YSK, CHP 22'nci Olağanüstü Kurultayı'na ilişkin iptal talebi reddetti
Sendikalar: ‘Paket, iş cinayetlerini engellemekten uzak’
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Bakanlar tarafından dün açıklanan “iş güvenliği paketi” değerlendiren DİSK, KESK, TMMOB ve TTB; paketin iş cinayetlerini engellemekten uzak olduğunu belirtti
Şişli’de bulunan DİSK Genel Merkezinde yapılan açıklamaya DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez katıldı.
Kurumlar adına ortak açıklamayı okuyan TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, katılımcı ve demokratik bir yaklaşımla hazırlanmayan bu tür paketlerin günü geçiştirmek, yaşanan büyük iş facialarının ve cinayetlerinin toplumda yarattığı tepkiyi hafifletmekten öte bir amaca hizmet etmediğini belirtti. Siyasi iktidar çalışma hayatını emekten yana düzenlemedikçe, taşeronlaşma ve sendikasızlaştırma durdurulmadıkça iş cinayetlerinin ve ölümlerin önüne geçilemeyeceğini dile getiren Soğancı, emek-meslek örgütlerinin önerileri dikkate alınmadan hazırlanan “yama” tedbirlerle iş cinayetlerinin engellenmesi mümkün olmadığına dikkat çekildi.
Açıklamada, sendikaların, meslek odalarının, üniversitelerin katılımıyla bağımsız bir Ulusal İşçi Sağlığı Güvenliği Kurumu oluşturulması ve madenlerde kamu işletmeciliği talep edildi.
Yine açıklamada, pakette esnek ve güvencesiz çalışma, sendikalaşma önündeki engeller, piyasacı güvenlik sistemi ve rödovans sisteminin devam etmesinin iş cinayetlerini önlemeyeceği belirtildi.
İş cinayetlerinin bilimin ve tekniğin gereği ile yapıldığında engellenebileceği belirtilerek demokratik bir toplumun gereği olarak tüm tarafların karar mekanizmalarına dahil edilmesi gerektiğe dikkat çekildi.
Sendikalaşma
Emekçilerin sigortasız ve güvencesiz bırakılmasını önleyecek düzenlemeler yapılmalı, kayıt dışı çalışma engellenmeli, sendikalaşmanın önündeki tüm engeller kaldırılmalı.
Türkiye’de işçilerin sadece yüzde 5’i Toplu İş Sözleşmesi hakkını kullanabilmektedir. başta çifte baraj uygulaması olmak üzere sendikalaşmanın önündeki engel olan ve ILO standartlarına aykırı engellerli kaldırın.
Piyasa sistemi
İşçi sağlığı ve iş güvenliğini piyasaya devreden 6331 sayılı iş güvenliği yasasının başarısızlığı ortada. Ancak hükümet yeni düzenlemede de piyasadan alınacak hizmet ile işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanacağı yanılgısını sürdürmekte, bu kez de sigorta şirketleri ve yapı denetim firmaları ile sorunu çözeceğini iddia ediyor.
Bağımsız kurum şart
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin çok taraflı bir konu olması itibarıyla, sendikaların, meslek odalarının, üniversitelerin karar süreçlerinden dışlanması kabul edilemez. Bu örgütlerin katılımı ile Ulusal İşçi Sağlığı Güvenliği Kurumu oluşturulmalı, bu kuruluşlar kurumun yönetiminde egemen olmalı; kurum, idari ve mali yönden bağımsız, demokratik bir işleyişe sahip olmalı.
Ulusal İşçi Sağlığı Güvenliği Kurumu oluşturuluncaya kadar geçecek sürede; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, işverenlerin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerini denetleyebilecek bir altyapıya sahip olan bilgi işlem sistemi aracılığı ile işyerleri izlenmeli. Uzman ve hekimlerin tespit ve önerilerini bu sistem aracılığı ile bakanlığa iletmeleri sağlanmalı.
Madende kamusal denetim
Açıklanan önlemler paketinde “yaptırım” meselesi de içi boş bir paketin süsü mahiyetinde. Rödovans ve taşeron sistemi işverene yasaları çiğneme özgürlüğü veriyor.
Bu düzen sürdüğü müddetçe, kölece çalıştırmaya ve sendikasızlaştırmaya yarayan taşeron ve rödovans sistemini başta ağır ve tehlikeli iş kolları olmak üzere tüm iş kollarında yasaklamadığınız sürece hangi yasaları çıkarırsanız çıkarın sonuç değişmeyecek. İşçinin örgütlü gücünün iç denetimi ve iş bırakmak da dâhil “yaptırım” gücü olmadığı müddetçe bu cinayetlerin önüne geçilemez.
Özellikle madenlerde kamu işletmeciliği esas alınmalı ve tüm yaşam alanlarında kamusal denetim egemen olmalı.
Yorum Yap