CHP, "Gerçekleri Bilmeye Hakkınız Var" diyerek yarın sokağa çıkıyor...
İki haftadır Anadolu da özellikle memleketim olan Alucra’nın da içinde olduğu inde içinde olduğu Karadeniz bölgesinde oldum.
İşin bir garip yanı da gezdiğim Samsun, Ordu. Giresun. Trabzon, Gümüşhane, Amasya ve Tokat’ın bir bölümü, gezip gördüğüm ve halkıyla sohbet ettiğim bu iller, ağırlıklı olarak ülkemizi yıllardır yöneten iktidar partisinin oy aldığı illerdi.
Ağırlıklı olarak sohbet etmeye ve hal hatır sormaya çalıştım. Misafirperverlikleri o yokluğa ve yoksulluğa rağmen mükemmel.
Konuşmak için önce çekiniyorlar. Kim olduğunu ve ne için sorduğunu merak ediyorlar. Ne hikmetse bir çekingenlik var.
Sonrasında açılıyorlar ama konu hep bir dokunup bin ah işitmeye dönüyor.
Kimisi geçim zorluğundan, kimileri çocuklarının iş bulamadığından, çoğu kuraklık nedeniyle yeterli mahsül alamadığından ve almış olduklarını da yeterli fiyata satamadığından şikayetçi.
“Bay Kemal” sözü sevilmiyor
Siyaset konuşmayı sevmiyorlar, “Ne var ki ne konuşalım” diyenler çoğunlukta. Laf dönüp dolaşıp ülke yönetimine ve yönetenlere geliyor.
Çarıklı erkanı harp denilen halkımız sitemkar. “Biz iyisiyle kötüsüyle, Demirel, Ecevit, Erbakan Özal, Çiller Yılmaz, Türkeş, Calp dönemlerini özlüyoruz. O zamanlarda ülkemizin durumu çok iyi değildi ama, yönetenler ve muhalefet birbirine saygındı. Memleket meselesi olunca bir masa etrafında toplanıp çare arıyorlar ve önemli kararlar alıyorlardı. Şimdi öyle mi? Kavgada bile duymaya tahammül edemediğimiz laflar duyuyoruz. Mesela “ Bay Kemal” deniliyor. Müfteri deniliyor. Alçak, şerefsiz, zürriyetsiz, sen kimsin, hırsız, soyguncu, vurguncu ve daha aklımıza gelmeyen bir sürü argo laflar havada uçuşuyor. Bunlar hoş şeyler değil. Ortamı geriyor. Bizler burada kimin nereye oy verdiğini biliyoruz. BU laflar bizleri etkiliyor. Onlar söylüyor biz buralarda yüz yüze bakamıyoruz. Bunlar ayıp şeyler” diyorlar.
İnanın düşünüyorum ve tamamen onlara hak veriyorum. Halkımız sizce de haklı değil mi?
20 Yıldır ülkeyi yöneten iktidar,yine yönetmeye talip olan diğer parti liderleri ile bir araya gelip, “Yahu arkadaş mesele böyle böyle, böyle ne yaparız ne ederiz” denildiğini duydunuz mu?
Yahut, “Buyur Sayın Başkan bir kahve içelim. Bir mesele var senin de fikrini almak isterim” denildiğini duyanınız var mı?