç adam götürüyor. Bunlar istediklere yere çimento döküyorlar. Dereleri kurutuyorlar. İstediklere yere bina yapıyorlar. İstanbul’un toprağından küplerini dolduruyorlar. Bunlar pisliklerini denize atıyorlar, İstanbulluların rızkını zehirliyorlar.
Denizimiz bunlara, toprağımız bunlara, havamız, suyumuz her şeyimiz bunların banka hesabına gidiyor.
Bunlar Tarihi Süleymaniye Camii’ne kaçak kahve açtılar, tarihi silüete hançer diktiler, İstanbul’un deprem toplanma alanlarını AVM’ye çevirdiler. Bunlar doymak bilmez bir güruh. İstanbul’u bunlar yönetiyor.
Ben İstanbul’un geleceği için bunlarla mücadele etmeye talibim.
Mevcut krizin sorumlusu recep tayyip erdoğan mıdır?
20 Mart 2017- Bakan Bülent Tüfenkçi “Referandumda evet çıkarsa ekonomi şaha kalkacak” dedi.
5 Nisan 2017 – Maliye Bakanı Naci Ağbal “Evet sonucu çıkarsa ekonomide çok daha güzel günler bizi bekliyor”
12 Nisan 2017 – Mehmet Şimşek: “Evet çıkarsa ekonomi toparlanır” dedi. Kendisini toparlayıp gönderdiler.
Anadolu Ajansı haber yaptı: “Referandumdan ‘evet’ çıkarsa dolar/TL’de 3,55 söz konusu olabilir’”
Sabah Gazetesi 28 Mart 2017, “‘Evet’ piyasayı rahatlatır ‘hayır’ belirsizlik yaratır”
Neden? Erdoğan bütün yetkileri alırsa bürokrasi olmayacaktı, Türkiye uçacak kaçacaktı.
24 Haziran’a da aynı namelerle gittik. Erdoğan ne dedi? “24 Haziran’da siz bu kardeşinize yetkiyi verin faizler nasıl düşüyor görün.”
Gördük. Faizler yüzde 24’e çıktı. 2 Ocak 2017’de 1 dolar 3,54’tü. Bugün 6 lira 27 kuruş.
Erdoğan bu kadar yetkiyi niye istedi? Bu yetkiyi verirseniz ben daha iyi yönetirim dedi. Halk yetkiyi verdi. Sonuç ortada.
Yorum Yap