Her alanda güvensizlik artıyor

GÜNDEMAR Araştırma’nın her ay düzenli olarak yaptığı “Türkiye Gündemi” araştırmasının Ağustos sonuçlarında da çözüm süreci, umut hakkı, belediyelere yönelik operasyonlarla ilgili çarpıcı sonuçlar ortaya çıksa da en çarpıcı bölüm, gözaltı, tutuklama, yargı ve kayyım, mutlak butlan gibi tartışmalardan dolayı yeterince konuşamadığımız “güven” başlığı.

Araştırmaya katılan dört kişiden üçü Türkiye’nin genel olarak “kötüye gittiğini” belirtmiş. Üstelik bu kötüye gidiş her alanda; yargıda, yönetim biçiminde, ekonomide güvensizlik zirve yapmış durumda, üstelik bu yalnızca muhalif seçmen açısından geçerli değil, iktidarı destekleyen seçmen açısından da geçerli bir gerçeklik.

“Sahte diploma, yargı borsası iddiaları ve partiler arası geçişler” gibi gelişmeler karşısında toplumun yüzde 62’si rahatsız ve öfkeli. Toplumun yüzde 31’i ise maalesef artık hiçbir gelişmeye şaşırmayacak noktaya gelmiş!

Araştırma bulguları, Türkiye’de son dönemde yaşanan skandal niteliğindeki olayların kamuoyunda ciddi bir adaletsizlik, öfke ve umutsuzluk duygusu yarattığını ortaya koymaktadır. Ancak aynı zamanda, toplumun geniş kesimlerinde özellikle “artık şaşırmıyorum” diyenlerin oranının yüksekliği, kurumsal yozlaşmanın normalleştiği, toplumsal reflekslerin törpülendiği bir döneme girildiğini göstermektedir. Siyasal kimlikler farklı dozlarda etkili olsa da, adalet duygusunun erozyona uğradığı konusunda partiler üstü bir algı oluştuğu gözlemlenmektedir.

GÜNDEMAR’ın 60 ilde 2225 kişi ile yaptığı araştırmaya katılanlarınyüzde 74’ü, Türkiye’nin genel gidişatının “kötüye gittiğini” ifade ederken, Yalnızca yüzde 18’lik bir kesim “gidişatın iyiye doğru olduğunu” belirtmiş, Yüzde 8’i de bu konuda fikir belirtmemiştir.

Bu tablo, genel kamuoyunda derinleşmiş bir karamsarlık algısı olduğunu açıkça göstermektedir: AK Parti seçmeninin yüzde 55’i, MHP seçmenin de yüzde 45’i de Türkiye’nin genel gidişatının kötüye gittiğini söylerken, bu oran CHP seçmenin de yüzde 94’e, İYİ Parti seçmenin de yüzde 93’e ve DEM Parti seçmenin de yüzde 91 düzeyinde. Muhalif seçmende “işler iyiye gidiyor” diyenlerin oranı yüzde 7’nin altında.

Muhalefet seçmeni açısından uzunca bir süredir mutlaklaşmış bu durum bilinirken, araştırmada iktidar seçmeninde de pozitif algının çözülmeye başladığı açıkça görülüyor.

Ekonomide ise işler kötüye gidiyor diyenlerin oranı yüzde 80’e kadar varmış durumda. Bu oran AKP seçmeninde bile yüzde 66 seviyesinde.Benzer sonuçları ifade özgürlüğü ve demokratik hakların kötü gidişinde ve yargıya güvensizlikte de görüyoruz.

Katılımcıların yüzde 76’sı, yargı ve adalet sisteminin kötüye gittiğini düşünürken, yalnızca yüzde 16’sı “iyiye gidiyor” demiştir. Yüzde 8’i ise fikir belirtmemiş. Bu tablo, yargıya duyulan güven erozyonunun AKP ve MHP seçmenini de içine alacak şekilde toplumun geneline ciddi biçimde sarsıldığını ortaya koymaktadır. (AKP seçmenin yüzde 56’sı, MHP seçmenin yüzde 63’ü “yargı kötüye gidiyor” diyor.)

Sonuçlar böyle olunca hükümeti başarılı görmek tabi ki mümkün değil. Katılımcıların yüzde 61’i hükümeti başarısız, yüzde 25’i başarılı buluyor, bu oran doğal olarak CHP seçmeninde yüzde 87 ile zirvede ama AKP seçmeninde yüzde 47 gibi önemli bir oranda!

GÜNDEMAR’ın araştırmasında muhalefet partilerini “mutlu” edecek sonuçlar ortaya çıkarken, “Sizce muhalefet partileri, görevlerini yerine getirme konusunda genel olarak başarılı mı, yoksa başarısız mı?” sorusuna verilen cevaplar ise muhalefeti de “mutsuz” edecek gibi duruyor!

Araştırmaya katılanların yüzde 63’ü muhalefeti “başarısız”,yüzde 22’si “başarılı” buluyor, üstelik başarısız bulanlar arasında iktidar-muhalefet seçmeni karşılaştırıldığında oran muhalefet seçmeninde daha yüksek. Muhalefet “başarış bulma” oranları şöyle: DEM yüzde 73’ü, İYİ yüzde 73, CHP yüzde 67, AKP yüzde 57, MHP yüzde 48.

Bütün bu sonuçlar iki temel soruyu gündeme taşıyor:
Birincisi, bütün bu sonuçlara rağmen AKP neden hala yüzde 30’larda. (Bu araştırmaya göre CHP yüzde 35, AKP yüzde 30)
İkincisi de, bunca olumsuzluğun sorumlusu 23 yıllık AKP iktidarı olmasına rağmen seçmen muhalefeti neden halen yeterince başarılı bulmuyor?