İBB’ye yönelik ilk operasyonlarda, 19 Mart’ta gözaltına alınıp 23 Mart’ta tutuklanan ancak “etkin pişmanlıktan” faydalanarak 18 Nisan’da tahliye edilen İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas’ın tutuklanmadan hemen önce sulh ceza hâkimliğinde verdiği ifade ortaya çıktı.

Etkin pişmanlık ifadesinde tutuklu Medya A.Ş. Başkanı Murat Ongun’un ihaleler ve anlaşmalar konusunda kendisine talimatlar verdiğine yönelik çeşitli iddialarda bulunan Abbas’ın, sulh ceza hâkimliğindeki ifadesinde ise “Murat Ongun benim amirim değildir. İş alanıyla ilgili yönlendirmesi olmamıştır. Genel Müdür sıfatıyla işlerimi yaparken Necati Özkan ve Murat Ongun’dan hiçbir şekilde talimat almadım” dediği ortaya çıktı.

DÜŞÜK PAY VURGUSU

Abbas, pek çok ihalenin Ongun’un talimatıyla verildiğini de öne sürdü. Etkin pişmanlık ifadesinde ihale süreçlerine dahil olmadığını söyleyen Abbas, “İhaleler, ihale kontrol birimi tarafindan kontrol edilir, en son aşamada bana imzaya gelirdi. Ben sadece imza atardım ama imza aşamasına kadar yapılan işlemlerle alakalı herhangi bir bilgim yoktur” ifadelerini kullandı.

Ancak Abbas’ın, yine sulh ceza hakimliğinde verdiği ifadede Kültür AŞ bünyesindeki ihalelerin usulüne uygun yapıldığını belirterek “Kültür A.Ş. faaliyetleri içerisinde bahsi geçen ihaleler çok düşük pay barındırmaktadır. Torba ihalelerde firmaların yetkinliklerinin olması, yasal sakıncalarının olmaması ve en yüksek teklifi vermesi, dikkat ettiğimiz unsurlardır” demesi dikkat çekti.

Abbas’ın etkin pişmanlık olarak değerlendirilen ifadesinde Dijital Deneyim Müzesi’nin amacının “seçimlere fon yaratmak” veya “kişilere haksız kazanç sağlamak” olduğunu söylemesi de geçen günlerde İBB tarafından yalanlandı. Abbas, müze açıldığında öve öve bitirememişti.

“MURAT ONGUN BANA İHALE BASKISI YAPTI”

Abbas ifadesinin devamında şunları söyledi: “Amacım sadece İstanbul’a kültürel manada katkı sunmaktı. Kültür A.Ş.’nin faaliyet alanları kültürel işlerle alakalıdır. Genel Müdür olarak göreve başladığımdan itibaren ilk 5 ay içerisinde bizzat Murat Ongun tarafından tarafıma bazı reklam mecralarıyla alakalı işlerin belirli firmalara verilmesi ile alakalı söylemleri ve talimatları oldu.

Hatırladığım kadarıyla ve örnek vermek gerekirse Kadıköy İskelesi’ndeki reklam alanlarının Murat Kapki’nin firmasına, İstanbul Çiçekleri Büfeleri ihalesinin ise Ali Tarakçı’nın şirketine verilmesiyle alakalı bizzat bana Murat Ongun’un söylemleri oldu. Ben bu talimatların birçoğunu yerine getirmedim. Her şeyi usulüne uygun olarak yapmaya çalıştım. Fakat bu baskılar neticesinde göreve başladığım üçüncü ayda bu görevi yapamayacağımı anlayıp istifa dilekçesini Murat Ongun’a, Ertan Yıldız’a ve Yiğit Özduman’a mail attım. Sonra bu üç kişiyle Kalamış’ta ismini hatırlamadığım bir otelde toplantı yaptık ve beni göreve devam etmem yönünde ikna ettiler.”