Toprak: "Yabancılar, Türk vatandaşının hayal bile edemeyeceği lüks konutların villaların sahibi oluyor"

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, “İktidar, konut fiyat ve maliyet endeksindeki artış yüzde 90’ı aşarken T.C. vatandaşlığı için gayrimenkul alımı tutarını, 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltti. Bir yabancının 400 bin dolara aldığı evi asgari ücretli bir Türk vatandaşının alabilmesi için, yemeden-içmeden yaklaşık 1400 ay ücretini biriktirmesi ve bunun için de 115 yıl çalışması gerekli” dedi.

Toprak, “Gerçekte iktidarın hesabı, değersizleştirdikleri TL karşısında yabancılar açısından ‘sudan ucuz’ hale gelen Türkiye’de konut piyasasındaki yabancı talebi patlamasını kısa sürede döviz kazancına dönüştürmek. Yabancıların konut satışlarındaki payı yüzde 4 düzeyinde olmasına karşılık, şu anda piyasadaki en büyük alıcılar yabancılar olduğu için fiyatlarda belirleyici durumdalar. Emlak ilanlarında ‘vatandaşlığa uygun’ konut satışı ilanlarında patlama gözleniyor” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak açıklamasında şunları söyledi:

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı inşaat maliyet endeksi verilerine göre, inşaat maliyetleri 2022 yılı şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 5,73 geçen yılın aynı ayına göre yüzde 90,27 arttı. Bu oran mart ayı itibarıyla yüzde 61,1 oranındaki resmi enflasyonun 30 puan üzerinde!

İNŞAAT MALZEME ENDEKSİNDEKİ YILLIK ARTIŞ YÜZDE 113,27

İnşaat malzeme endeksindeki artış şubatta aylık yüzde 7,56, işçilik endeksi artışı yüzde 0,23olurken geçen yılın aynı ayına göre malzeme endeksindeki yıllık artış yüzde 113,27, işçilik endeksi artışı yüzde 41,38 oldu. İşçilik endeksindeki artışın yüzde 41 olması, yılbaşında asgari ücrete yapılan yüzde 50 oranındaki artıştan kaynaklanmış görünse de inşaat sektöründe ücretlerin büyük ölçüde yasal asgari ücretin de altına olduğunun işareti. Özellikle Suriyeli, Afgan, Afrikalıların başta inşaat olmak üzere asgari ücretin yarısı düzeyinde ücretlerle ve sigortasız olarak çalıştırıldıkları biliniyor.

TÜİK’in inşaat maliyet endeksi artışının yıllık yüzde 90’ı aşmasına paralel olarak Merkez Bankası’nın açıkladığı konut fiyat endeksi artışı ise şubat ayı itibarıyla aylık yüzde 13,5 yıllık yüzde 96,4 oldu. Konut fiyat endeksi yıllık bazda ise İstanbul'da yüzde 106,3, Ankara'da yüzde 97,1 ve İzmir'de yüzde 90,1 arttı. Ancak gerek TÜİK gerekse MB verilerinin 2 ay geriden geldiği göz önünde tutulduğunda, inşaat maliyet endeksi ve konut fiyat endeksinin nisan verileri açıklandığında bu oranların hayli üzerine çıktığını göreceğiz.

Vatandaşlık için 400 bin dolara çıkartılan konut alımı koşuluna rağmen asgari ücretli bir Türk vatandaşının yabancının sahip olduğu konuta sahip olabilmesi için hiçbir yaşamsal, insani, sosyal harcama yapmadan bugünkü fiyat ve kur düzeyiyle 1.383 aylık maaşını biriktirmesi, ödemesi gerekiyor. Güncel hesaplamayla;

Yabancının 400 bin dolara aldığı konutun TL karşılığı dolar/TL 14,60 üzerinden 5 milyon 880 bin TL

Bu tutar ocak ayında yürürlüğe giren 4250 TL üzerinden 1383 asgari ücrete tekabül ediyor

Asgari ücretlinin 1383 ay çalışarak bu parayı temin etmesi için 115 yıl gerekiyor!

BU İFADELER, 115 YILDA EV SAHİBİ OLABİLECEK VATANDAŞLARLA ALAY ETMEKTİR!

‘Çalışmak isteyene iş var’ diyen CB Erdoğan’ın, TÜİK’in resmi verisiyle 4 milyona, geniş tanımlı olarak 8 milyona varan işsizleri yok sayarak, yüzde 90’a yakını asgari ücretle çalışan milyonları umursamadan söylediği bu ifadeler, bugünkü şartlarda ancak 115 yılda ev sahibi olabilecek vatandaşlarla alay etmektir!

Yabancıya T.C. vatandaşlığı için 250 bin dolarlık tutarın yükseltileceğinin önceden iktidara yakın bazı konut müteahhitlerine sızdırıldığı ve çok sayıda konutun karar yürürlüğe konulmadan bazı zengin Ortadoğu ülkelerindeki gayrimenkul şirketlerine eski tutarın 50-60 bin dolar fazlasıyla toplu satışının yapıldığı iddiaları karşısında, Türkiye’deki gayrimenkul piyasası üzerinden milyonlarca dolarlık rant ve haksız kazancın kimler tarafından paylaşıldığının sorgulanmasını gerektirmektedir.

