CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, Yüksek Seçim Kurulunun kararına karşı Kamu Denetçiliği(Ombdusmanlık) ile Türkiye İnsan Hakları Kurumuna şikâyet başvurusunda bulundu. Kararın hukuka aykırı olduğunun artık tartışma konusu olmadığını vurgulayan Tanal, seçimin gayrimeşruluğunu değerlendirme cesaretine sahip mahkeme veya kurum bulana dek başvurularına devam edeceklerini belirtti.

HUKUKSUZLUĞU TESPİT EDECEK KURUM KALMADI

Her iki kuruma da şikayet başvurusunda bulunan CHP’li Tanal konu ile ilgili olarak; “ YSK 16 Nisan’da verdiği karar ile Cumhurbaşkanı’nın izinden giderek hukuku ortadan kaldırıp kendi “fiili durum”unu yarattı. Bugün artık kararın kanunsuz, referandumun usulsüz olduğu konusunda kimsenin bir şüphesi kalmadı. Öyle ki; Ak Partililer bile kararın hukuka aykırılığını tartışmaktan kaçınır hale geldiler, söylemleri çarpıtmakla yetiniyorlar. Ancak referandumun toplum vicdanında hükmü verilmiş olmasına rağmen, bu kararı denetleyecek bir kurum veya mahkeme maalesef bulamıyoruz. Bütün kurumlar ihraç ediliriz korkusuyla sessiz kalıyorlar, başvuruları reddediyorlar. Bir tek YSK’da karara muhalefet şerhi koyan yürekli hâkim var. O da esasen hukukun gereğini, yani görevini yerine getirmiştir.”

HAYIR ÇIKSA NASIL OLURDU?

Açıklamalarına devam eden Tanal, çarpıcı da bir soru sordu: “ Soruyorum Acaba YSK’nın bu kararı sonrasında Referandum sonucu yüzde 51 “Hayır” çıkmış olsaydı nasıl olurdu?  AYM, Danıştay, YSK başvurulara gene böyle mi yanıt verirdi? Tam tersi, kararı veren YSK hakimleri tutuklanır, yandaşlar gazeteciler televizyonda “Seçim Darbesi” adı altında aylarca bu konuyu tartışırlar, kararı veren üyeler hakkında vatan hainine varan söylemlerde bulunulurlardı. Hatta Cumhurbaşkanı insanları sokağa ve sandığa bile davet eder, iç karışıklık çıkar neticesinde referandum yenilenirdi. Ancak bugün geldiğimiz noktada İktidar; kendi istediğini aldığı için hukuku ortadan kaldıran bu “fiili durum” yokmuş gibi davranıyor, sessiz kalıyor. Bu da muhtemelen suçluluk tavrından kaynaklanıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.

TBMM’NİN YETKİSİ GASP EDİLDİ

Açıklamalarına devam eden Tanal, “16 Nisan’da alınan karar ile Anayasa ve Kanunlar açıkça ihlal edilip, Temel hak ve özgürlükler çiğnenmiştir. Aynı zamanda Kamu görevlisi olan Hakimler, görevlerini kötüye kullanarak TBMM’nin yetkisinde olan kanun değiştirme yetkisini kendilerine tanıyarak, kanunun emredici hükmünü yok saymışlardır. YSK mühürsüz oyların tutanağa geçirilmesinin de önüne geçerek seçmen iradesinin sonuçlara yansımasına engel olmuş, vatandaşın özgür seçim hakkını da elinden almıştır. Bu Anayasanın, Kanunların, Temel hak ve özgürlüklerin açık gaspıdır. Bu sebeple YSK’nın kararını; Ombdusmanlık ile İnsanlar Hakları ve Eşitlik Kurumuna da şikâyet ettik. Bakalım Anayasa ile kurulan Ombdusmanlık Kurumu Anayasa’ya sahip çıkacak mı? Ya da adında “İnsan Hakları” bulunan İnsan Hakları ve Eşitlik kurumu özgür seçim hakkını, hukuk devletini tanıyıp bu konuda karar alabilecek mi? Yıllar sonra bile olsa, elbet bir gün, yürekli bir hakim veya memur görevini yapacaktır. O gün gelene kadar mühürsüz seçimi unutturmayıp, hukuk içerisinde hangi yol varsa hepsinin bizzat takipçisi olacağım. ” şeklinde açıklamalarına son verdi.