Toprak: İktidarın bu uygulamasıyla yeni konut zedelerin çıkması kaçınılmaz…

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, “Haftalık Değerlendirme Raporu”nu yayımladı.

Toprak, İktidarın ‘İlk Evim Konut Finansman Paketi’ her seçim öncesi açıklanan düşük faizli konut kredisi kampanyalarının bir benzeri olmaktan öte, asgari ücretli, memur, emekli, küçük esnaf ve dar gelirliyle alay etmektir. Kamu bankalarının yüzde 0,99-0,89 oranında zararına faizle kullandıracakları kredilerden doğacak milyarlarca liralık kayıpları, ‘görev zararı’ olarak hazineye ve dolayısıyla ‘vergi ödeyen evsizlere’ yıkılacaktır!” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, paylaştığı 'Haftalık Değerlendirme Raporu'nda şunlara yer verdi:

Cumhurbaşkanı (CB) Erdoğan’ın ‘müjde’ olarak açıkladığı 2 milyon TL’ye kadar konut kredisi kampanyası, 2017 anayasa referandumu, 2018 ve 2019 seçimleri öncesinde ilan edilen konut kredisi kampanyaları gibi kamu bankaları üzerinden seçim yatırımını hedefleyen iktidarın ne kadar çaresiz durumda olduğunu ortaya koydu. Halka söyleyecek yeni bir projesi yeni bir vaadi kalmayan iktidar, eski defterleri karıştırıp bulduğu konut vaadiyle milleti aldatmaya çalışırken, bu kez geniş kesimlerin tepkisiyle karşılaştı.

FİYAT ARTIŞLARIYLA MÜCADELE FİYASKOYA DÖNÜŞTÜ

Pakette asıl müjdeyi yine iktidar müteahhitlerine veren CB Erdoğan, yüzde 50’si tamamlanmış konut projelerinin müteahhitlerine 20 milyar TL destek sözü verdi. 2022 bütçesinde yılın tamamında milyonlarca çiftçiye sağlanacak destekleme ödeneğinin 25 milyar TL olduğu dikkate alındığında bir avuç lüks konut üreticisi müteahhide tanınan ayrıcalık daha da netleşiyor. CB Erdoğan 2 milyon TL’ye kadar olan konutlar için kullandırılacak krediyi açıklarken, uyguladıkları yeni ekonomi modeliyle kurları, maliyetleri, enflasyonu patlatarak, milyonlarca kişinin yaşadığı kentlerde artık 2 milyona ‘ilk el-yeni bitmiş-sıfır konut’ bulmayı, satın almayı imkânsız hale getirdiklerinin farkında değilmiş gibi davranarak müjde veriyor. Kredi kampanyasının açıklandığı gün gayrimenkul piyasası zam depremiyle sarsılırken, satılık konut fiyatları yüzde 15-45 arasında arttı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, gıdada olduğu gibi konutta da fahiş fiyat artışlarına ve fırsatçılara izin vermeyeceklerini ilan etti. Aylardır KDV indirimlerine, marketlere milyarlık cezalara, etiket denetimiyle görevli enflasyon timlerine rağmen fiyat artışlarıyla mücadele fiyaskoya dönüştüğü gibi şimdi de emlakçıları, konut-inşaatçıları, ev sahiplerini tehdit ederek bir sonuç elde etmeleri olanaksız.

Kaldı ki, ilan edilen kampanyanın sonrasında TÜİK’in açıkladığı mart ayı inşaat maliyet endeks artışı yıllık yüzde 101,57 oldu!

TL DEĞERSİZLEŞİNCE YABANCILAR İÇİN KONUT CAZİP HALE GELDİ

Yüzde 70 resmi enflasyona karşılık, yaklaşık yüzde 102 oranındaki inşaat maliyet artışı bunun 32 puan üzerinde. İnşaat malzemelerindeki yıllık endeks artışı yüzde 124. İnşaatta da girdi maliyetleri her kalemde yüzde 100’ün üzerinde artarken en düşük artış yüzde 43 ile işçilik maliyetlerinde ve enflasyonun yarısı kadar. Bu bile çalışanların nasıl ezdiğini gösteriyor. TÜİK’in inşaat maliyet endeksine karşılık, Merkez Bankası’nın açıkladığı konut fiyatları endeksindeki artış şubat ayı itibarıyla yıllık yüzde 96! MB rakamlarına göre iktidarın kredi için şart koştuğu ilk el-yeni konutların fiyatındaki yıllık artış ise yüzde 102! Ortaya çıkan bu tablo olağanüstü girdi maliyet artışları ve bunun da enflasyonu beslemesi gibi, iktidarın başta ekonomik akılla bağdaşmayan faiz indirimi ısrarının sonucudur. Faiz indirilerek kurların yükselişine, maliyetlerin ve enflasyonun artmasına, TL’nin değersizleşmesine zemin hazırlandı. TL tasarruf sahipleri yüzde 70 enflasyon karşısında yüzde 14-17 negatif faizle cezalandırıldıklarını görünce, TL’den kaçarak dövize, altında ya da yatırım amaçlı konut alımına yöneldi. Hem maliyet hem de talep artışları ilk ve ikinci el konut fiyatlarını ve buna bağlı olarak kiraları olağanüstü düzeylere çıkarttı. TL değersizleşince yabancılar için konut alımı ucuzladı ve cazip hale geldi, yabancı talebi de arttı.

