İlerici Kadınlar Derneği: Her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz.

İlerici Kadınlar Derneği (İKD) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısı ile Kadıköy Sineması’nda geniş katılımlı bir forum düzenledi. Forumun ardından ise Süreyya Operası önünde bir eylem gerçekleştirildi.

Forum 8 Mart’ın tarihini anlatan bir sinevizyon ile başladı. Tiyatro sanatçısı Damla Özen’in sunuculuğunu üstlendiği forumun açılış konuşmasını İKD Genel Başkanı Umut Kuruç yaptı. Kuruç, 8 Mart’ın tarihsel önemine vurgu yaptığı konuşmasında bugünün kadınlar günü değil emekçi kadınlar günü olduğunu belirtti. Kuruç konuşmasında cihatçı çetelere karşı direnen Suriyeli kadınlara da selam gönderdi.

Forumda, Laiklik Meclisi üyesi ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Eski Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, Lise Öğrencisi Berfin Köni, üniversite öğrencisi Melis Alkılıç, Yazar Tülin Tankut, Sınıf Tavrı Emekliler Platformu Üyesi Yurdal Toksöz, ev emekçisi Gülcan Karadaş, ev emekçisi Nazlı Tizci, sağlık emekçisi Arzu Kader Harmancı birer konuşma gerçekleştirdi, Yazar Gülser Han bir şiirle etkinliği selamladı.

Forumun kapanış konuşmasını Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek gerçekleştirirken, Tekerek konuşmasında yeni bir cumhuriyet mücadelesinde kadınların en ön saflarda olması gerektiğini belirtti.

Forum, Sınıf Tavrı Emekliler Platformu Korosunun dinletisi ile sona erdi.

İKD üye ve dostları forumun ardından Süreyya Operası önünde bir eylem gerçekleştirdi. Eylemde, basın bültenini İKD Genel Sekreteri Nuray Yenil okurken, açıklamada “Bizler eşitlik istiyoruz, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan ekmek gül ve hürriyet günleri için mücadele ediyoruz.” denildi.

Basın bülteninde şunlar kaydedildi:

“Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü. 8 Mart, emekçi kadınların sömürüye karşı eşitlik mücadelesinin günüdür. Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve biz kadınlar yine sermayenin, patronların kar hırsının sonuçlarını yaşıyoruz. Her geçen gün derinleşen ekonomik krizin ağır yükünü taşıyoruz. Her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Patronların kasaları dolarken, çocuklarımızın beslenme çantaları boş kalıyor. Kadınlar iş aradığı için işsizlik artıyor diyen iktidar mensuplarıyla karşı karşıya kalıyoruz, işsizlikle boğuşuyoruz.

Kadının yeri evidir, kadın ailedir diyen bir gerici zihniyetin faturasını ödüyoruz. Boşanmak istediği için, ayrılmak istediği için, çalışmak istediği için, kendi hayatına yön vermek istediği için her yıl yüzlerce kadın öldürülüyor. Biz kadınlar yoksullukla, şiddetle, cinayetlerle mücadele etmeye çalışırken AKP iktidarı kadına yönelik cinsiyet ayrımcılığını pekiştirecek projelere imza atıyor. 2025 yılını Aile Yılı ilan eden AKP iktidarı kadınlara evin yolunu gösteriyor. Güvencesiz ve esnek çalışmayı dayatıyor. Nafaka hakkını kaldırmaya çalışıyor.

Bununla da yetinmiyor Medeni Kanun’u tartışmaya açıyor. Öte yandan Aile Yılı icraatları çerçevesinde geçtiğimiz günlerde LGBTİ yurttaşları açıkça hedef haline getiren yasal düzenlemeler gündeme getirildi. Açıkça anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olan bu düzenleme LGBTİ bireylerin yaşam hakkını tehdit eder niteliktedir ve kabul edilemez. Mevcut anayasayı uygulamayan, laikliği ayaklar altına alan AKP iktidarı Yeni Anayasa tartışması açıyor.

