Ülkemin gündemine bakar mısınız?

Ülkemiz 14 Mayıs’ta tarihinin bana göre en önemli seçimlerine hazırlanıyor. Hemen herkes kim kazanacak ve neler olacak’ı konuşuyor.

Okurlarım ve tanıdıklarım bana nelerin olabileceğini soruyorlar. Ben, “Bakın Allah bize oku emrinden sonra, diğer canlılardan farklı olalım diye bizlere akıl ve izan verdi. İstişare yapmamızı istedi, “Şimdi sorduğunuz bir istişare mahiyetinde ise sizlere söyleyeceğim şudur. Başınızı iki elinizin arasına alın ve düşünün. Ülkemizin geldiği durumu değerlendirin. Aldığınız maaşla geçiniyorsanız, piyasadan ve fiyatlardan memnunsanız, kısaca yaşadıklarınızdan memnunsanız bu zamana kadar oy verdiğiniz partiye ve lidere oy vermeye devam edin. Yok ben bu durumdan memnun değilim, diyorsanız başka bir partiyi deneyin ve değiştirin. İlerde baktınız ki, o da iyi gitmiyor yeniden arayışlara geçin ve sizleri rahatlatacak kimse onu bulun” diyorum.

Alevilik meselesi

CHP Genel başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben Aleviyim” adlı yayınından sonra kimileri, “Sırası değildi” derken, çoğunluk uygun buldu ve yayının 107 milyon kere izlendiği ve dünya rekoru olduğu açıklandı.

Sonrasında iktidar yanlıları Aleviliğin din olmadığını ileri sürdü. İyi de kardeşim, Aleviliğin din olduğunu kim söyledi ki?  Günümüzdeki çok partili sistemde olduğu gibi, Peygamberimizin vefatından sonra bazı dini liderler, Hanefi, Şafi, Hanbeli ve Maliki adlarında mezhepler kurmuş. Bu mezhepler incelendiğinde birbirleri ile bütünlük sağlamadıkları, dolayısıyla İslam’ın özüne uymadığı da görülür. Her mezhebin taraftarı var mı var. O mezhepler gibi Alevilikte ve başka mezhepler var mı var. Hatta günümüzde mezhepler yetmemiş yine çok partili sistemdeki tabela partileri gibi, tarikatlar ve onların kolları ile birtakım mollalar çoğalmış ve varlıklarını sürdürüyorlar mı? Evet.

Peki, Alevilik Allah’ı bir Peygamber Efendimizi Resul ve Allah’ın elçisi olarak görüyor, Kuranımızı hak kitap olarak görüyorlar mı?  Evet

O zaman mesele nedir? Sizler Allah adına neden insanları yargılıyorsunuz ki?

Dikkat çekenler

AKP, Ordu Milletvekili adayı İbrahim Ufuk, Kurucu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgâhı Anıtkabir'i Yunan tapınaklarına benzeterek, “Ülkemizin 20. Yüz yılı uyku halidir. Bu sırada ülkemizde sivil, askeri, dini mimari örneği tek Türk eseri yoktur” diyerek Anıtkabir'i aşağılamış.

İbrahim Bey, gözüne dizine dursun. Anıtkabir'in özelliklerini okumanı tavsiye ettiğim gibi, hani yine sizlerin tabiriyle hiçbir şey olmamışsa köhne ve yıkıntı haline gelmiş Osmanlıdan sonra bağımsız. Laik Türkiye Cumhuriyeti diye bir devletimiz var. Bu da yetmez mi?

Gaziantep Valisi Davut Gül, AKP adayı Abdülhamit Gül’ün seçim çalışmalarına bizzat katılıp AKP ve Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’a oy istemiş. Biz valilik makamlarının Devletimize temsil ettiğini biliyoruz. Vali Bey siyaseti seviyordu ise neden aday olmadı ki?

Yine Pandemi döneminde Çin’den getirilen Sinovac aşılarına aracılık eden Keymen İlaç’ın sahibi Cantürk Alagöz, o dönemde Çin’in bağış olarak verdiği bir milyon aşıyı 12 Milyon dolara devlete satmış. Şimdi devletimize bağışlanan aşıyı satan o kişi AKP Iğdır birinci sıradan Milletvekili Adayı yapılmış iyi mi?

Anayasa Mahkemesi

AYM’nin kuruluşunun 61 yılı törenlerinde Mahkeme Başkanı Zühtü Arslan, “Mahkememizin aldığı kararlara imza atanları hedef almanın hiçbir faydası yok” demiş. Çokta iyi etmiş. O kararları eleştirenlerden bazıları zaten oradaydı da “Anayasa Mahkemesi de kapansın” diyen Bahçeli’ye umarım başkanın söyledikleri ulaştırılmıştır. Ayrıca bu törende bir araya gelenlerden iki Cumhurbaşkanı adayı birbirlerine merhaba deyip el sıkışmadılar. Bu iki insandan birisi gelecekte ülkemizi yöneteceğine göre, rakibinin elini sıkmaması pek uygun görülmedi. Ancak bir TV. Programında rahatsızlanan Erdoğan’a, “Geçmiş olsun” diyen Kılıçdaroğlu ayrıca takdir edilmelidir.

Bahçeli demişken Niğde de yaptığı konuşmada, “Kılıçdaroğlu’nun PKK ile aynı yolu yürümesine tahammül edecek misiniz?” demiş. Daha önceleri ve şimdi de PKK ya da terör örgütünün kimlerle neler konuştukları, kimlerle yol yürüdüklerini görmek istiyorsa İttifak ortaklarına bakması gerekmiyor mu? Devlet Bey’in yıllar önce Erdoğan için neler söylediğin bilenler, bu sözlerine ne kadar itibar ederler bilinmez.

Ayrıca Milliyetçilik, Türklük ve Bayrağımızı dilinden düşürmeyen Devlet Bey, ortağı Hüda-Par Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun “Türk Bayrağı yerine Türkiye Bayrağı denilsin. Ülkemizin bütünlüğünün teminatı olan Anayasamızın değiştirilemeyen maddeleri için, Değiştirilemeyen maddeler ibaresi olmamalı. Bunlardan rahatsızım” demesine ne diyecektir?

Burada AKP Milletvekili Tuğrul Türkeş’in Hüda-Par Başkanının bu sözlerine tepki göstererek, “Bende ondan rahatsızım” demesini de takdir etmek lazım.