Geçen dönem CHP Ankara BB Başkan Adayımızdı.

Seçim sonrası yaptığı itirazları ve mücadele ederek sonuçlara sonuna kadar asılması,
CHP tabanında sempati yaratmıştı.

Ne var ki propaganda sürecinde, bir kez olsun CHP’yi dillendirmemişti.

Kaybetmesi kesinleştikten hemen sonra, CHP üyeliğinden de istifa etmişti.

Yetmezmiş gibi CHP kontenjanından belediye meclisine soktuğu isimler de CHP’den kopmuştu.

Bana göre bu tavrı tam bir vefasızlıktı.

Şimdilerde yine adaylığı gündemde.
Ama o yine alçak dağları ben yarattım havasında.

Neymiş parti ‘rozetsiz başkan’ olmak istiyormuş.
Yani ben ‘ilkesizim’ görüntüsüyle ‘CHP’li değilim’ mesajı veriyor.
Ama yine de CHP’ adayı olmak istiyor.

Ne var ki son beyanatında, ‘ben MHP’li ülkücüyüm’ diyor.
‘İYİ partili bir ülkücüyüm’ dese hadi neyse.
Ama onu da demiyor,
Demek ki adamın parti rozeti varmış.

O zaman git MHP’den ya da AKP’den aday ol.
MHP nasılsa AKP’nin payandası.
Sende seçilirsen eğer, geçersin AKP’ye olur biter.

Ya da çok matahsın ya, nasılsa %100 kazanırsın ya, bağımsız aday ol kardeşim.

İlle de niye CHP adayı olmak istiyorsun?

CHP’liler senin nabzına göre mi davranacak?
CHP’liler senin kuklan mı?

Muhterem sayıyla kendine gel.

Hiç kimse ama hiç kimse CHP’nin kurumsal kimliğinden büyük değildir.

CHP Genel merkezi yanılıp da seni aday gösterirse, bilesin ki sonuç nal toplaman olur.

Biz nal toplamaya alışığız.
İçimizden çıkan kendi adayımızla nal toplarız.
Daha evla değil mi?

Son sözüm CHP yönetimine; dereyi geçene kadar kayıya dayı diyenlerle bir yere varılamayacağını görün artık.

CHP yönetimine demem o ki: sayıyla kendinize gelin ve CHP’yi kayı konumuna düşürmeyin!

Çetin Domaç
Emekli Emniyet Md.