AKP iktidarı kurduğu piyasacı, gerici ve işbirlikçi rejimi Yeni Anayasa ile taçlandırmak istiyor. İstanbul Sözleşmesini rafa kaldıran, 6284’ü uygulamayan, laikliği tasfiye den AKP iktidarının Yeni Anayasasından biz kadınlara ancak gerici baskı çıkar. Bu vesileyle buradan bir kez daha ilan ediyoruz, AKP’nin Yeni Anayasa girişimlerini reddediyoruz.

Cumhuriyetin kazanımlarını tasfiye edenlere, kadın düşmanlığını körükleyen tarikat ve cemaatlere, emeğimize sömüren patronlara, her türlü gericiliğe, cinsiyet ayrımcılığına ve şiddete boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Tarihte olduğu gibi bugün de kadınlar hayatlarına, haklarına, emeklerine, geleceklerine, toprağına sahip çıkmak için meydanlarda, işçi direnişlerinde en önde. İçinde bulunduğumuz ekonomik krizin, yoksullaşmanın ağır faturasını emekçilere kesen, bizi işsizliğe, açlık sınırında ücretlere mahkum etmek isteyen sömürü düzenin karşısında işçi kadınlar var. Polonez’de, Özak Tekstil’de, Kent A.Ş’de ve daha nice işçi direnişinde emeği için direnen kadınlar emeğimiz bizimdir diyor. Topraklarımızı, doğamızı, yandaş ve uluslararası şirketlerin yağmasına açan, rant odaklı projelerin karşısında toprağına, suyuna, doğasına sahip çıkan köylü kadınlar var. Kaz Dağları’nda, Artvin’de, Dikmece’de, Çayırlı’da ve ülkenin dört bir yanında yağmaya, ranta, doğa talanına kadınlar hayır diyor. Ülkemizi karanlığa sürükleyen, kadınları ikincilleştiren, cinsiyet ayrımcılığını körükleyen gerici politikaların karşısında yıllardır direnen, meydanları dolduran ilerici kadınlar var.

Laiklikten, Medeni Kanun’dan, Cumhuriyetin kazanımlarından vazgeçmeyen, patronlara köle, tarikat ve cemaatlere mürit olmayacağız diyen ilerici kadınlar mücadeleyi ve umudu büyütüyor. Toplumsal alanda kadın kimliğini zayıflatan gericiliğin, kadına yönelik şiddeti normalleştiren yargı kararlarının, artan kadın cinayetlerini görmezden gelenlerin karşısında yan yana duran, birbirinden güç alan milyonlarca kadın var. İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden kazanacağız diyen, 6284’e sahip çıkan, adliye salonlarını dolduran kadınlar, özgürce yaşayabileceğimiz yarınların hayalini paylaşıyor.

AKP iktidarının kurmaya çalıştığı istibdat rejiminde kadınlara biçilen gömlek ‘Aile Yılı’ ilanıyla bir kez daha tescillenirken, kadınlar eşitlik, özgürlük, laiklik kavgasını yükseltmeye devam ediyor. Bugün kadınları, emekçileri, aydınları, gençleri baskı altına alarak, gericilikle kuşatmaya çalışarak, yoksulluk, işsizlik ve hatta açlıkla karşı karşıya bırakarak ayakta durmaya çalışan bu sömürü düzeninin karşısında Biz Varız!

Emekçiler var, ilerici kadınlar var. İlerici Kadınlar Derneği emekten, aydınlıktan, bağımsızlıktan yana olan bütün kadınları emperyalizme, sömürüye ve gericiliğe karşı örgütlenmeye, sosyalist kadın hareketine güç vermeye çağırıyor. Bizler eşitlik istiyoruz, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan ekmek gül ve hürriyet günleri için mücadele ediyoruz.

Bizler Laiklik istiyoruz. Gericiliğin toplumsal yaşamı esir almasının önüne geçmek için mücadele ediyoruz. Kadınlara yaşam hakkı tanımayan bu düzeni değiştireceğiz. Yeni bir cumhuriyeti, eşitlikçi bir düzeni hep birlikte kuracağız. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir kez daha ilan ediyoruz, bu memleket bizim, yarınlar bizim. Umudumuzla, direncimizle geleceği kurmak için örgütlü mücadeleyi büyütüyoruz.