Selahattin Demirtaş: Sarraf davası TC Devleti’ni sıkıştırma amaçlı bir davadır
Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ABD’de Rıza Sarraf’ın tanık koltuğunda oturduğu davaya ilişkin “Tamamen dış politikada argüman oluşturarak, ABD lehine TC Devleti’ni sıkıştırma amaçlı bir davadır. Ama bunun sorumlusu elbette bu rezaletlerin yaşandığı dönemde üstünü örten AKP’dir” dedi.
Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gazete Duvar’dan Özlem Akarsu Çelik‘e konuşan Demirtaş, Rıza Sarraf’ın itirafçı olduğu davayı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakınlarının para transferleriyle ilgili açıklanan belgeleri değerlendirdi.
Demirtaş’ıın röportajının ilgili kısmı şu şekilde:
Reza Zarrab’ın tanık olduğu mahkemeyi takip edebiliyor musunuz? ABD’deki bu yargılama sürecinde ortaya atılan iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Söz konusu iddiaların çok daha vahimi Türkiye’de 17-25 Aralık sürecinde gündeme gelmişti zaten. Bu iddialar hiçbir şekilde etkili bir soruşturmaya tabi tutularak adil bir yargılama sürecinden geçmedi. Cemaat yargısı da o dönemki soruşturmaları “adil” yürütmedi. Sonrasında olaya el koyan AKP etkisindeki yargı ise olayı tümden kapattı. Olması gereken şey adil bir soruşturmanın ve bağımsız bir yargı sürecinin Türkiye’de işlemesidir. Fakat bugünkü koşullarda bu imkansızdır. Belki bir gün yargı üzerindeki ağır siyaset vesayeti kalkınca olabilir tabii.
ABD’de görülen davanın ise Türkiye’de trilyonları çalınan yoksul ve emekçi halkın mağduriyetiyle hiçbir alakası yoktur. Tamamen dış politikada argüman oluşturarak, ABD lehine TC Devleti’ni sıkıştırma amaçlı bir davadır. Ama bunun sorumlusu elbette bu rezaletlerin yaşandığı dönemde üstünü örten AKP’dir. Gelin görün ki, AKP, her türlü kepazelikten “sahte bir mağduriyet” öyküsü çıkarmayı başarabilme yeteneğindeki bir illüzyoniste sahiptir. Ama illüzyonistler aynı numarayı ne kadar çok tekrarlarsa inandırıcılığını da o kadar yitirirler. Halk artık bu bayat mağduriyet numaralarından bıkmaya başladı. Şapkadan tavşan falan da çıkmıyor zaten.
CHP’nin açıkladığı Man Adası belgeleri için Başbakan Binali Yıldırım sahte dedi. Size göre bu belgelerin anlamı nedir?
Belgeler sahte mi değil mi bilemem. Ancak muhatapları Man Adası’ndan milyonlarca dolar geldiğini zaten kabul ettiler. Savcılar da yakında takipsizlik kararı verip ortada suç falan yok diyecekler. Konunun ahlaki boyutu, haksız kazanç veya rant boyutu yeterince tartışılmadan mesele kapatılmak isteniyor. Velev ki bu paraların tamamı yasal olsun hatta Türkiye’de vergisi bile ödenmiş olsun, kimse bu kişilere bu paraları bu kadar kısa sürede nasıl kazandığını sormayacak mı? Para geldi mi yoksa gitti mi, belgeler sahte mi gerçek mi tartışması son derece sığ ve gereksizdir. Asgari ücretin 1404 TL olduğu bir ülkede bu kişilerin milyon dolarları nasıl ve hangi yolla kazandıklarıdır önemli olan.
Burada CHP’nin tarzı da son derece irrite edici olmuştur. “Az sonra, pek yakında açıklıyoruz” gibi bir yolla kimseden hesap soramazsın. Bu tarzla senin gerçek derdinin fakir fukaranın hakkını savunmak değil sırf Erdoğan’ı ve AKP’yi sıkıştırmak olduğu izlenimi doğar. Oysa bunu siyasi çıkar için değil, sadece halkın çıkarı için yaptığını hissettirebilirsen sonuçları farklı olur.
Yorum Yap