Halka ‘sabır ve şükürle sınandığını’ söyleyip, ortalama yaşam süresinin iki katı sürede bile ev sahibi olmayı olanaksız hale getiren, dar bir kesimi vergisiz, haksız kazanca, servete boğan ekonomi politikalarının mimarı CB Erdoğan’dır. 

TÜRK VATANDAŞININ HAYAL EDEMEYECEĞİ VİLLALARIN SAHİBİ YABANCILAR OLDU

İktidarın her alanda ülkeyi yangın yerine çeviren bu ekonomik kararlarıyla Iraklılar, Suriyeliler, İranlılar, Afganlar, Suudiler, Ruslar, Ukraynalılar ülkenin en büyük ve en güzel kentlerinde milyonlarca Türk vatandaşının yaşamayı hayal bile edemeyeceği lüks konutların villaların sahibi olabilmektedir.

Asgari ücretli ya da işsiz Türk vatandaşları raflardaki, vitrinlerdeki ürünleri seyrederken; Edirne’ye, Tekirdağ’a, Trakya kentlerine hafta sonu özel araçlarıyla akın eden asgari ücretli Bulgaristan, Yunanistan, Romanya vatandaşları kasalarla, kolilerle aldıkları mallarla geri dönüyor!

İktidarın TL’yi itibarsızlaştırıp, değersizleştiren faiz-kur politikalarının yol açtığı enflasyon yangınıyla, 1 Bulgar levası bile 8,50 TL’ye yükseldi. Türkiye, döviz kazancı olmayan kendi vatandaşları dışında, tüm dünya ülkelerinin vatandaşları için ucuz ve lüks içinde yaşayabilecekleri bir ülke haline geldi.   

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, “İktidar, konut fiyat ve maliyet endeksindeki artış yüzde 90’ı aşarken T.C. vatandaşlığı için gayrimenkul alımı tutarını, 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltti. Bir yabancının 400 bin dolara aldığı evi asgari ücretli bir Türk vatandaşının alabilmesi için, yemeden-içmeden yaklaşık 1400 ay ücretini biriktirmesi ve bunun için de 115 yıl çalışması gerekli” dedi.

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, "İktidar, konut fiyat ve maliyet endeksindeki artış yüzde 90'ı aşarken T.C. vatandaşlığı için gayrimenkul alımı tutarını, 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltti. Bir yabancının 400 bin dolara aldığı evi asgari ücretli bir Türk vatandaşının alabilmesi için, yemeden-içmeden yaklaşık 1400 ay ücretini biriktirmesi ve bunun için de 115 yıl çalışması gerekli" dedi.

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınladı. Toprak'ın, değerlendirmeleri ÖZETLE şöyle:

"İktidarın 20 yıldır izlediği politikalarla yolsuzluklarla mücadele niyetinin olmadığı biliniyor. Bu politikalar Türkiye'yi, devlet olarak yaralayan ve saygınlığını sarsan bir noktaya getirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Uluslararası Narkotik ve Kara Para Raporu'nda Türkiye'nin 'uyuşturucuda transit, kara parada merkez ülke' olarak nitelendirilmesi AK Parti'nin ülkeyi getirdiği noktayı gösteriyor!

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın iki hafta önce yayınladığı İnsan Hakları Raporu'nda Türkiye ile ilgili iddia ve tespitlerine tepki gösteren 'külliyen reddediyoruz' diye açıklama yapan iktidarın, aynı ABD Dışişleri Bakanlığının kokain, kara para, sanal bahis, kumar ithamlarına, transit ve merkez ülke olarak nitelendirmesine suskun kalması, BaFin'in açıklamalarına ve kara para iddialarına iktidar ve Ziraat Bankası'ndan ses seda çıkmaması bu açıdan oldukça dikkat çekici!

"EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI VE EMEKLİNİN BAYRAM İKRAMİYESİ ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA KALMAYACAK"

Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiye programımızı kopyalayıp 1.000 TL ikramiyeye dönüştüren AK Parti, yüzde 61'e ulaşan enflasyona rağmen emekliye zam konusunu gündeme almadı. Kur Korumalı Mevduat (KKM) sahiplerine üç ayda 25 milyar TL ödeyen iktidar, 13 milyon emekliye yapılacak bayram ikramiyesi ödemesinin 25 milyar olduğunu, eğer zam yapılırsa 'hiperenflasyon' yaşanacağını bahane ediyor!

Her seferinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı frenleyen, çalışanların, emeklilerin daha iyi koşullarda enflasyon karşısında yaşamını idame ettirebileceği gelire sahip olmasına set çeken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı servet sahiplerinin, varlıklıların koruyucusu ve hamisi olduğunu gösterdi. CHP ve paydaşlarının iktidarında çalışan, memur, işçi, asgari ücretli, emekli insanca yaşayacağı, enflasyon mağduru olmayacağı ücretlere sahip olacak. En düşük emekli aylığı ve emeklinin bayram ikramiyesi asgari ücretin altında kalmayacak.

