Ve insanlar evde kaldılar

Dünya döngüsünü tamamlamaya devam ederken kendiyle beraber yol alan insanlarla da belli sorunlar yaşamaya devam ediyor. Bu sorunlar kimi zaman açlık, kimi zaman savaşlar kimi zaman da salgın hastalıklar. İnsanın doğaya verdiği zararla birlikte geliştirdiği teknolojik gelişmeler insan zaaflarını açığa çıkardı. İnsan deyim yerindeyse “bo...da boncuk arar oldu” Hal böyle olunca da doğal dengeler yerinden oynadı. Bunların yansımaları ‘artan kanser vakaları, hava kirliliği, doğanın talan edilmesi’ sözlerin kral deneyimin hayal olduğu bir dünyaya doğru gidişatı başlattı.
Birlikte yaşamak için gerekli olan ortak değerlerin zamanla yıpranması beraberinde bencilliği getirdi. Paylaşma ve dayanışma ruhu sığ sularda yüzüyor. Ne yazık ki gelecek, neşeli ayak sesleriyle gelmiyor.

Bütün dünya şimdilerde 'Pandemi”yle savaşıyor. Neden ve sonuçları üzerine kafa yoruyor. Sonuç ne olursa olsun insanlık ağır bir darbe aldı almaya da devam edecek.
Bütün bu yaşananlar bize gösteriyor ki biz evren üzerinde sadece bir damlayız. Doğanın bir parçası olmakla birlikte kendi başımıza bir hiçiz. Varlığımızı besleyen her şeye kötü davranan, gittikçe bencilleşen kendi varlığının anlamını unutan kendi nefsinin kölesi olan insanlara döndük. Covid-19 salgınıyla karşılan biz insanlar bir çok şeyi yeniden sorgulamaya başladık.

İşin ciddiyetini toplumsal ve sosyal boyutuyla birlikte ekonomik boyutunu da yaşayarak görüyoruz. Aslında herkes kendi hikayesini yeniden yazıyor. Kendi içine yüzünü çeviren her insan yaşadığı bu dünyaya ne bıraktığını, ne aldığını neyi ne şekilde tükettiğini fark ettiği anda kendi hikayesinin kahramanı olacak hiç kuşkusuz.
Pandemi’nin soluk kestiği 21. yüzyıl’a duyarlılık ve bilinçli baktığımızda yeni bir dünya düzeninin başladığını görmemek mümkün değil.

Özellikle sağlık çalışanlarının en az ülke ekonomisi kadar önemli olduğunu deneyimledik. Sağlık olmadan yaşamın hiçbir anlamı yok. Yapılan çabaların hepsi sağlığı korumak için. Bunun için de Corona virüsüne karşı tüm dünya bir çığlık oldu. Gelinen sonuçlar üzerine ahkam kesilmeden sadece bu süreçlerde sağlık çalışanlarına sahip çıkmayı ve onları gözümüzden sakınmamız gerektiğini biliyorum. Sağlık çalışanlarına destek olalım. Onları onarılması mümkün küçük aksaklıklardan dolayı yargılamayalım. Şiddet göstermeyelim. İçerisinde bulundukları durum onları yeterince yorarken birde dışarıdan gelen şiddete maruz kalmasınlar. Yeterince yorucu, yıpratıcı günlerden geçiyorlar. Hepimizin itinayla kaçtığı ‘Covit-19’la karşılaşmış insanlarla birlikte gün geçiriyorlar.

Giyindikleri koruyucuların hiç biri‘gülden narın’ değil. Kuşandıkları koruyuculardan dolayı nefes almakta zorlanan,alerjik reaksiyonlara maruz kalan arkadaşlarımız var. Hizmet almak için geldiğiniz birimlerde daha anlayışlı olmanız size hiçbir şey kaybettirmez. Üzerine yürüyüp hakaret ettiğiniz, insan olduğunu unuttuğunuz sağlık emekçilerine ne kadar zarar verdiğinizi tahmin edemezsiniz.
Amacınız ‘bağcıyı değil üzümü ezmek’ olsun. Emin olun bu süreçler hep beraber atlatılacak. Yok amacınız üzümü değil bağcıyı dövmekse bir çok insanın hayatını zehir edersiniz.

