Çocuklarının yanında bir babaya tokat atan şahıs tutuklandı!
Aşil Tendonu mu kaldı
Aşil tendonu, güçlü bir tendon olup baldır kaslarını topuk kemiğine bağlayan tendondur. O güçlü tendon eğitimde dönüşüm projelerinin hızlandığı, yönetici kıyımlarının başladığı 2009 daki 657/76.madde atamaları ile koptu. 2014 de hiç tanımadığı okul yöneticilerine hayali değerlendirmelerle yapılan kıyımlarla da …..
Milli Eğitim Bakanı Ziya SELÇUK’un okul Müdürleri için “somut, ölçülebilir,liyakat esaslı bir süreci harekete geçireceklerini, yeni modelde okul yöneticiliğine atamada adayların “yeterliliklere dayalı” yazılı sınav ve ek bir eğitime tabi tutulacağı açıklamalarının ardından TBMM Genel Kurulunda da, Bir okul, müdürü kadar okuldur diye bir söz vardır. O sebeple okul müdürlerinin, okul yöneticilerinin eğitimini de çok çok önemsiyoruz ve bununla ilgili olarak da önümüzdeki süreçte bütün okul müdürlerinin belirli bir ehliyet ve nitelik çerçevesinde sınavla alınması ve bu sınavın sonucunda da gereken hizmet içi eğitimlerinin yapılmasının üniversitelerle iş birliği içerisinde gerçekleştirilmesinin yol haritasını da şubat ayından itibaren koymuş olacağız” demiş.
“Liyakat ve yeterliliklere dayalı yazılı sınav” ifadelerini duyan Eğitim Bir SEN İstanbul 3 Nolu Şube başkanı Erol MEMİŞ; “Ak parti öncesi dindarların günah keçisi olduğu, yönetici azgın azınlığın bütün gücüyle dindar insanlara, dine, dinle oluşan geleneğe saldırdığı, aşağıladığı” v.b. asılsız iddialardan sonra, “bu ara bazı muhaliflerce binlercesi sınavla!!! Yönetici olan Okul Müdürlerinin hepsinin havuza alınıp sıfırdan başlatılmasının talep edildiğini, Bu türden taleplere kulak vermenin bile ciddî güven bunalımına sebep olacağını, Yeni bakanla birlikte eğitim dünyasında oluşan olumlu havanın tam tersine döneceğini, işlerin iyice çıkmaza girmesine yol açacağını” ifade etmiş. Bu tehditkar açıklamalarını, “MEB'de fazla ses çıkaranın haklı olduğu düşünülmeye başlanmışsa, gereği yapılır!!! Ancak şunun bilinmesini isteriz: Bütün okul yöneticileri günah keçisi olarak görülüyor, müktesep haklar hiçe sayılarak hepsinin havuza alınıp sıfırdan başlatılması düşünülüyorsa, bu mesele bizim için Aşil Tendonu'dur.” diyerek bitirmiş.
“Liyakat, yeterlilik somut ölçülebilir yazılı sınav” v.b. uygulamaların Sayın Başkanı kaygılandırmasını anlıyoruz. Çünkü liyakat ve ehliyetle bulundukları makamlara gelmeyenler bu kavramlardan korkup ürkerler. Bu korku nedeniyle 1998 de çıkarılan yönetici atama yönetmeliğini (70 puan barajı geçenlerin 3 haftalık eğitim sonrası yeniden 70 puan barajlı yazılı sınavla sonucu yönetici adayı olabilme uygulaması) kaldırarak yöneticisi olduğu sendikasının mimarlığında MÜLAKAT=Adamını seçme sınavı sistemine geçilmiştir. Çünkü o sınavlarda 30-40 puan bile alamayanların yönetici olmaları ancak mülakatlarla sağlanabilirdi.
Sayın Bakan’ın soruların çaldırılmaması koşuluyla liyakat esaslı yazılı sınav ve sınav sonrası hizmetiçi eğitim projesini doğru bulduğumuzu ifade ediyor ve liyakat ve ehliyetten kaygılanan sendika Başkanının aşağıdaki sorularımıza yanıt vermesini bekliyoruz .
Binlercesi sınavla yönetici oldu dediğiniz o okul müdürleri liyakat esaslı objektif yazılı sınavlarla mı yoksa mülakatla mı o koltuklara oturdular?
Liyakat esaslı seçme sınavı ile atanan 9000’e yakın okul müdürüne 2014 yılında 652 Sayılı KHK ile yine 2014 Nisan ayında “yalnızca sözlü puanı esas alınarak atanan İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri aracılığıyla hayali değerlendirmelerle operasyon yapılırken o insanların müktesep hakları yok muydu?
O operasyonla görevlerine son verilecek okul yöneticilerinin listeleri nerelerde yapıldı? mülakata gireceklerin mülakat=adamını seçme puanları nerelerde ve kimler tarafından belirlendi? Bu operasyonlarda geçmişte cemaat yurtlarında MAKLUBE ile beslenenler de var mıydı?
2014 Nisan ayında “yalnızca sözlü puanı esas alınarak” atanan bu İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlerinin atamaların ilişkin yönetmeliğin Danıştay tarafından iptal edilmiş olmasına rağmen koltuklarında oturuyor olmasına, bu hukuksuz zatların 2014 yılındaki değerlendirmeleri sonucu görevlerine son verilen hatta bu beylerin değerlendirme işlemleri yargı tarafından iptal edilmesine rağmen hukuk ve ahlakın şah damarı kesilerek görevlerine iade edilmeyen okul yöneticilerinin uğradıkları kıyım karşısında niçin sessiz kaldınız? (Ayrıca bu “yalnızca sözlü puanı ile atama” düzenlemesinin ardında kimler vardı merak etmiyor değiliz…)
2001 Yılında MEB Taşra teşkilatı Şube Müdürlüğü sınavları yaptı. 70 ve üzeri puan alan öğretmen ve yöneticiler 3 haftalık eğitime alındı. Eğitim sonrası tekrar yapılan sınavda 70 ve üzeri puan alanlar Şube Müdürü adayı oldu. Bu adayların çoğunluğu atanmazken 2003 den sonra birçok ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde norm fazlası Şube Müdürü görevlendirmeleri yapılarak bu insanların, hakları gasp, emekleri ve devletin kaynakları heba edilmedi mi?
2009 Nisan ayında Bakan Hüseyin ÇELİK tarafından 657/76.madde ile 1000’e yakın yönetici atanırken niye sessiz kaldınız. Bu atamalarla ilgili 15 Temmuz sonrası bir FETÖ sanığının basına yansımış ifadesine rağmen hiçbir inceleme yapılmayarak koltuklarında oturmalarına niçin sessiz kaldınız?
Geçmişte FETÖ yurtlarında beslenen ve FETÖ sayesinde makam/mevki sahibi olan, ancak 15 Temmuz sonrası demokrasi nöbetlerinde daha fazla resim verip sosyal medyada paylaşarak kendilerini kriptolayanların MEB deki yönetici dizaynında daha etkin olduğu kuşkumuza katılıyor musunuz?
Mustafa MADEN
EĞİTİM-İŞ İSTANBUL 5 NOLU ŞUBE YÖN. KUR.ÜYESİ
Yorum Yap