"İKTİDARIN ACELESİ VAR VE BİR AN EVVEL HALKIN SAĞLIĞI İÇİN YAPILAN SALGIN HARCAMALARINDAN KURTULMAK İSTİYOR"

Sağlık Bakanlığı'nın pandemi sona ermeden, vakalar ve vefatlar devam ederken Sağlık Uygulama Tebliği'nde değişikliğe giderek hastanelere yatanlar için pandemi bakım ve yoğun bakım ücret ödemelerini yürürlükten kaldırması, sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmayan bir karardır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) pandeminin bittiğini ilan etmedi. Anlaşılan iktidarın acelesi var ve bir an evvel halkın sağlığı için yapılan salgın harcamalarından kurtulmak istiyor!

İktidar, milyonlarca Suriyeliye verilen bedava sağlık hizmeti için yüklü harcamalarla kaynakları tüketirken, faturayı kendi vatandaşına çıkartmaktadır. Daha önce Suriyelilere harcanan milyar dolarları savunarak 'yine harcarız' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan son günlerde Suriyelileri 'onurlu ve güvenli bir şekilde geri göndermekten' söz etmeye başladı. İktidar ittifakının küçük ortağı, düzensiz göçün istila olduğunu, misafirliğin de bir sınırı olması gerektiğini söylemeye başladı. Bizim yıllardır söylediğimiz noktaya geldiler ve yanlışlarını itiraf ettiler.

"115 YIL ÇALIŞMASI GEREKLİ"

İktidar, konut fiyat ve maliyet endeksindeki artış yüzde 90'ı aşarken T.C. vatandaşlığı için gayrimenkul alımı tutarını, 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltti. Bir yabancının 400 bin dolara aldığı evi asgari ücretli bir Türk vatandaşının alabilmesi için, yemeden-içmeden yaklaşık 1400 ay ücretini biriktirmesi ve bunun için de 115 yıl çalışması gerekli!

İktidarın TL'yi itibarsızlaştırıp, değersizleştiren faiz-kur politikalarının yol açtığı enflasyon yangınıyla, 1 Bulgar levası bile 8,50 TL'ye yükseldi. Türkiye, döviz kazancı olmayan kendi vatandaşları dışında, tüm dünya ülkelerinin vatandaşları için ucuz ve lüks içinde yaşayabilecekleri bir ülke haline geldi.

"İKTİDARIN GETİRDİĞİ DÖVİZLE ÖDEME YASAĞI VE TL ÖDEME MECBURİYETİ TL'Yİ İTİBARLI, DEĞERLİ KILMAZ"

Döviz üzerinden ya da dövize endeksli menkul varlıkların TL olarak ödenmesi zorunluluğunun getirilmesi yanında ihracatçıların terkin kapsamında yurt dışında tutabileceği döviz tutarının 30 bin dolardan 15 bin dolara indirilmesi, iktidarın yaklaşan döviz ve kur krizi paniğiyle sermaye kontrollerine hız verdiğini işaret ediyor!

Bu zorunlu uygulamayla döviz üzerinden düzenlenen tüm menkul belgelerde ödemenin TL ile yapılması kuralı, faturasız satışlara, naylon fatura düzenlenmesine zemin hazırlayarak, ekonomide kayıt dışılığı, vergi düşüşünü yaygınlaştıracak.  İktidarın getirdiği dövizle ödeme yasağı ve TL ödeme mecburiyeti TL'yi itibarlı, değerli kılmaz. İktidar ancak enflasyonu düşürebilirse, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığını ciddiye alırsa, ekonomiyi öngörülebilir hale getirirse, güveni sağlayabilirse TL itibar kazanır.

"AK PARTİ İKTİDARI, ÜLKEYİ YÖNETENLER, ARTIK KENDİ ÜLKESİNE-VATANDAŞINA- TOPRAĞINA TÜMÜYLE YABANCILAŞTI"

Sürekli beka sorunundan söz eden iktidar, konut alıp T.C. vatandaşı olan bir yabancının artık vatandaş olduğu için ülkemizde sınırsız şekilde taşınmaz, arsa, arazi vb. edinme imkanına sahip olmasının yaratacağı tehdit ve tehlikeye karşı aymazlık içinde. İktidar, gayrimenkul sektörünü hizmet ihracı kapsamına alarak yurt dışında konut, işyeri, arsa, arazi pazarlayanlara teşvik ve milyonlarca liralık devlet desteğini yürürlüğe koydu!

AK Parti iktidarı, ülkeyi yönetenler, artık kendi ülkesine-vatandaşına- toprağına tümüyle yabancılaştı. Cebinde, banka hesabında dövizi, doları olan yabancılar, bu iktidarın gözünde kendi elleriyle yoksullaştırdığı Türk vatandaşlarından çok daha değerli!