TKP 3 gün eylem yapacak...

Komünist Bakış programında Kemal Okuyan'la ülkedeki güncel gelişmeler masaya yatırıldı. Pazar akşamı yayımlanan programda AKP'li isimlerin "Diz çökün, artık bu ülkede azınlıksınız" içerikli açıklamalarını hatırlatan TKP Genel Sekreteri Okuyan, "Haksızlığın, zorbalığın karşısında diz çökmeyiz" dedi.

Türkiye Komünist Partisi (TKP), Cumartesi günü ülkede yaşanan gelişmelere ilişkin siyasi değerlendirmeleri içeren “Hükümete Diz Çökmüyoruz” başlıklı bir açıklama yayımlayarak üç büyük kentte üç gün arka arkaya eylem çağrısında bulunmuştu.

Sokak eylemlerinden ürün boykotuna uzanan protesto biçimlerinin boyun eğmeme kültürüne enerji verdiğini kaydeden açıklamada adaletsizlik ve genel oy hakkına saldırıya karşı verilmekte olan mücadelenin sömürü düzeni ile mücadeleye evrilmesini istemeyenlerin olduğu hatırlatıldı.

Toplumdaki hareketliliğin, AKP ve CHP'nin ajandası doğrultusunda kullanılmaya çalışıldığını vurgulayan açıklamada, eylemlerin yerini teslimiyete bırakmaması için sınıf karakteri kazanması ve bu doğrultuda cesur müdahaleler yapılması gerektiği belirtildi.

İlk eylemler bugün başlıyor: ‘Hükümete diz çökmeyiz. Kurtuluş savaşı kahramanlarının önünde diz çökeriz

TKP'nin, sermaye egemenliğinin sorgulanmasına yardımcı olacak bir mücadele hattını temsil edeceğini aktaran açıklamada "Korkarak, boyun eğerek, teslim olarak diz çökmeyiz. Yurtseverin, devrimcinin, emekçinin anısına saygıyla diz çökeriz" denildi.

Bu doğrultuda Pazartesi'den itibaren üç gün meydanlarda olacağını ilan eden TKP, ilk gün üç büyük ilde düzenlenecek eylemlerin buluşma noktalarını duyurdu.

Pazartesi günü, Kurtuluş Savaşı kahramanlarının, Salı günü iş cinayetlerinde öldürülen emekçilerin, Çarşamba günüyse Gezi'de yitirilenlerin “önünde diz çökülecek.”

TKP’den yapılan açıklamada eylemlerin başlangıç noktaları Pazartesi saat 20:00'de İstanbul, Beşiktaş Meydanı, Motor İskelesi karşısı; Ankara, Ulus Meydanı; İzmir, Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Penguen Kitabevi önü olarak duyuruldu.

TKP Genel Sekreteri İstanbul eylemine katılacak: ‘Enerjimizi bu topraklardaki devrimci dinamiklerin tamamından alıyoruz’

İstanbul’da ilk gün yapılacak eyleme de konuşmacı olarak katılacak olan Kemal Okuyan, Komünist Bakış programında TKP’nin açıklamalarının ardından başlayan yurtseverlik polemiğini, protestolar ve boykot sürecini, TKP’nin diz çökme çağrısının arka planını, iktidar ve sermaye çevrelerine ilişkin tartışmaları ele aldı.

TKP’ye son dönemde gelen eleştirilere yanıt vererek başlayan Okuyan, "Biz marksistiz, olaylara tarihsel ve sınıfsal bakış açısıyla yaklaşırız. Türkiye’de Milli Mücadele'ye de, Mustafa Kemal'e de, Kurtuluş Savaşı'na da böyle yaklaşıyoruz" dedi.

"Sınıfsal mücadeleyi önemsizleştirip, burjuva sınıfıyla işbirliği yapanlar" diye nitelendirdiği bir grubun 100 yıl önceki devrimci dönüşüme sırt çevirmesini eleştiren Okuyan, "Bunlar geçmişte AKP'ye açık veya örtülü bir biçimde destek oldular. Şimdi kalkmışlar 'Kemalizmle hesaplaşma' diyorlar. Ne dediklerini ya bilmiyorlar ya da çok iyi biliyorlar. Bizim açımızdan bu tartışma bitmiştir" ifadelerini kullandı. 

Sermaye egemenliğine karşı mücadele ettiklerini hatırlatan Kemal Okuyan, "Enerjimizi bu topraklardaki devrimci dinamiklerin tamamından alıyoruz. Tarihi ve kökü olmayan hiçbir hareket Türkiye’de başarılı olamaz" diye konuştu.

'Boykot önemliydi ancak dönüştürmemiz gerekiyor'

Saraçhane eylemleri ardından başlayan boykotu da değerlendiren TKP Genel Sekreteri Okuyan, Gezi Direnişi sonrası ortaya çıkan direniş biçimlerinin, mücadeleye katkıda bulunduğu sürece önemli olduğunu söyledi.

Okuyan şunları söyledi:

"Türkiye toplumu örgütsüz. İnsanların kendisini yalnız hissettiği, nasıl tepki vereceğini bilemediği bir ortamda boykot bir dayanışma kanalı olarak ortaya çıktı. Bu çok değerli. TKP buna küçümseyerek yaklaşmıyor ama ne dedik, her şeye sınıfsal yaklaşıyoruz. Emekçi halkın da kendisinin işçi olduğunu fark ederek bir şeyler yapması gerekiyor. Boykot buna uygun bir biçim değil. Tüketimden gelen gücün bir sınırı var. Üstelik zaten tüketimi sınırlanmış geniş bir çoğunluk var. Dolayısıyla bunu dönüştürmek gerekiyor. Bizim görevimiz de bu.

