6 Şubat depremi sonrası yerel medya
Özgürlük Araştırmaları Derneği tarafından hazırlanan bu rapor, yerel medyanın afet yönetimindeki rolünü değerlendirmek, gazetecilerin 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerinin ardından ve halen karşılaştığı zorlukları ele almak ve politika önerileri sunmaktır.
Raporda, yerel medya temsilcilerinin afet anında ve sonrasında toplumu bilgilendirme sürecinde karşılaştıkları iletişim problemleri, teçhizat eksiklikleri ve çalışma koşulları gibi faktörler, yerel gazetecilerle yapılan röportajlar çerçevesinde değerlendirilmektedir. Ayrıca, yerel medyanın yaşadığı maddi ve manevi zorluklar, afet sonrası toparlanma süreci ve gelecekte olası doğal afetlere karşı alınması gereken önlemler üzerine politika önerileri sunulmaktadır. Yerel medya, özellikle afet bölgelerinde ulusal medyanın yeterince ulaşamadığı noktalarda kritik bir bilgilendirme rolü üstlenir. Ancak Kahramanmaraş merkezli depremin ardından yerel medya mensupları, bu önemli görevlerini yerine getirirken büyük zorluklarla karşılaşmışlardır.
Özellikle deprem bölgelerinde haberleşmenin kesintiye uğraması, ofis ve teçhizat kayıpları, enerji kaynaklarının yetersizliği ve psikolojik travmalar, yerel gazetecilerin işlerini yapmasını büyük ölçüde zorlaştırmıştır. Bu zorlukların yanında, ulusal medya organlarına bilgi aktarma çabaları da çoğu zaman yetersiz kalmış ve afetin büyüklüğü tam anlamıyla topluma yansıtılamamıştır. Öte yandan, yerel medya temsilcilerinin röportajlarında sıkça dile getirdiği üzere, afet koordinasyon merkezlerinin medya ile yeterince iş birliği yapmaması ve bilgi paylaşımında şeffaflık eksikliği, kaosun ve dezenformasyonun derinleşmesine yol açmıştır. Yerel medyanın karşılaştığı bir diğer önemli sorun, deprem sonrası bilgi akışının sağlanmasındaki aksaklıklar. Gazeteciler, yerel yönetimlerden bilgi almakta büyük zorluklar yaşamış, çoğu zaman idarenin baskı ve sansürüne maruz kalmışlardır.
Yerel gazetecilerle yapılan röportajlarda sıkça dile getirildiği üzere, idare gazetecilere bilgi sağlama noktasında şeffaf davranmamış, aksine çoğu zaman sansür uygulamışlardır. Bu durum, yerel medyanın afetin gerçek boyutlarını topluma aktarımını engellemiş ve yerel gazetecilerin işlerini yapma süreçlerini daha da zorlaştırmıştır. Özellikle Hatay gibi depremden en çok etkilenen bölgelerde gazeteciler, haber yapma süreçlerinde büyük bir baskı ve sansürle karşılaşmışlardır.
Sonuç olarak, Kahramanmaraş merkezli depremler, yerel medyanın toplumla iletişim kurma kapasitesini ve afet yönetiminde oynadığı rolü ciddi şekilde sınamıştır. Depremden etkilenen bölgelerde yerel medya çalışanları, sadece fiziksel ve maddi zorluklarla değil, aynı zamanda psikolojik travmalar ve iletişim kısıtlamaları ile de başa çıkmak zorunda kalmıştır.
Tüm bu zorluklara rağmen, yerel medya temsilcileri toplumun bilgilendirilmesi ve afet yönetiminin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi adına önemli bir sorumluluk üstlenmişlerdir. Ancak, yerel medya çalışanlarının bu süreçte karşılaştığı eksiklikler, afet yönetiminin başarısız olmasına ve bilgi akışının aksamasına neden olmuştur. Bu rapor, yerel medyanın bu süreçte yaşadığı zorlukları daha yakından inceleyerek, gelecekte olası afetler karşısında yerel medyanın nasıl daha etkin bir rol oynayabileceğine dair öneriler sunacaktır.
Yorum Yap