Özel: “Cezaevi personelinin sorunları dağ gibi”

CHP Manisa Milletvekili ve Cezaevi Komisyonu üyesi Özgür Özel Ceza İnfaz Kurumları

Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı üzerinde yaptığı konuşmada cezaevi personelinin

sorunlarını dile getirdi. CHP’li Özel konuşmasında “Cezaevi personelinin sorunları dağ gibi”

dedi.

 

CHP’li Özel, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cezaevi Komisyonunun bugüne kadar Pozantı

Cezaevi’nden başlayarak 50 farklı cezaevinde 150’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini ve

100’den fazla rapor yazdığını, 5 tanesini de kitaplaştırdığını söyledi. Özel konuşmasında;

 

NEREDE BİR HAK İHLALİ VARSA CHP ORADA

“Nerede bir hak ihlali varsa, nerede bir hukuksuzluk varsa Cumhuriyet Halk Partisi bunların

üzerine kararlılıkla gitti bu dönemde ve bunların üzerine giderken suçun türünü, suçlunun

etnik kökenini, inancını, mezhebini hiç sorgulamadık, diliyle ya da ırkıyla, işlediği suçla,

menşeiyle de hiç ilgilenmedik, insan hakları temelinden yaklaştık meseleye. Ve cezaevlerinde

yaptığımız tüm ziyaretler sırasında tespit ettiğimiz üç ana mağdur grubu, üç ana mağduriyet

vardı. Bunlardın bir tanesi mahkûmların yaşadığı sorunlardı. Diğeri, mahkûm yakınlarının

cezaevi ziyaretleri öncesinde, sırasında ve sonrasında yaşadığı sorunlardı ama bir diğeri de

cezaevi personelinin mağduriyetiydi.”

 

CEZAEVİ PERSONELİNİN SORUNLARI YILLARDIR ÇÖZÜM BEKLİYOR

“Cezaevi personelinin ismi değişiyor. Eskiden gardiyan deniyordu, bir devrim yapıldı, infaz

koruma memuru adını aldılar ama sorunları değişmedi. Şimdi bugün onlara iç güvenlik

memuru ve dış güvenlik memuru adını vereceğiz ama sorunlarıyla ilgilenmiyoruz. Oysa

cezaevinde çalışan personelin dört yıl önce, on yıl önce, yirmi yıl önce ne sorunu varsa bugün

de benzer sorunları var. Onların yeni bir sıfata değil, yeni bir statüye, sorunlarının bilinmesine

ve çözüm önerileri getirilmesine ihtiyacı var. Onların bir makyaja, bir yeni isme değil, onların

acil durumlarından dolayı önce nefes aldıracak bir suni teneffüse, sonra da etkin bir tedaviye

ve rehabilitasyona ihtiyaçları var.”

 

CEZAEVİ PERSONELİNİN YIPRANMA PAYI YOK

“İnfaz koruma memurları, müdürler, müdür yardımcıları, aday memurlar, teknik memurlar,

hepsinin sorunları dağ gibi ve çözülmeyi bekliyor. Bizler cezaevindeki mağdurların,

mahpusların yanlarına gittiğimizde gözümüzün içine bakıyorlar girerken ya da çıkarken,

sorunlarını dile getirirler mi, Mecliste bir gün gündeme gelip çözüm üretilebilir mi diye.

Örneğin, cezaevinde çalışan memurlar silah taşıyorlar, cezaevinde, dışarıda görev

yaptıklarında taşıyacaklar, polisler jandarmalar gibi riskli görev yapıyorlar ama yıpranma

payları yok. Çok farklı meslek gruplarına tanınan, gazetecilere tanınan, en nihayetinde

milletvekillerine tanınan bir yıpranma payı cezaevindeki memurlarda maalesef yok.”

 

CEZAEVİ PERSONELİ FAZLA MESAİ ÜCRETİ DE ALMIYOR

“Cezaevi memurları, cezaevinde çalışanlar yıpranma almadıkları gibi fazla mesai de

almıyorlar. İşin enteresanı, onlar en çok, örneğin herkesin dinlendiği bayram günlerinde,

yılbaşı günlerinde çalışıyorlar. Neden çalışıyorlar? Çünkü o günlerde açık görüş var ve herkes

birden, birkaç gün içinde açık görüş yapacak; izinlerin hepsi iptal, hiçbir tanesi ailesinin

yanına, yakınlarının yanına gidemiyor ve kader mahkûmları çocuklarını kucaklarına alabilsin,

bir anne evladına belki son kez sarılabilsin, bayram gününü, yılbaşı gününü birlikte

geçirebilsinler diye onlar kendi ailelerinden, kendi yakınlarından fedakârlık yapıyorlar. Ne bu

özel günlerdeki çalışmalar için, ne günün herhangi bir saatindeki fazla mesai için, ne bir isyan

çıktığı durumda, bütün izinler iptal edildiğinde, gittiklerinde, çalıştıkları fazla mesai için bir

kuruş fazla ücret alamıyorlar. Emekli olmaya kalktıklarında örneğin, 3.800 lira maaş alan bir

müdürün maaşı 2 bin liraya düşüyor; infaz koruma memuru 2.800 lira alıyor, maaşı 1.500,

1.600 liraya düşüyor. Kredi kartları dolu, borç boğaza kadar, emekli olmadan yaş haddine

kadar çalışmayı zorluyorlar ve bulundukları koşullarda devletin 3 öğün için verdiği 4 liralık

yemeği mahkûmlarla birlikte yiyerek, o kötü kaderi birlikte paylaşarak yaşama tutunmaya

çalışıyorlar. Grubumuzun önerileri var, değerlendirilmesini ve bu insanların sesinin artık

duyulmasını talep ediyoruz.” dedi.