Boykotla beraber 'bizden olan sermaye' algısı da ortaya çıkıyor. Zaten solun da etkilendiği bir 'Tüsiad sever olma hali' var. Buradan söylüyorum Türkiye’de 'Tüsiad sermayesine çökebilecek' bir bürokrasi kurumu yok, ancak gerilim olabilir. Ayrıca bu anyalış da TÜSİAD'ı aklıyor. Diğer holdingler bizim dostumuz mu?

'Hangi sermaye grubu daha çağdaş ne önemi var, sömürücü sömürücüdür'

Sömürücü sömürücüdür. Bu ayrımı ortadan kaldırmamız gerekli.  AKP döneminde palazlanan yandaş sermaye var evet ve bunların bir bölümünün Cumhuriyet değerleriyle problemi var. TÜSİAD sermayesinin bir bölümünün aileleriyse Cumhuriyet döneminde zenginleşmiş ve 'daha çağdaş' duruyorlar. Ne önemi var bunun? Bunlar hem ekonomik hem siyasi olarak iç içeler. Rekabet var ama bunu büyütmek, bir takım sonuçlar çıkartmak bizim işimiz değil. TÜSİAD sermayesinin güelleyen herkes suç işliyor. 'Zamanı değil, siz AKP’ye hizmet ediyorsunuz' diyorlar, AKP TÜSİAD'a hizmet ediyor."

'Haksızlığın, zorbalığın karşısında diz çökmeyiz'

Kemal Okuyan, TKP'nin son açıklamasını da yorumladı." Diz çöküyoruz" sloganına açıklık getirdi.

AKP'li isimlerin bir süredir tekrarladığı "Eski Türkiye artık yok" söylemini hatırlatan, bunun yerine koydukları "millet iradesi"ni de genel oy hakkının gaspıyla kendilerinin aşındırdığına işaret eden Okuyan şöyle konuştu:

"'Diz çökün, siz artık bu ülkede azınlıksınız' diyorlar. Bu tür meydan okumalarda bazen ölçümler karışır, meşruiyete bakarsınız. Cumhuriyet'in kuruluşu böyledir. Karşı çıkanlar, geri olandan yana olanlar, mandacılardır. Bazen de sayı sayılır. Şimdi ikisi de yok ellerinde ve o yüzden 'diz çökün, boyun eğin' diyorlar.

Diz çökmek bazen de saygı ifadesidir. Kurtuluş Savaşı'na, tüm emek verenlere saygı duyarız, diz çökeriz. Ekmeğini kazanırken ölen tek bir işçi bile bu ülke için çok büyük bir kayıptır, onların anısı önünde, Gezi'de kaybettiğimiz evlatlarımız, tutuklu öğrencilerimiz önünde diz çökeriz dedik biz de. Ama haksızlığın, zorbalığın karşısında diz çökmeyiz. Bunu söyledik ve yarından itibaren bu doğrultuda eylemler yapacağız."

'AKP’nin iddia ettiği öykü ortada yok'

2016 darbe girişimine ilişkin de konuşan Okuyan, çatırdayan AKP koalisyonunun darbe sonrası tamamen parçalandığını söyledi. 

"Durumu toparlamaya yönelik bir girişim olduğu açık" diyen Okuyan, "Devleti kalıcı hale getirmek için yeni bir strateji oluşturulmaya çalışıldığı açık. AKP’nin geldiği nokta, temsil ettiği sınıfsal gerçeklik ve bugünkü Türkiye'ye bakınca, buradan, iddia edilen 'ABD'ye, İsrail'e kafa tutuyoruz, yerli ve milliyiz' öyküleri çıkmıyor" dedi. Bu öykünün sistemi sürdürmeye yönelik olduğunun altını çizen TKP Genel Sekreteri, buna da karşı çıkılması gerektiğini vurguladı.

'Tüm sömürücülerimiz yerli ve milli olsa itiraz etmeyecek miyiz?'

Okuyan, "Tarikatları ve holdingleri, halk olarak, sırtımızdan atarız. Gerçekten eşitlikçi bir düzen kurarız, ondan sonra da tarih önünde herkes, bu meşru büyük sıçramaya diz çöker" dedi.

Türkiye’ye bakınca görülen fotoğrafın "muazzam bir demogoji"ye işaret ettiğini belirten Kemal Okuyan, ülkedeki sistemin sömürü üzerine kurulu olduğunun altını çizdi. "Ayrıca tüm sömürücülerimiz yerli ve milli olsa itiraz etmeyecek miyiz? İnsanın insanı sömürmesi bize göre suçtur. Bu toplumsal sisteme diz çökmüyoruz" ifadelerini kullandı. Eşitsizliklerin kamufle edilmesine yardımcı olmayacaklarını vurguladı.

TKP’nin AKP için bir süredir söylediği "yönetemiyorlar" sözünün anlamını derinleştiren Okuyan, oyuncuların TRT'den tasfiyesini, son dönemde yaşananları örnek gösterdi. "Bal gibi yönetiyorlar" diyenlerin, herkesi CHP etrafında muhalefet etmeye çağırdığını kaydeden Okuyan, "Kendi yolumuzda yürüyeceğiz" şeklinde konuştu ve ülkede hiçbir şeyin yönetilemediğini tekrarladı. "Yeni çözüm sürecini" hatırlattı. AKP’nin yönetme güçlüğü yaşadığına, ancak yaşananın sistem krizi olmadığına da dikkat çekti.

TKP’nin kendi programı ve ilkeleri doğrultusunda, dostlarını da yanına alarak, mücadelelerini sosyalist bir cumhuriyet arzu edenlerin güçlenip gerçek bir alternatif haline gelebileceği bir mecraya aktarmaya çalışacağını dile getirdi.