CHP MYK’SI sonrası CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin önemli açıklamalarda bulundu.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Büyümek istiyorsak haksız, hukuksuz, kanunsuz; yolsuzluk yapmayacağız” dedi. AKP yöneticileri de artık yolsuzluklardan rahatsızlıklarını dile getirmeye başladı.

Sayın Babacan bir gece yarısı milyar dolar rantların elde edildiğini itiraf eden diğer bakan.

Üçüncüsü Sayın Topbaş “Ankara İstanbul’dan elini çek. İstanbul rant merkezi oldu” demek zorunda kaldı.

BONZAİYLE MÜCADELE

Türkiye’yi yöneten insanlar dini eğitim temelerinden geliyor. Türkiye’de uyuşturucu kullanımının en yoğun yaşandığı dönem AKP dönemidir.

Dün sayın Davutoğlu’nun ve Erdoğan’ın söylediklerini hayretle izledim. Ne diyor Davutoğlu “Din eğitimi olsa yolsuzluk olmazdı.” Bu yolsuzluklara adı karışanlara baktığımızda çoğunun din eğitimi aldığını görebiliyoruz.

Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer din eğitimi almazsa uyuşturucu batağına saplanılır.” Oysa  AKP iktidarı uyuşturucu kullanımının en çok olduğu dönemdir.

TEZKERE KONUSU

AKP döneminde iki adet teskere çıktı. Bu iktidarın getireceği bütün tezkerelere CHP’nin kuşkuyla bakması normaldir. Uçağımız düştü, nerde bu askerlerin otopsi raporu sonuçları. IŞİD sorunu Dünya’nın sorunudur ancak tezkerenin içeriğinin ne olduğunu bilmiyoruz.

Uçağımız düştü 2 pilotumuz şehit oldu. Bununla ilgili iktidar yetkilileri “yakarız yıkarız gibi yüksek tonda cümleler kurdu..Hala yanıtlamadıkları üç soru var.

1- Uçağımız hangi gerekçeyle oradaydı

2 Uçağımız neden düşürüldü?

3 – Pilotlarımızın otopsi raporları nerede?

Bütün ciddi devletlerde tezkere gelmeden önce ana muhalefet partilerine bilgi verilir.

Tezkere yarın gelecek. İçeriğinin ne olduğunu bilmiyoruz. Bu bilgilerin ana muhalefetle paylaşılması gibi bir geleneğe sahip değiller.

Basınımızın medyamızın ne durumda olduğunu biliyoruz. Merkez medyada 3’er 5’er kişi işgal orduları gibi tayin edilmiş yayın akışlarını belirliyor. “Alo Fatih”ler dönemi bitti.

Sayın Genel Başkanımız “Ortadoğu bataklığı dediği için Başbakan Sayın Genel Başkanımıza çok ağır cümleler kullanmıştı. Şimdi kim bataklık diyor. Sayın Başbakan, Sayın Cumhurbaşkanı bataklık diyor.