CHP Genel Merkezine değil, abi lazımsa, İstanbul’a bir abi lazım!..

Son seçimlerden sonra ne hikmettir bilinmez, birden ortaya değişimciler çıkıp yıllardır yoldaşlık ettikleri ve partinin nimetlerinden yararlananlar, Genel Başkanı suçlayarak değişimci oldular.

Değişim elbette gerekli ama, bu değişimciler değişimden ne anladıklarını bilmediklerinden midir, nedir bu zamana kadar değişimin ne olduğunu anlatamadılar.

CHP’de önemli görevler alın ve çok kere seçilenler ne hikmetse kendi hatalarını unutup seçim yenilgisini Genel başkana yüklediler ve devam ediyorlar.

Partide önemli görevler almış ve söz sahibi olan bu kişiler nedense, Meral Hanım’ın dediklerini unuttular. Kazanacak adam dayatmasıyla İmamoğlu ve Yavaş’ı öne çıkaran Akşener, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olacağının kesinleştiğini anlayınca masayı kumar ve noter masasına dönüştürüp ayrıldı. Sonra kendine göre kazanacak aday olarak lanse ettiği iki belediye başkanını yanına alarak kumar masasına döndü. Bu hareketten sonra kendi oylarını ve Kılıçdaroğlu’nun oylarının düşmesine neden oldu.

Öte yandan Kemal Bey ne oranda oy alacakları belli olmayan ittifak ortakları ve iktidar partisinden ayrılarak parti kuranlara umduklarından fazla milletvekili vermesi ise ayrı bir durumdu.

İşin garip tarafı AKP’nin kurucuları arasında olan orada önemli görevler üstlenen Davutoğlu ve Babacan’ın taraftarları gerçekte var mıydı, varsa 22 yıldır AKP’ye oy veren bu insanlar CHP logosuna mühür basarlar mıydı?

Basmadılar zaten. Davutoğlu, “Ben halamı bile ikna edemedim” deyip sonrasında Kılıçdaroğlu’na oy vermediğini açıklamadı mı?

Karamollaoğlu Saadet, Gelecek ve Deva olarak ittifak içinde üçlü ittifakla seçime girelim önerisini neden kabul etmediler acaba! Çünkü kendilerine ve alacakları oya güvenmiyorlardı. Bu nedenle de CHP’nin oyları ile kendilerinin katkısı olmadan Parlamentoya girdiler. Partililer ve yöneticileri bunları değerlendirdikten sonra değişim istemelidir.

DEĞİŞİM VE İSTANBUL'A ABİLİK MESELESİ

CHP kurultay sürecine başladı. Tüm yurtta ilçe delegelerinin seçimi yapıldı. İlçe kongreleri başladı ve bu ayın sonuna kadar ilçe seçimleri bitecek. Sonraki ayda İl Kongreleri yapılacak ve Kasım ayında ise yeni seçilmiş olan Kurultay delegeleri değişim ve gelişim için oy kullanacaklar.

Bu aşamalar sürerken. Genel merkeze abilik meselesi gündeme geldi. Atatürk’ten miras partide abi ye ihtiyaç yok ama, bu dönemde İstanbul için mutlaka bir Abi’ye ihtiyaç olduğu gün gibi ortada.

İstanbul için olası adaylar arasında adı geçenlerden Onursal Adıgüzel, Selçuk Sarıyer, M. Ali Yüksel, Arzu Çerkezoğlu ve İstanbul’a abilik yapacak olan Cemal Canpolat ile Gürsel Tekin’in adları geçiyor.

Şimdi eğri oturup doğru konuşmak gerek. Cemal Canpolat ve Gürsel Tekin'in il başkanlıkları yaptığı yıllarda neler yaptığını hatırlayalım. Gürsel Tekin döneminde kurulan Cumhuriyet Halk Evleri (CHE) nedeniyle büyük gelişme ve üyeye sahip oldu. Onun döneminde yine Tekin’in tabiri ile parti “Ölü evinin yasçısı, düğün evinin tefçisi” olmaktan kurtuldu.

Cemal Canpolat döneminde Adalet yürüyüşüne verdiği büyük destek halen hafızalarda yerini koruyor. Canpolat Başkanlığındaki İstanbul İl örgütünün; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırılarda gösterdiği refleks kesinlikle unutulamaz. 2 saat içinde Taksim-İstiklal caddesini CHP’lilerle boydan boya her babayiğit dolduramaz. Bu başarı Cemal Canpolat’ındır. Ayrıca 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapılan Taksim mitingi İstanbul’da yapılan tarihi mitingler içinde yerini almıştır. Bu başarıda İstanbul il yönetimi ve Başkan Canpolat’ın eseridir. Yine Maçka Parkında başlatılan direniş, Canpolat’ın eseridir. Örgütü böyle diri ve heyecanlı tutmak her başkanın becerisi olmayıp lider kimlikli başkanların işidir. Gördüğüm kadarıyla bunu da beceren hakkını yememek lazım Cemal Canpolat’tır.

Bu abi adaylarının yönetime gelmesi sonucunda Ekrem İmamoğlu’nun da Mart ayında İstanbul Başkan adayı olması ile güç birliği olacağı kanaati ile AKP’nin aday olma ihtimali olan Fahrettin Koca, Tevfik Göksu, Murat Kurum, Şadi Yazıcı ve Hilmi Türkmen’e karşı başarı elde edilebilir.

Ayrıca AKP’de de değişim sancısının olduğu ve Ekim Ayında yapılacak Kurultayda şu andaki parti yöneticilerinin büyük çoğunluğunun değişeceği de ayrıca bilinmelidir.