İktidarın açıkladığı İlk Evim Konut Finansman Paketi’nde döviz ve altın hesabını bozdurup MB’ye satarak konut bedelinin yüzde 50’sini karşılayanlara verilecek krediye aylık yüzde 0,89, TL peşinat ile kredi çekeceklere aylık yüzde 0,99 faiz uygulanacak. 10 yıl vadeli, 1 milyon TL’lik konut kredisinin yıllık faiz maliyeti yüzde 12,72 ve aylık geri ödeme taksiti 14 bin 277 TL. On yıl vadeli 1 milyon TL kredinin toplam geri ödemesi 1 milyon 713 bin 240 TL. 2 milyonluk kredide ise aylık taksit 28 bin TL’nin üzerine vade bitiminde ödenen toplam 3,7 milyona ulaşıyor. Daha düşük tutarlarda kredi kullanılması durumunda da örneğin 300 bin TL’lik bir kredide aylık taksit tutarı 4283 TL. Bulabilirse 2 milyonluk konut alacak bir kişinin 1 milyonu kendisinin karşılaması gerek. 

MEMUR, İŞÇİ, EMEKLİ KAÇ KİŞİNİN 14-28 BİN TL TAKSİT ÖDEME GÜCÜ VAR?

Asgari ücretli, memur, işçi, emekli, esnaf kaç kişinin 1 milyonluk, 500 bin liralık tasarrufu ve ayda 14-28 bin TL taksit ödeme gücü var?

TÜİK’in Geçim ve Yaşam Koşulları İstatistiklerine göre 2002’de ülke nüfusu içinde kendi evinde oturanların oranı yüzde 73 iken 2017’de yüzde 57’ye, 2020’de yüzde 52’ye gerilemiş. 2023’te ise kendi evinde oturanlarının oranının yüzde 30’a ineceği tahmin ediliyor. Bu vahim bir durum ve sosyal patlamaya yol açabilecek bir sürece işaret ediyor. 

İktidarın konut kredisi müjdesi bir avuç üst gelir grubuna, bankada döviz ve altın olana olanak sağlamanın yanında müteahhitleri kolluyor. 

Kampanyadan yararlanabilmek için evi olmamak, sıfır-yeni konut satın almak vb. koşullar iktidarın ülke gerçeklerinden kopukluğunu, halkın sıkıntılarından bihaber ve sorunlarına duyarsız olduğunun apaçık göstergesidir. 

Fiyaskoya dönüşmeye başlayan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarındaki gibi İlk Evim Konut Finansman Paketi kampanyasında da iktidarın tek hesabı ve hedefi bankalardaki ya da yastık altındaki döviz ve altınların bozdurularak MB’ye satılması, eksiye düşen rezervlere kısa süreli bir çare olmasıdır. Bunun yanında batmak üzere olan, tıkanan, inşaatları yarım kalmış iktidar müteahhitlerine 20 milyar dolar akıtılarak kurtarılmasıdır.

İKTİDARA GÜVENSİZLİĞİN KİMSEYİ İKNA EDEMEDİĞİ ORTADA

Kampanyanın başlatıldığı haftada bankalardaki döviz mevduatının 1,7 milyar dolar artması, iktidarın asıl hedefindeki döviz ve altını olanların bunları bozdurup MB’ye satarak, konut kredisi için peşinat yapmaları beklentisinin tutmayacağını, KKM’de tersine dönüşün başlaması gibi bu kampanyada da iktidara ve ekonomi politikalarına güvensizliğin kimseyi ikna edemediğini ortaya koymaktadır.

Hazine ve Maliye Bakanı kampanya sonrasında artışa geçen konut fiyatları üzerine yine tehdit ve sopa yöntemine başvuruyor. İnşaatçılarla, gıda sektörüyle toplantılar yapıp, fiyat artırmamalarını, indirmelerini istiyor. Ardından ‘sektörlerden indirim sözü aldığını’ belirterek yakında topyekûn olumlu sonuçların yaşanacağını söylüyor. Ancak toplantı sonrası hiçbir sektör temsilcisi ‘fiyatları indireceğiz’ diye açıklama yapmaksızın, sessiz kalmayı tercih ediyor.

Martta yüzde 102 artan inşaat maliyetleri, şubatta yüzde 124 artan konut fiyatları, nisanda yüzde 130 artan tarımsal girdi maliyetleriyle kim, hangi sektör fiyat indirebilir? Anlaşılan bakanla ters düşmemek, iktidarın tepkisini çekmemek için toplantıda bakanın sırtını sıvazlayıp uğurlamışlar. 

Düşük faize rağmen böylesine ağır kriz altındaki bir ekonomide, hızla artan enflasyon ve enflasyonun altında artan ücretlerle, yüksek aylık taksitlerle 2032’ye kadar borç altına girecek olanların bir süre sonra geri ödemelerini yapamamaları, konut inşa eden müteahhitlerin bu maliyet artışlarıyla batması ve bankaların tahsil edemedikleri krediler için evlere, yarım kalmış konut inşaatı şantiyelerine el koymalarıyla ortaya yeni konut zedelerin çıkması kaçınılmaz olacaktır. 

CHP’li  Erdoğan Toprak’ın “Değerlendirme Raporu”nun tamamını okumak için TIKLAYINIZ