Özgür Özel: “Erdoğan, fakiri sevmiyor, zenginden alacağı vergiyi siliyor”
CHP’li Kadın vekillerden siyasi partiler yasasında değişiklik isteği
CHP, Siyasi Partiler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hazırladı. 5 maddelik Teklifte, siyasi partilerin büyük kongrelerinin, il ve ilçe kongrelerinin tabii üyelerine kadın ve gençlik kolları başkanlarının eklenmesini istendi.
CHP PM Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ile Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan’ın hazırladığı, CHP’li diğer kadın milletvekillerinin de imza koyduğu Siyasi Partiler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu. 5 maddelik Teklifin gerekçesinde, 1982 Anayasası’nın ortaya koyduğu ve halen ağır biçimde etkisini hissettiren siyasal sistemin, özellikle gençlerin ve kadınların siyasal katılımına engel olmaya yönelik çok sayıda tedbir içerdiğini, erkek egemen bir siyasi yaklaşımın oluşturulmasını hedeflediğini kaydetti.
KADINLAR VE GENÇLER TEMSİL EDİLEMİYOR
Gerekçede, 1982 Anayasası’nın oluşturmaya çalıştığı toplumsal apolitikleştirme sürecinin en önemli taşıyıcılarından birinin de 1983 yılında TBMM’de onaylanan Siyasi Partiler Kanunu’nun oluşturduğu belirtildi. Söz konusu kanunun 7’nci maddesinde siyasi partilerin kadın ve gençlik kollarının “kurulmasının öngörülebileceğine” ilişkin bir hükmün var olmasına rağmen söz konusu kadın ve gençlik kollarının parti organlarında yeteri kadar temsil edilemediği vurgulandı. Gerekçede, mevcut durumun kadınların ve gençlerin siyasi katılım haklarını, alabildiğine sınırlandığına işaret edildi.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın 2008 “İnsani Gelişmişlik” Raporunun hatırlatıldığı Kanun Teklifinin gerekçesinde, gençler arasında siyasi partiye üye olduğunu söyleyenlerin oranının yüzde 5 olduğu kaydedildi. Gerekçede, altında imzamız olan Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nde (CEDAW ) “Taraf Devletler kadının tam gelişmesini ve ilerlemesini sağlamak için, özellikle politik, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlar başta olmak üzere bütün alanlarda, erkeklerle eşit olarak insan hakları ve temel özgürlüklerinden yararlanmalarını ve bu haklan kullanmalarını garanti etmek amacıyla yasal düzenleme dahil bütün uygun önlemleri alacaklardır” hükmü hatırlatılarak bu konuda yasal düzenlemenin şart olduğuna dikkat çekildi.
TEMSİLDE EŞİTLİK
İstanbul Sözleşmesi’nde de, “Kadınlar ve erkekler arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesinin kadınlara yönelik şiddetin önlenmesinde anahtar bir unsur olduğuna” vurgu yapılarak, siyasal plandaki eşitsizliğin somut bir şiddet olduğu vurgulandı.
Hem uluslararası hukuk, hem de iç hukukumuzda yasa önünde fiili eşitliğin özenle altı çizilen bir konu olduğu belirtilen gerekçede, “Anayasamızın “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10. Maddesi ve “Usulüne uygun yürürlüğe konulmuş milletler arası antlaşmalar kanun hükmündedir” diyen 90. Maddesi ışığında temsilde adaletli bir yapının zorunlu olduğu kaydedildi.
EN TEMEL ENGEL: ERKEK EGEMEN SİYASAL KÜLTÜR
Türkiye’de yerleşik ve erkek egemen siyasal kültürün gençlerin ve kadınların siyasi katılımının önündeki en temel engellerden birisini oluşturduğu; kadınların ve gençlerin siyasi partiler içinde siyasi temsillerinin artırılmasının demokrasilerin gelişmesi ve kurumsallaşması açısından büyük önem taşıdığı belirtildi. Gerekçede, “Siyasi katılımın artırılması ve partilerin karar organlarında gençlere ve kadınlara hak ettikleri yerin verilmesi sosyal ve siyasal hareketliliği de artıracaktır” denildi.
Yorum Yap