İttifaklar, seçim yasası teklifi ve parmak boyası

Aylar hatta yıllardır konuşulan bir konuydu seçim barajı meselesi. İndi, inecek derken, Cumhur İttifakının ortakları barajın yüzde 7’ye düşürülmesini kararlaştırmışlar ki, parlamentoya bu oranla sunuldu.

Yüzde yedi barajı ittifak ortaklarından kime yarıyor kime yaramıyor tartışmaları da hemen başladı. Bu baraj Millet İttifakını oluşturan partilerden Cumhuriyet Halk Partisi ile İYİ Parti hariç, diğer DEVA, Gelecek, Demokrat ve Saadet Partilerine yaramıyor. Tasarı bu şekliyle geçerse ittifak içinde oldukları için hepsi barajı geçmiş oluyorlar ama, Milletvekilliği dağılımında, ittifak içinde aldıkları oy oranları dikkate alınacağı için, seçime parti olarak girdiklerinde artan oylar kullanılmayacağı için, bu partilerin milletvekili çıkarma şansı görünmüyor...

Cumhur İttifakında olan partilerden Büyük Birlik Partisi ittifak içinde parti olarak girerse onunda milletvekili çıkarma şansı hiç yok gibi. Milliyetçi Hareket Partisi’nin durumu için yine tartışma konusu. Yapılan kamuoyu yoklamalarına bakılınca baraj yüzde 7’ye düşürülmesine rağmen, yapılan anketlere göre, MHP’nin bu barajında altında kalacağı tahmin ve iddia ediliyor.

Bu durumda MHP’nin milletvekili çıkarması için tasarı Parlamentoda görüşülürken, barajın yüzde 5’e düşürülmesinin şart olduğu belirtiliyor. Baraj yüzde 5’e düşürmeyince ittifakta olsa bile aldığı oylarla vekil çıkaramayacağı için AKP listelerinden seçime girmeleri gerekiyor.

Millet İttifakının partilerine gelince

İktidar tarafından hazırlanan bu yasa teklifi, darbe döneminde koalisyonları önlemek amacıyla konulan yüzde 10 barajını yüzde 7’ye indirmek gibi gözükse de, işin aslı öyle değil. İşin aslı Cumhur İttifakına yani iktidara karşı hem de iktidar kanadından ayrılarak onlara karşı kurulan partilerin barajını yükseltmekten başka bir şey değil. Bu teklif bu yönde hazırlanmış bir tuzaktır. Ancak bu tuzak aslında iktidarın ikinci ortağını da sıkıntıya sokacağı açıktır.

Şayet bu yasa Meclisimizden geçerse, Millet İttifakını oluşturan partilerin bundan sonra yapacakları davranış bellidir.

Bunlardan birincisi, “Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır” denilerek birlik beraberliği koruyup, ittifak içinde barajı geçemeyip vekil çıkaramayacaklarına göre, “Hay ben nereden ve kaçıncı sıradan milletvekili adayı olacağım. Partimize kaç milletvekili verilecek” demeden ülkenin geleceğini kurtarmak için hedefleri olan ve arzu edilen demokrasi ve özgürlüğü, güçlendirilmiş parlamenter sistemi kurmak için, gösterilecek Cumhurbaşkanı adayını koşulsuz desteklemek ve verilecek milletvekili sayısına razı olup, tek parti gibi çalışmak olacaktır. Bu arada tabanlarına ülkenin içine düştüğü durumu ve ne yapmak istediklerini anlatmak olmalıdır.

Başka bir partide de mümkün

Bir başka yol ise, ittifak ortaklarının liderleri, “Yok bize diğer parti listelerinde yeteri kadar vekillik verilmez, ya da bize oy verecek seçmenimiz CHP ve İYİ Parti listesinden girersek o parti amblemlerine mühür basmazlar” denilirse,  ülkeyi girdiği girdaptan kurtarmak için yapılan programa uymanın yolu yinede vardır. 

