Evet, korktu ve anamız, bacımız ve yârimiz dediğimiz olan en kıymetlilerimizin üzerine gaz sıktı, Yürümelerini engelledi. Güçlü olduklarını göstermelerini engelledi ve onlardan korktu.
Dünya Emekçi Kadınlar günü hemen, hemen tüm devletlerde kutlanan ve Kadınlar Gününü yaratan haklarını almak için ABD’de yakılarak katledilen ama, haklarını alan kadınları hem anmak hem de onların zaferini kutlamak için her 8 Mart'ta etkinlikler düzenlenir.
Emekçi Kadınlar Gününü kutlamak ve o günü yaratan kahramanları anmak için bir araya gelmeyi planlayan kadınların Taksim’e, İstiklal Caddesine kısaca Beyoğlu’na girmeleri Beyoğlu Kaymakamı tarafından yasaklandı.
Metro seferleri durduruldu yollar kapatıldı. Cadde başlarına çelik bariyerler kuruldu ve binlerce polis, toma, jop, gaz sıkma aletleri ile vaziyet alındı. Aynı durum Ankara ve başka şehirlerde de uygulandı.
Neden bu kadar önlem
Peki, mesele neydi ve neden Taksim'e sokmadılar?
Cevap yak ama biz soralım. Emekçi kadınların elde ettiği hakkın yıl dönümünü kutlamak ve o hakkı almak için can veren hemcinslerini anmak suç mudur?
Kadınlar silahsız, ellerinde ve eteklerinde çevreye zarar verecek bir şey olmadığı halde bu durum bir terör olayı mıdır?
Anamız, bacımız ve yârimiz deyip baş tacı yaptığımız kadınlarımızdan neden korktunuz?
Kadınların bir araya gelmesini ve hak aramalarını engellemek için, Taliban kafalı ve kutsal dinimizi kendi kafalarına göre uyduran tarikatlar mı istedi?
Daha çok şeyler yazılıp sıralanabilir. Akıl var mantık var. Kadınlarla derdiniz ne?
Oraya toplanan on binlerce kadın, etrafı yakıp, yıkıp bir yerlere saldıracaklar mıydı ki, o kadar polisi onların önüne yığdınız?
Talimat verenler ve bu talimatı uygulayan Polis arkadaşlar, onlara müdahale ettiğiniz anda ananız, bacınız ve yâriniz aklınıza geldi mi? Ya da bizzat onlar orada olsalardı tavrınız ne olurdu?
Kadınların yok sayılmasını benimseyen, onların sadece çocuk doğurma vasıtası olarak gören Taliban kafalılarla yine onları aşağılayan bazı tarikatlar gibi mi değerlendiriyorsunuz?
Kadınların bir araya gelmesini engellemek için emir verenlerle, onu uygulayanlar, kimseye zarar vermeden bir olayı anan ve kutlayan analarımız, bacılarımız ve yârimiz dediğimiz kadınlarımıza müdahale etmekten memnun musunuz?
O kutlamayı hatta güzelliği engelleyip, kimilerini gözaltına aldığınız için vicdanen rahat mısınız?
Ülkemize yakışmıyor
Olmaz arkadaşlar, Beyler, ülkemiz kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz kadınlarımıza bilindiği gibi şimdi demokrat olarak övünen birçok Avrupa devletinden önce onlara hak verdi. Eğitimlerinin önünü açtı, Üniversitelere kapılarını açtırdı. Lokantalara girmelerini sağladı. Biz böyle bir gelenek ve kültürden geldiğimiz, kadın Başbakan ve Bakanlarımız, Vali ve Kaymakamlar, çok sayıda yöneticilerimiz, esnaf ve şirket sahibi, patronlar olduğu halde sizlerin derdi ne?
Güvenlik güçlerimizin görevi böylesine bir etkinlikte, o etkinliği yapanların güvenliğini sağlamak mıdır? Yoksa önceki günkü gibi onlara gaz sıkıp kalkanlara itmek, düşürmek, hatta coplamak mıdır? Güvenlik önlemi alınır, topluma zarar verme şüphesi olanlar bertaraf edilerek huzur sağlanamaz mıydı? Güvenlik güçlerimiz oraya katılanların güvenliğini sağlamış gerekli tedbirleri aldıktan sonra oraya toplanan kadınlar elbette bir şeyler söyleyip dağılmadan önce sizleri teşekkür mahiyetinde alkışlayarak alandan ayrılacaklarından ekinim.
Yöneticilerimiz ve uygulamacılar bu tür davranışlar demokrat, çağdaş ve laik olan ülkemize yakışmamaktadır.
Lütfen bu ve benzer kararlar vermeden önce başınızı iki elinizin arasına alın iyice düşünün ve kararınızı sonra verin. Ayrıca kutsal kitabımızda bizlere konuşma, danışma yani müşavere etme emri de verilmiştir. Bu iki hususa insanların Anayasal hakları da eklenince böyle bir ortamın olmayacağı çok net. Zaten oraya toplanan on binler kendilerine müdahale edilmeseydi konuşup, eğlenip dağılacaklar, teşekkür mahiyetinde güvenlik güçlerini de alkışlayarak dağılıp evlerine gideceklerdi.
Bu nedenle çok ciddi bir durum olmadan ortamı germenin, olay yaratmanın, insanları huzursuz etmenin bir anlamı olmadığı kanaatindeyim.
Umarım bundan sonraki benzer olaylarda böyle olur…