Siyaset Bilimci Demirer: CHP kurultay davası düşmüştür ama…

"İçinden geçtiğimiz dönemde siyasal bir davanın hukuksal bir bakış açısıyla yorumlanması her zaman doğru tahlil yapma garantisi vermiyor… 4 Kasım’dan ne çıkabileceğini dikkate almakta fayda var."

Türkiye'nin aylardır sonucunu beklediği CHP'nin 38. Olağan Kurultayı ile 21. Olağanüstü Kurultayı’nın iptali davasının dördüncü duruşması bugün Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü. Dava, 21 Eylül'de yapılacak kurultay sonrasına, 24 Ekim'e ertelenirken tedbir talebi de reddedildi. Davacılar kurultay öncesi görevde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu ile PM ve YDK üyelerinin dava bitinceye kadar tedbiren atanmasını istemişti.

Kararı Evrensel gazetesine değerlendiren Siyaset Bilimci Doç. Dr. Yücel Demirer, duruşmanın kurultay sonrasına ertelenmesi için "Hukuksal olarak bu davanın düşmesi anlamına geliyor" dedi. "Ancak içinden geçtiğimiz dönemde siyasal bir davanın hukuksal bir bakış açısıyla yorumlanması her zaman doğru tahlil yapma garantisi vermiyor" diye devam eden Demirer, 4 Kasım’da görülecek ceza davasından çıkacak sonucun da önemli olduğuna dikkat çekti.

"MAHKEMENİN TEDBİR TALEBİNE UYMAYIŞI ÖNEMLİ"

Demirer, "Mahkeme heyetinin başta CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile MKYK, Parti Meclisi ve Yüksek Denetleme Kurulu üyeleri olmak üzere tedbiren görevden uzaklaştırılması talebine uymayışı önemli. Asıl beklenti Mahkemenin görevsizlik kararı vermesi olmasına rağmen, davanın altıncı celsesinin 21 Eylül’deki olağanüstü CHP Kurultayı’ndan sonraya, 24 Ekim’e ertelenmesi, hukuksal olarak bu davanın düşmesi anlamına geliyor. Ancak içinden geçtiğimiz dönemde siyasal bir davanın hukuksal bir bakış açısıyla yorumlanması her zaman doğru tahlil yapma garantisi vermiyor, bunu akıldan çıkarmamalıyız" değerlendirmesinde bulundu.

"4 KASIM’I DİKKATE ALMAKTA FAYDA VAR"

Demirer, Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianame üzerinden aralarında Cemil Tugay, Rıza Akpolat ve Özgür Çelik'in de bulunduğu 12 kişi hakkında "oylamaya hile karıştırdıkları" iddiasıyla açılmış bir ceza davası bulunduğunu hatırlattı.  "4 Kasım tarihinde görülecek olan bu davada sanıklar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak isteniyor. Bugünkü davanın sonucunu değerlendirirken 4 Kasım’dan ne çıkabileceğini dikkate almakta fayda var" dedi. 

"ŞEYTANIN EN BÜYÜK KURNAZLIĞI…"

Demirer, bu davaların etkisine de değinerek şunları kaydetti:

"Tüm bu detayların ötesinde CHP’yi işlemez hale getireceği umulan bu manevraların gündemi etkileme rolünü en azından nüfusun belli bir kesimi için başarıyla yerine getirdiğini söylemek mümkün. Kurultayın iptali istemiyle dava açanların avukatlarının CHP hakkında 'suç örgütü' kavramını kullanmasına, iktidar yanlısı kanallarda Mahkemenin aldığı bu kararın hukukun siyasetin etkisinde olmadığının kanıtı olduğunun iddia edilmesine baktığımızda bu davaların yıpratma etkisini yok saymamız mümkün olmaz.

Gelişmeleri izlerken, 1995 yılında gösterime giren 'Olağan Şüpheliler' filminden şu cümleyi hiç akıldan çıkarmamız gerekiyor: 'Şeytanın en büyük kurnazlığı kendini olmadığına inandırmakmış.'"