Cumhuriyet Halk Partisi Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, Kars-Ardahan-Iğdır bölgesinde hızla yayılan Şap hastalığına ilişkin çarpıcı bir uyarıda bulundu. Bölgedeki salgının dramatik boyutlara ulaştığını belirten Alp, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın varyant tespitindeki hatasının binlerce hayvanın telef olmasına sebep olabileceğini vurguladı.

Milletvekili Alp’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Kars-Ardahan-Iğdır’da Şap hastalığı salgını dramatik boyutlara ulaştı.

Bölgede geçen yıl ağırlıklı olarak SAT-2 varyantına karşı aşılama yürütüldü. Bu yıl da aynı varyanta karşı aşılama yapıldı ancak salgınların önü alınamadı. Çünkü bu yıl bölgede SAT-2 değil, SAT-1 varyantı etkili oldu. SAT-2 varyantına karşı vurulan aşılar ise hastalığı yaymaktan başka bir işe yaramadı. Geç de olsa SAT-1 aşısı tatbik edilmeye başlandı fakat varyant Hakkari iline ilk teşhis edildiği andan itibaren yayılmasını önleyici tedbirlerin alınmasında geç kalındı.

Bakanlığın bu hatası belki de binlerce hayvanın telefine sebep olacaktır. Bu da hem bir gıda krizini hem bir halk sağlığı krizini hem de ekonomik bir krizi tetikleyecektir. İktidar her zamanki gibi ortaya çıkacak et ve süt arzını ithalat yoluyla kapatmayı deneyecek; bu da ülke tarımına ve hayvancılığına daha ağır darbeler vuracaktır.

Kısacası, yeni bir çoklu kriz ile karşı karşıyayız.”

Açıklamasında yurttaşlara ve idari makamlara doğrudan çağrıda bulunan Alp, şu ifadeleri kullandı:

“Tüm yurttaşlarımızı ve idari makamları krize karşı bir kez daha uyarıyorum. O kadar ağır bir tablo var ki, eğer acil tedbir alınmazsa telef olacak hayvan sayısı yüzbinleri bulabilir.

Bu bir memleket meselesidir. Kars olarak bir olalım, birlik olalım, şehrimize hep beraber sahip çıkalım.”

CHP’li Alp, çözüm önerisini de somut biçimde şu sözlerle dile getirdi:

“Ankara’daki Şap Enstitüsü, Kars-Ardahan-Iğdır’ı (sınır illeri olduğu için) stratejik bölge ilan etmeli ve gerekirse Kars merkezli pilot bir laboratuvar oluşturmalı ve her yıl etken kaynaklı aşı üretimi yapmalıdır.”

Milletvekili Alp’in bu çağrısı, bölge halkı kadar Türkiye’nin gıda güvenliği açısından da kritik bir uyarı niteliği taşıyor.