Öncelikle teklif parlamentoda görüşülürken barajın mümkün olduğu kadar aşağıya çekilmesi, kararlaştırıldığı gibi yüzde 3’e indirilmesinin çalışmaları yapılmalıdır. Bunun için iktidar kanadındaki vekillerden de yardım talep edilebilir. Bu durum özellikle MHP'nin işine de yarar.

Olamaz ise bana göre, Millet İttifakının diğer bileşenleri Gelecek, Deva, Saadet, Demokrat partileri yine birlik ve beraberlik için çıktıkları yoldan sapmadan yanlarına Adalet, Doğru Yol, DSP, Bağımsız Türkiye Partileri ile katılırlarsa Sarıgül ve İnce’nin partilerini de alarak, yeni tasarıya göre seçime girmeyi hak eden bir parti içinde bir araya gelip,  liderlerin kendilerine güvendikleri ve güçlü hissettikleri illerden aday olmaları ve arkadaşlarını da uygun gördükleri illere dağıtmaları halinde inanıyorum ki, baraj 7’de kalsa bile fazlasıyla aşar ve hedeflerine ulaşırlar.

 Bu durumda Cumhurbaşkanı adayı çıkarmaz daha önce ittifak içinde iken kararlaştırılan Cumhurbaşkanı adayını desteklerler ve yeteri kadar milletvekili çıkardıktan sonra güçlendirilmiş parlamento için görevlerini yapmaya başlarlar.

HDP, İşçi Partisi, Sol Parti ile TKP hak, hukuk, adalet ve özgürlükten yana, Güçlendirilmiş Parlamento ve demokrasiyi getirecek, tek adam yetkisini kullanmayacak adayı destekleyeceklerini açıkladıklarına göre bu formülle hedefe ulaşmış olunur.

Seçimde ne yapılmalı?

Yasa teklifinde Seçim Kurulu Başkanlıklarına kıdemli Hakim yerine kura ile birinci sınıf hakimliği hak edenler getirilmesine kuşku ile bakılıyor. Anlamadığım husus Seçim Kurulu Başkanı kim olursa olsun, sandık sonuçları tutanağı ıslak imza ile elde iken ve seçim kurulunda her partinin konuya hakim birer temsilcisi olduğuna göre, sandık sonuçlarının uygun ve doğru olarak toplanmasına dikkat etmeleri takdirinde, alınmış oylara ne olacak ki? 

Başkan yanlı bile olsa ki, tek başına ne yapabilir ki? Alınmış ve resmi tutanağa geçirilmiş oyları iptal mi edecek? Önemli olan alınan oyların oradaki parti temsilcileri tarafından o tutanağa geçirilmesini sağlamaktır. İstanbul seçimlerinde yapılan " Seçimi kazandık" lafına itibar edilseydi şimdi yönetimde başka birisi olacaktı. "Hayır eldeki veriler öyle değil" denildi ve İstanbul'da sandığa sahip çıkılarak kazanıldı. Bu durumu unutmamak ve örnek almak lazım.

İşte bu nedenle partiler sandıklara sırf orada eksiğimiz olmasın, ya da yakınımız yevmiye alsın diye isim bildirilmemesi gerekir. Sandık görevlisi orada gerçek anlamda oyun namus olduğuna inanmış ve her partinin aldığı oyları koruyup kollayacak ve kayıtlara intikal ettirecek kişilerden olması gerekir.

Boyayı şart koşmalı

Sandık güvenliği ve kullanılan oyların mükerrer olmaması için daha önceleri kullanılan boyanın önümüzdeki seçimlerde mutlaka uygulanması gerekir. Ayrıca ülkemizin her seçim bölgesinde görev yapan kolluk kuvvetleri, sandık başkanlarını zorlayarak oy kullanmaktalar. Bu durumda da güvenlik güçlerinin mükerrer oy kullanmamalarının tek yolu boyanın kullanılmasıdır. Geçtiğimiz seçimde seçmen listelerinde önemli isim değişiklikleri, boş binalara seçmen yazılması da olduğuna göre, bu durumda dahi mükerrer oy kullanılma olasılığı arttığından, önlem olarak mutlaka o boya kullanılmalı ve uygulanması resmiyet kazanmalıdır.