‘Testler zekayı değil bilgiyi ölçer. Toplu zekâ testi etik dışıdır’
Çocuklara uygulanan zekâ testine tepki gösteren eğitimci ve psikologlar, “Testler zekayı değil bilgiyi ölçer. Çocuk tek düze bir canlı değildir. Bugün istediği bir şeyi yarın istemeyebilir. İki ayrı yeteneği barındırabilir. Bu etik bir yaklaşım değil” diye belirtti.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, öğrencilerin yetenek ve becerilerinin tespiti çalışmaları kapsamında Eylül ayı itibariyle okullarda zekâ taraması uygulamasının başlatıldığını açıkladı. Bakanın açıklamasına göre pilot okullarda 800 bin öğrencinin taraması yapılırken, taramalar 3 yıl içinde tüm Türkiye'de tamamlanacak. Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan eğitimciler ve psikologlar bu testin pek çok sorunu da beraberinde getireceğini söyledi.
‘BU TESTİN GERÇEKLE İLİŞKİSİ YOK’
Eğitim Sen 3 No’lu Şube Örgütlenme Sekreteri ve Rehber Öğretmen Meral Gülsen çocuklara uygulanacak zeka testinin eğitim sisteminde karşılığı olmadığının altını çizdi. Gülsen, “İlk etapta insana çok masum gibi geliyor. Çocukların zekasını, yeteneğini bilgisini öğreneceğiz, ona göre bir planlama yapacağız gibi algılanıyor. Onlarca çocuğu sadece yetenekleri konusunda teste tabi tutsanız bile gerçekle ilişkisi yok” diye belirtti. Eğitimdeki sorunlara dikkat çeken Gülsen, “Eğitimde fırsat eşitliği yok. Her şey eşitsizlik üzerine kurulmuş durumda. Eğitimde öncelikle fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Hiçbir öğrenci bu eşit yaklaşımla karşı karşıya değil. Testin sonucunu alacaksınız ilgi yeteneğe göre oluşturulacağını söylüyorlar ama bu ortam ve koşulları karşılayacak bir olanak bütün okullarda yok. Buna uygun nasıl bir sistem uygulayacaksınız. Diyelim çocuğun müzik ile ilgili yeteneği çıktı. Ne yapacaksınız. Bu test ile birlikte çocukları gruplara ayırıyorsunuz. Gruplara ayırdıktan sonra ne yapacaksınız. Şuan üstün zekalı olan çocuklara bile gerekli eğitim verilmiyor. Hiçbir çocuğun yetenekleri dahilinde ihtiyaçları karşılanmıyor” dedi.
‘KOŞULLAR BUNA UYGUN MU?’
Eğitim sisteminin ticarethaneye dönüştüğünü dile getiren Gülsen, “Bakan Ziya Selçuk afaki bir şeyden söz ediyor. Uç noktada bir anlayış. Şu an okullarda 40 ile 50 kişilik sınıf ortamlarında alınan zeka testinin bakanlığın e-okul sistemine yerleştirmenin anlamı ne? Koşullar buna uygun mu? Zeka testine girmiş çocuğa bu durum nasıl ve hangi ortamda açıklanacak? Öğretmen bu zeka testi ile ne yapacak? Bugün üstün zekalı çocuklar için bile bir eğitim programımız yok. Ben şöyle düşünüyorum Ziya Selçuk bunu attı ortaya sadece tartışsınlar diye. Çocuklar üzerinde ayrımcılık ortaya çıkacak” diye belirtti.
‘ÇOCUKLARI EVRAKA DÖNÜŞÜTÜRÜYOR’
Okullarda var olan bilgilerin doğru kullanılmadığını da sözlerine ekleyen Gülsen, “Kayıt altına alınan bilgiler ve uygulamalar çocukları evraka dönüştürüyor. Okullarda şu an resim müzik dersi var mı? Okullarda spor yapılıyor mu? Önce bunlara bakmak ve bunları düzene koymak gerekir. Karşımızda bir sürü başlayıp bitmeyen ölü projeler var” diye konuştu. Özel okulların durumuna değinen Gülsen, okulların müşteri ilişkisi üzerine kurulduğunu belirtti.
