İsrail'e mühimmat sevkiyatını durduran İtalyalı liman işçileri: 'Bir iğne bile geçirmeyeceğiz!'
Cumartesi Anneleri/İnsanları 504. buluşması
Cumartesi Anneleri/İnsanları 504. buluşmalarında 1980 yılında İstanbul’da kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray Meydanı’ndaki 504. buluşmalarında 21 Kasım 1980 tarihinde İstanbul’da gözaltına alınarak kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini sorarak sorumluların yargılanmasını istedi.
Bu haftaki eylemde ilk sözü Eren’in kardeşi İkbal Eren aldı. Eren kardeşinin gözaltına alınma ve kaybedilme sürecini hatırlattı.
Eren ailesinin açıklamaları
“Abimin gözaltına alındığı dönemde onunla birlikte gözaltına alınan Nurettin Yedigöl, Süleyman Cihan ve Mustafa Hayrallahoğlu aynı tezgahlardan geçirildiler. Süleyman Cihan ve Mustafa Hayrullahoğlu’na ulaşılabilindiği halde Hayrettin Eren ve Nurettin Yedigöl’ün akıbetleri açıklanmamaktadır.
“Kardeşim kaybedildiği dönemde Şükrü Balcı İstanbul Emniyet Müdürü, Mehmet Ağar da Emniyet Müdür Yardımcısı’ydı. Bunlar insanlık suçu işledikler ve işlenen insanlık suçlarına da göz yumdular.
“Hangi yasanın kaçıncı bendinde ‘vatandaşlar kaçırılır, işkence edilir, gerekirse öldürülür’ yazıyor ben göremedim. O halde failler neden yargılanmıyor?”
Ardından Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren söz aldı. Eren, “Kaybedilenlerin tümü devlet bağlantılı çeteler tarafından katledildi. Fail devlettir. Roboski’de üstümüze bombalar yağdırıldı. Daha geçtiğimiz günlerde Kader Ortakaya sınırda katledildi. Fail cinayet işlemeye devam ediyor” dedi.
Daha sonra ise Hayrettin Eren’in ablası Cemile Eren de, “34 yıl önce hangi acıyı yaşadıysak bugün de aynı acıyı yaşıyoruz. Hayrettin Eren, güzel bir dünya için bütün ezilenler için kendini feda etti. Burada bulunan bütün fotoğraflar Hayrettin’dir aynı zamanda” dedi.
‘Failleri hala aramızda’
Konuşmaların ardından bu haftaki açıklamayı Cumartesi insanlarından Hatun İldemir yaptı.
“Hayrettin Eren’in gözaltına alınışının 34’üncü yıldönümü. Aradan 34 yıl geçti ama 12 Eylül’ün gözaltında kaybettiği Hayrettin Eren ve diğer evlatlarımızın akıbetleri hala karanlıkta, failleri hala aramızda.
“Devlet şiddetinin kalıcı olmasını sağlayan cezasızlık kültürü egemenliğini sürdürüyor. Özetle 34 yıldır tüm iktidarlar darbecilere suç ortaklığı yaparak 12 Eylül’ü yaşatıyor.
“Hayrettin Eren arkadaşı ile buluşmak üzere babasına ait 34 F 6798 plakalı otomobille Saraçhane’ye gitti ve arkadaşı ile birlikte Haşim İşcan Geçidi’nde gözaltına alındı.
“Eren ailesi Milli Güvenlik Konseyi başta olmak üzere birçok merciye başvurdu. Konsey, baba Eren’e, ‘Hayrettin Eren gözaltına alınmadı. Aranıyor’ dedi. Hayrettin’den bir daha haber alınamadı.
“Baba Kemalettin Eren çocuklarına, “Hayri’yi aramaktan vazgeçmeyin” şeklinde vaziyet yazdı.
“Aynı operasyonda yakalanan 8 kişi çıkarıldıkları mahkemede “Hayrettin Eren bizimle birlikte gözaltındaydı” diyerek suç duyurusunda bulundu. Soruşturmayı yürüten savcı “Size inanıyorum ama bu davayı açarsam meslek hayatım biter” dedi.
“Hayrettin Eren emniyette kaybedildi” diyerek suç durusunda bulunan tanıkları dikkate almayan mahkemeler daha sonra Eren’in gaiplik davasında karar vermek için aynı tanıkların ifadesini esas aldılar.
“Başta Kenan Evren olmak üzere, 12 Eylül cuntacıları, İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Siyasi Şube Müdürü Tayyar Sever, Siyasi Şube Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar, işkence timinin şefi Fikret Işık Karalar Hayrettin Eren’in kaybedilmesi suçunun failleridir.”
Hayrettin Eren nasıl kaybedildi?
26 yaşındaki Hayrettin Eren, Yabancı Diller Yüksek Okulunda eğitim görmüş, birden çok yabancı dil bilen, gitar çalan, Beatles şarkıları söyleyen, resim yapan yaşama tutkuyla bağlı bir gençti. Sosyalist hareketin içindeydi. Özgür eşit ve adil bir gelecek için mücadele ediyordu. Bu nedenle polisin hedefindeydi. 1978 yılında İstanbul’da sıkıyönetim ilan edilince aranmaya başlandı.
12 Eylül askeri darbesinden hemen sonra 21 Kasım 1980 tarihinde arkadaşı ile buluşmak üzere babasına ait 34 F 6798 plakalı otomobille Saraçhane’ye gitti. Haşim İşcan Geçidi’nde arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Önce Karagümrük Karakol’una oradan da aynı operasyonda gözaltına alınan 8 kişi ile birlikte Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube’ye götürüldü.
Kullandığı otomobil Gayrettepe’de emniyetin bahçesindeydi ama Hayrettin’in gözaltına alındığı reddediliyordu. Annesi emniyetin kapısında beklerken Hayrettin alt kattaki hücredeydi. Başında Fikret Işınkaralar’ın olduğu sorgu timine ifade vermeyi reddediyor, sorulan soruları cevaplamıyordu. O direndikçe işkencenin de dozu artıyordu.
Eren ailesi Milli Güvenlik Konseyi başta olmak üzere birçok tüm mercilere başvurdu. Konsey baba Kemalettin Eren’e yolladığı yazılı cevapta “Hayrettin Eren gözaltına alınmadı, aranıyor.” dedi. Hayrettin Eren’den bir daha haber alınamadı.
Onunla aynı operasyonda yakalanan sekiz kişi mahkemeye çıkarıldıklarında, “Hayrettin Eren de bizimle birlikte gözaltındaydı.” diyerek suç duyurusunda bulundular. “Hayrettin Eren’in gözaltına alındığının tanığıyım. Onu hem karakolda, hem de siyasi şubede gördüm.” diye savcıya ifade verdiler. Savcı aileye, “ Size inanıyorum ama bu davayı açarsam meslek hayatım biter.” dedi. “Hayrettin Eren emniyette kaybedildi.” diyerek suç duyurusunda bulunan tanıkları dikkate almayan mahkemeler daha sonra Hayrettin’in gaiplik davasında karar vermek için aynı tanıkların ifadesini esas aldı.
Yorum Yap