İnsan değerdir değerli olduğunu hissetmek ister. Sağlık çalışanlarına gözünüz gibi bakın. Hangi alanda ileri düzeyde olursak olalım hiçbir şey sağlık çalışanlarının yerini dolduramaz. Yeni bir dönem başlıyor. Sağlık çalışanlarına daha anlayışlı ve toleranslı yaklaşalım.

Soru sorarken üzerlerine eğiliyoruz. Oysa sosyal mesafe herkes için. Onların insan olduğunu unutmadan robot değiller. Onların da acıları, kayıpları var, onlarında bir yaşam kavgası var. Ses tonlarına çok takılmayın. Yüzlerinde ki yorgunluğu, endişeyi görecek kadar gönlünüz, yüreğiniz açık olsun.

Biz sağlık çalışanları ne kadar yorgun olursak olalım işimizin sorumluluğunun getirdiği yükün farkındayız. Getirisini götürüsünü bilecek bilinçteyiz. Hani sözüm meclisten dışarı deriz ya “gölge etmeyin yeter” yoksa bu zor günler daha zorlaşır.
Çalışanların korunmaya her şeyden öte anlaşılmaya ihtiyaçları hiç bu kadar elzem olmamıştı.

Sağlık çalışanlarının kendi görev ve sorumlulukları belli. Sizin de vatandaş olarak onlara karşı görev ve sorumluluklarınız belli. Bu karşılıklı bir akıştır. Suyu bulandıran hepimizin hayatını bulandırır.

Neyin tanıklığını yaptığımız önemlidir. İnsan önce kendine ayna olma ki başkalarının yaşamları üzerinde olumlu etkiler oluşturabilsin...
Covidli bu günler de, coronasız günlere kavuşuncaya kadar hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için hareket edeceğiz.

Tıpkı 1864'de Kathleen O’Meara' tarafından yazılmış olup bize geçmişten gizemli bir selamla ruhunu dizelerine nakşeden şairin bugünler için kehanet derecesinde olan şiiriyle bitirmek istiyorum.

"ve insanlar evde kaldılar,
kitap okudular ve dinlediler.
dinlendiler, egzersiz yaptılar,
sanat yaptılar, oyun oynadılar
ve yeni varoluş yollarını öğrendiler, durdular daha derinden dinlediler,

biri meditasyon yaptı,
biri dua etti,
biri dans etti,

diğeri kendi gölgesini keşfetti ,insanların düşünceleri değişti, iyileştiler.

cahilce, tehlikeli,anlamsız ve vicdansızca yaşayan insanların yokluğunda,
dünya iyileşmeye başladı. ve tehlike sona erdiğinde insanlar ölüleri için ağladılar
ve yeni kararlar aldılar,
yeni bir dünya hayal ettiler,
yeni yaşam biçimleri yarattılar.

Dünyayı tamamen iyileştirdiler,
Tıpkı kendilerini iyileştirdikleri gibi."

Bizim de dileğimiz vidan ve merhametin rehberliğinde; insanlık için sağlık ve refahın yolunu açacak bilimin ve sağ duyunun kazanacağı bir dönüşümün gerçekleşmesi umuduyla şairin de dediği gibi bu zor günler de 'insanlar kendilerini iyileştirirler.’ İnsan, ‘akıl, yürek, vicdan’ bütünselidir.

Bu günleri tek başına aşmamız mümkün değil. Hep beraber aşabiliriz. Yeter ki bencil olmayalım. Hiç kimsenin acısına sessiz kalmayalım. Umudumuzu asla kaybetmeyelim. Hepimizi boğan bu kuşatılmışlıkta iyimserliğe gerçekten ihtiyacımız var.