‘SUNNİ GÜNDEMLER YARATIYOR’
AKP iktidarının yıllardır eğitimde eşitliği hiçe sayan politikalar ile hareket ettiğini belirten Eğitim Sen 3 Nolu Şube Eğitim Yöneticisi Mustafa Cüstan, “Milli Eğitim Bakanlığı, başarısızlıklarını tamamen çocuk ve öğretmenlerde bulan bir anlayışa sahip. Temelde eğitime baktığımız zaman özel okulların teşviki söz konusu. AKP iktidarı okullarda dinselleşme, cinsiyetçi eğitim anlayışı, fırsat eşitliğinin olmaması ekonomik gelir gibi başlıklar öğrenciler arasında inanılmaz boyutta. Somut koşulları yapması gereken Milli Eğitim Bakanlığı zeka testleri gibi gerçekçi olmayan suni gündemler yaratıyor” ifadesinde bulundu.
‘TESTLE İNTİHAR ORANI ARTACAKTIR’
Milli Eğitim Bakanlığı’nın daha önceki yıllarda yaptığı anketlerin ayrımcılığı arttırdığını vurgulayan Cüstan, “Uygulanan testler çocukları ötekileştiriyor, çocuklarda ikilik yaratacak. İnsanı test olarak ölçemezsiniz. Eğitim sisteminin sorunlarını tamamen çocuğa ve öğretmene yükleyen bir anlayışa sahip. Eğitimde var olan sorunlar ortadadır. Çocukların ilköğretimden tutun üniversiteye kadar sınav stresi ve kaygısından dolayı çocuklar intihar ediyor. Bu test ile ayrımcılığa maruz kalan çocuklarda intiharlar artacaktır” diye konuştu.
‘TESTLER ZEKAYI DEĞİL BİLGİYİ ÖLÇER’
Zekanın kabul görmüş ortak bir tanımı olmadığını söyleyen Psikolog Süleyman Emin Derya ise, şu ifadeleri kullandı: “Başlı başına salt zekayı ortaya koyacak bir test de yok. Çeşitli testler zekayı değil bilgiyi ölçer. Zekayı algılamak için bu testler tek başına yeterli olmaz. Çocuk tek düze bir canlı değildir. İçinde çeşitlilikler barındırır. Bugün istediği bir şeyi yarın istemeyebilir. İki şeyi birden isteyebilir. İki ayrı yeteneği barındırabilir. Ya da çocuğun bir şeye yeteneği olmayabilir. Bu testlerin klinik ortamında ihtiyaca göre aileden izin alınarak yapılması gerekir. Topluca bu test uygulanmaz. Bu etik bir yaklaşım değil. Toplumun hepsine yapıldığı zaman zayiata uğrar. Cümbür cemaat bir şekilde yapılamaz. Geçersiz olur. Etik olarak gizli kalması gereken bilgilerdir. Çocuklar akranlarını rol model olarak almakta. Çocuğun zeka seviyesi düşük çıktığında çocuk akranlarından izole olabilir. Kendini kötü hissedebilir. Çocuk değişen ve düşünen bir varlıktır. Tek bir kimliğe, tek bir norma, tek bir dile indirgenemez.”
‘ANADİLDE UYGULANMASI GEREKİYOR’
Çocuklara uygulanacak zeka testlerinin anadilde olması gerektiğine dikkat çeken Derya, “Bu test Türkçe ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki çocuklar Türkçeye adapte olamadan bu test nasıl uygulanacak. Öncelikle çocuğun Türkçeyi tam olarak öğrenmesi gerekiyor. Bu test uygulanacaksa çocukların anadiline çevrilmesi lazım” diye belirtti. (MA)
Yorum Yap