Kanal İstanbul tehlikesini büyütüyor: 2-3 yıl içinde büyük bir su krizi yaşanacak.

AKP’nin ısrarla sürdürdüğü Kanal İstanbul projesi, İstanbul’un su kaynaklarını tehdit ediyor. Uzmanlar, Sazlıdere Barajı’nın devre dışı kalmasının yıllık yüz binlerce kişiyi susuz bırakacağını vurgularken, Terkos ve Melen barajları için de alarm veriyor. İSKİ ve şehir plancıları, projenin geri dönüşü olmayan tahribatlar yarattığına dikkat çekiyor.

AKP iktidarının inatla yaşama geçirmeye çalıştığı Kanal İstanbul projesi uzmanların tüm uyarılarına karşın devam ediyor.

Kuzey Ormanları Savunması platformu tarafından, 20 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında Sazlıdere havzasındaki dönüşüme ilişkin paylaşılan videoda havzanın önemli bir bölümünün şantiye alanına döndüğü görüldü. Sazlıdere havzasının imara açılmasının “havza koruma mantığına” zarar vereceğini belirten İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Bülent Solmaz, “Bu yaklaşımla, yıllık 250-700 bin kişinin su ihtiyacını karşılayan Sazlıdere Barajı kullanılmaz hale gelecek” dedi. Böyle bir durumda Sazlıdere Barajı’nın kısa sürekli alternatifinin olmadığına da dikkat çeken Solmaz, “Bunun için bize 8-10 yıl süre ve birkaç milyar dolar lazım. Böyle bir seçenek aramak yerine Sazlıdere’ye sahip çıkmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘YANILTICI BİLGİ VERİYOR’

Kanal İstanbul kapsamında yürütülen bu işlemlerin hukuki geçerliliğinin olmadığını belirten şehir plancısı Prof. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu ise şöyle konuştu: “Projeye ilişkin yargı süreci devam ettiği halde inşaat sürüyor ve havzanın önemli bir bölümü şimdiden tahrip edildi. Dava sonuçlandığında belki de havza tamamen tahrip edilmiş olacak. Bölgenin su havzası olmadığını belirten Bakan Kurum halkı yanıltıcı bilgi veriyor. Yapılan konutların da sosyal konut olduğunu söylüyor. Yapılan konutlar sosyal konut değil. Sosyal konut olsa da havza bölgesine sosyal konut dahi yapılamaz” uyarısında bulundu.

İstanbul’un planlanan nüfus eşiğinin halihazırda aşıldığını ve Kanal İstanbul projesi ile bu nüfusa iki milyon kadar nüfus daha ekleneceğini belirten Prof. Giritlioğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Konuşulan alternatif baraj projeleri, Kanal İstanbul projesinden önce mevcut duruma yönelik planlanan projeler. Bu yaklaşımın tetikleyici sonuçları olacak. Bu projeden yalnızca Sazlıdere değil, İstanbul’un en büyük ikinci su kaynağı Terkos da etkilenecek. Alternatif olarak düşünülen Melen Barajı’nın duvarlarında çatlaklar var ve bu, su tutuşunda sorun demek. 2-3 yıl içinde büyük bir su krizi yaşanacak. Ormanların kesilmesi, yeraltı su kaynaklarında sorun yaratacak. Bu durum aynı zamanda denizlerin serinlemesini engelleyecek, bu da müsilajın sebeplerinden birisi. Su krizi ve gıda krizi yaşanacak. Bu tabloda herkes mağdur olacak. Yanlıştan bir an önce dönülmesi gerekiyor.”

İKİ HAFTADA YÜZDE BEŞ AZALDI

Öte yandan İstanbul’daki barajların doluluk oranı, son iki haftada yüzde 62.09’dan yüzde 56.68’e geriledi. İstanbul’un mevcut su miktarının yüzde 23’ü, Kanal İstanbul projesi kapsamında yok olma tehdidi ile karşı karşıya kalacak Terkos Gölü’nden karşılanırken imara açılan ve içme suyu oranı yüzde 100’den yüzde 0’a indirilen Sazlıdere Barajı ise mevcut su miktarının yüzde 8.28’ini karşılıyor.