Bahçeli'den 'süreç' açıklaması: 'Önümüzdeki günler her türlü provokasyona açık!'
Mart Muhtırasında ne oldu, neden oldu?
12 Mart Muhtırası, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde meydana gelen dördüncü; amacına ulaşan ikinci; ve emir-komuta zinciri içerisinde yapılmış ilk askeri darbe eylemidir. Türkiye tarihine derin izler bırakan 12 Mart muhtırası nedir, neler oldu işte hakkında merak edilenler...
12 Mart Muhtırası, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a bir muhtıra vererek hükûmetin istifaya zorlandığı askeri müdahale olarak tarihte yerini aldı. 12 Mart 1971 Muhtırası’nın üzerinden ise 52 yıl geçti.
12 MART MUHTIRASI NEDİR?
12 Mart Muhtırası, 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri komutanı Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri komutanı Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri komutanı Muhsin Batur'un imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra vererek hükûmetin istifaya zorlandığı askeri müdahaledir.
12 Mart Muhtırası'nı veren Orgeneral Memduh Tağmaç, Orgeneral rütbesindekiler hariç bu 9 Mart 1971 Millî Demokratik Devrimine adı karışan başta Tümgeneral Celil Gürkan olmak üzere tüm subayları re'sen emekliye sevketti. 1. Ordu Komutanı Faik Türün de bu darbeye adı karışan tüm Devrim yazarlarını Ziverbey Köşkünde Millî İstihbarat Teşkilatı vasıtasıyla sorguya çekti. Bu sorgularda Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'un da 9 Mart darbesine önce destek verdikleri, fakat sonra istihbarat bilgileri Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'a ulaşınca desteklerini geri çektikleri ortaya çıktı.
Darbe, 1971 yılında 12 Mart günü saat 13:00'da TRT radyolarından okunan aşağıdaki muhtıra ile ilan edilmiştir:
“Parlamento ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasasının öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.”‘
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu'nun imzasını taşıyan muhtıra 12 Mart Muhtırası şu maddelerden oluştu:
Meclis ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatlarıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasanın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.
Türk milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı Kuvvetleri'nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliğini giderecek çarelerin, partiler üstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir.
Bu husus süratle tahakkuk ettirilemediği takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek, idareyi doğrudan doğruya üzerine almaya kararlıdır. Bilgilerinize…
MUHTIRA SONRASINDA NELER YAŞANDI?
Ordu, 12 Mart 1971'de bir muhtıra verdi. Parlamento fesh edilmedi, partiler kapatılmadı, Anayasa askıya alınmadı. Ama koşullar çok değişmişti. Askerler bir teknokrat hükûmeti istiyorlardı. Eğer böyle bir tarafsız Başbakan Meclis içinden çıkar da güvenoyu alırsa, sorun kalmazdı. Bunun için tarafsız bir milletvekili aranmaya başlandı. CHP Kocaeli Milletvekili Nihat Erim ismi üzerinde anlaşıldı. 26 Mart günü CHP'den istifa etti. Böylece artık bağımsız başbakan olan Erim “partiler üstü reform hükümeti”ni kurdu.
14 Ekim 1973 genel seçimleri; 14 Ekim 1973 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerde TBMM 15. dönem milletvekilleri seçilmiştir. Bunun sonucunda 185 milletvekiliyle CHP iktidar, Bülent Ecevit de başbakan olmuştur.
AMERİKAN BELGELERİNE GÖRE 12 MART MUHTIRASINA GİDEN YOLDA HAŞHAŞ SORUNU
12 Mart Muhtırasının arkasında ABD’nin olduğu iddiası özellikle siyasi sol çevrelerce defalarca dillendirilmişti. Sol siyasetin yanı sıra 12 Mart Muhtırasıyla istifa etmek zorunda kalan Adalet Partisi Hükümeti yetkilileri de bu iddiaları güçlendirecek açıklamalar yapmışlardı.
Türk Hükümeti yetkilileri ve muhalefet partilerine mensup milletvekilleri 12 Mart Muhtırasının arkasında ABD’nin olduğu fikrini açıkça dillendirirken, söz konusu döneme ait Amerikan raporlarında bu iddiaları güçlendiren bazı ifadeler yer aldı.
Amerikalı yetkililere göre, Türk Hükümeti ile yaşanan başta haşhaş ekimi olmak üzere savunma ve dış politika konularında yaşanan anlaşmazlıklar, hükümetin düşmesi ile sonuçlanabilirdi.
ABD Başkanı Richard Nixon, Türkiye’de haşhaş ekiminin yasaklanmasını siyasi bir saplantı haline getirmişti. Bu sebeple haşhaş sorunu ile özel olarak ilgileniyordu. Nixon, Türkiye’de haşhaş ekimine getirilecek olan yasağın ABD’de büyük bir toplumsal yaraya yol açan uyuşturucu sorununun tamamen sona erdireceğini düşünüyordu.
Bu yüzden Türk Hükümeti’nden haşhaş ekiminin yasaklanmasını istedi. Başbakan Süleyman Demirel, Türk kamuoyundaki siyasi saygınlığı ve Türk çiftçisinin desteğini kaybetme endişesi ile bu isteği kabul etmedi.
Bunun üzerine ABD yönetimi, Türk Hükümeti üzerinde yer yer tehditlere uzanan yoğun bir baskı politikası uyguladılar. Ancak Başbakan Süleyman Demirel ikna edilemedi. Söz konusu dönemde Başbakan Demirel, partisi içindeki muhalefet sebebiyle sık sık hükümet bunalımları yaşıyordu.
Ülkede Amerikan karşıtı siyasi atmosferin ve karşıt görüşlü grupların çatışmalarının daha da arttığı bir döneme girilmişti. Üst düzey ordu mensupları basın aracılığı ile Demirel ve Hükümeti ile ilgili uyarı ve şikâyetlerini dillendiriyorlardı.
12 Mart 1971’de Türk ordusuna mensup dört kuvvet komutanı, Başbakan Süleyman Demirel ve hükümetine bir muhtıra verdiler. Demirel, önce mücadele etmek istese de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın çabalarıyla istifa kararı aldı.
Böylece Amerikan çıkarlarına zarar vermeye başlayan Süleyman Demirel ve Hükümeti artık iktidardan düşmüş oldu. Yerine gelen Nihat Erim Hükümeti, ABD ile gerginleşmiş olan ilişkileri yumuşatma yönünde bir politika izledi. Nihat Erim Hükümeti, Temmuz 1971’de ABD’nin isteğiyle haşhaş ekimini yasakladı.
Yorum Yap