Tokatlı yurttaşlardan maden ocağına karşı duruş...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, memleketi Tokat Niksar Yazıcık’ta yapılması planlanan ve bölgenin çevresine büyük zararlar vereceği öngörülen Bentonit Maden Ocağı’na yerel halkla birlikte tepki gösterdi. Karabat, TBMM’de görüşülen zeytinliklerin talanını öngören yasa teklifinin de çevreye büyük zarar vereceğini vurguladı.
Maden ocakları, Türkiye’nin topraklarını dört bir yandan talan etmeye devam ediyor. İktidar, bol keseden maden ruhsatı dağıtmayı sürdürüyor. Olan, maden şirketlerinin yağma yaptığı bölgenin yerel halkına oluyor. Söz konusu sorunların bir örneği, CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat’ın memleketi, Tokat Niksar Yazıcık’ta gerçekleşti. Karabat, köyde açılması planlanan Bentonit Maden Ocağı’na tepki göstermek amacıyla Tokat’a geldi.
40 yıllık süreye sahip olan maden ocağı, 1920 hektarlık alan iznine sahip. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) alanı ise 513 hektar olarak hesaplanıyor. Maden ocağının kurulacağı bölge, Mera Yasası ve Orman Yasası’nın koruması altında kalıyor. Yalnızca Yazıcık kasabasıyla sınırlı kalmayan maden bölgesi, Asar ve Dağüstü köylerinin yanı sıra Niksar Ovası’nın çatı ekosistemi olan Karaçam Düden Yaylası’nı da dolaylı olarak etkiliyor. Tüm bu etkilerin yanında, proje sahasında yapılan flora çalışmaları sırasında, ayı gülü, sümbül ve salep gibi 21 endemik bitki türü bulunduğu bilgisi edinildi. Maden çalışmaları, söz konusu endemik bitkilerin de bölgedeki neslinin sonunu getirebilecek türden zararlar bulunduruyor.
‘SİZE SU BİLE YOK’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat ve Tokat Yazıcık Belediye Başkanı Tuncer Uzunoğlu, CHP Tokat il ve Niksar ilçe teşkilatı ile birlikte maden sahasının yakınlarında köylüler tarafından düzenlenen eyleme katıldı. Eyleme, çeşitli demokratik kitle örgütlerinin yanı sıra sendikalar da katılım sağladı. Köylüler, akın akın eylemin yapıldığı bölgeye gelirken, “Hak, hukuk, adalet” sloganları attı. “Yazıcık’ta maden istemiyoruz” diye haykıran köylüler, ellerinde “Madenci, size bu bile yok, Yazıcık’ta doğa kazanacak” dövizleri taşıdı.
Kürsüye ilk olarak Uzunoğlu çıktı. Maden ocağının potansiyel zararlarını anlatan Uzunoğlu, “Yetkililer böyle bir çalışmaya onay vermiştir. Oysa bilimsel veriler bunun tersini kanıtlamaktadır. Böyle bir yanıltma eylemini Devletimizin cezasız bırakmayacağı kesindir. Belirtilen açıklanan bilgiler doğrultusunda Beldemizde açılması düşünülen maden ocağına hayır diyoruz. Çünkü tüm geçmişimiz yok ediliyor. Yaşanmışlıklar yok ediliyor. Geleceğimiz olmuyor. İnsanlar başta olmak üzere bütün canlıların yaşam hakları yok ediliyor” dedi. Uzunoğlu, başkanlık tarafından Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) ruhsat iptal davası açtıklarını da duyurdu. CHP’li Karabat ise, “Bentonit çıkaracağız” diyerek başlatılan bu proje, doğrudan bir doğa katliamıdır. 40 yıl süreceği söylenen bu maden faaliyeti sadece doğayı değil, buğdayı, cevizi, kirazı, dereleri, ormanları, kuşları ve sağlığımızı tehdit ediyor. Milyonlarca yılda oluşmuş kadim bir ekosistem, 40 yıllık şirket kârına kurban edilemez” ifadelerini kullandı. Projenin halkın rızası olmadan yürütülemeyeceğini vurgulayan Karabat, “CHP olarak bizler, ülkemizin yeraltı zenginliklerinin halkın yararına kullanılmasına elbette karşı değiliz. Madencilik, doğru yapıldığında ekonomiye katkı sağlayan önemli bir sektör. Ancak biz, her yere maden açılmasını değil; doğa, insan ve kamu yararı temelinde, planlı ve denetlenebilir madencilik faaliyetlerini savunuyoruz” diye konuştu.
‘DOĞA ŞİRKET KÂRINA FEDA EDİLEMEZ’
“AKP’nin rant odaklı politikalarının bedelini doğamız ve insanımız ödedi” diyen Karabat, AKP’nin iktidara geldiği dönemden bu yana en az 2 bin madencinin yaşamını yitirdiğini aktardı. Türkiye’nin Avrupa’da en çok maden işçisi yaşayan ülkeler arasında ilk 5 sırada yer aldığına da dikkat çeken Karabat, “Ne insan hayatı ne de doğa, şirket kârına feda edilemez! Bugün Türkiye’de izlenen madencilik politikası, bilimi, yerel ekonomiyi ve halk sağlığını göz ardı eden bir “yağma düzenine” dönüşmüştür” ifadelerini kullandı. İktidara seslenen Karabat, “Kopyala-yapıştır ÇED raporlarıyla milleti kandıramazsınız. Bilim insanları uyarıyor: Bu proje ekolojik yıkımdır. 1913 hektarlık bir alanı yok sayamazsınız” diye konuştu.
‘YENİ YASANIN TÜM MADENLERE ETKİSİ OLUR’
Konuşmasının ardından gazetemiz Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Karabat, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen “zeytinliklerin talanını öngören yasa teklifi”nin buradaki maden projesini etkileyip etkilemeyeceğine yönelik soruyu yanıtladı. Karabat, “Tüm madenlere etkisi olacak. ÇED raporlarının, kurum görüşlerinin hızlandırılması diye bir madde var. Bu; Yangından mal kaçırır gibi ruhsatlandırma ve peşinden de ÇED raporlarının verileceği anlamına geliyor. Denetim ve kontrolün azaltılacağı, birçok unsurun gözden kaçırılacağı anlamına geliyor. Buraya bir maden ruhsatı veriyorsan buradan milli çıkarımızın ne olduğunun ölçülmesi gerekiyor. Burada kaybettiğiniz doğaya karşı ne kazanacaksınız? Bütün bunların analizlerinin hepsini alt üst eden, süreci kontrolsüz haline getiren bir durumla karşı karşıya kalacağız. Türkiye’de vahşi madenciliğin önü açılıyor” dedi.
‘ORMANLARI BİZ KORUDUK, YİNE BİZ KORUYACAĞIZ’
Gazetemiz Cumhuriyet, Tokat Yazıcık köyünde yaşayan köylülerin maden ocağına ilişkin tepkilerini dinledi. Köylüler, “Doğamızı alıyorlar. O zaman bizi de alıp gitsinler. Dengemiz, bozulacak. Kronik rahatsızlıklarımız var. Kötü etkileneceğiz. Emekli olduk, temiz havada köyümüzde rahat edelim diye geldik. Onu da elimizden alıyorlar. Önce insan sağlığı. Meralar, tarım tahrip olacak. Suyumuz bitecek. Geçim sorunumuz olacak. Hükümete çağrımız, vatandaşını dinlesinler. Coğrafyamızı bozmasınlar. Burayı bizim atalarımız korudu. Devletin ormanlara bir faydası olmadı. Biz koruduk, yine koruyacağız” tepkisini gösterdi.
Yorum Yap